8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’
KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı…
Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında ilan edilen 8 ‘Mart Dünya Kadınlar Günü’nün geçmişi çok eskilere dayanıyor. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
1910 yılında, Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale bağlı ‘Sosyalist Kadınlar Kongresi’ yapılmıştır. Bu kongreye 110 kadın delege katılır ve bu delegelerden, Clara Zetkin ve Alexandra Kollontay, 8 Mart’ı ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlamayı önermişlerdir. Kadın hakları hareketini, özellikle oy hakkını onurlandırmayı amaçlayan “Kadınlar Günü” önerisi oy birliği ile kabul edilmiş ve ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ adıyla kutlanmaya başlanmıştır.
1975 yılında ‘Dünya Kadınlar Günü’nü ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın tüm kadınlar için ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. Kadınlara eşit hakların verilmesinin Dünya barışını güçlendireceği kabul edilmiştir. Böylece 8 Mart, dünyada kadınların yüzyıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline gelmiştir.
‘Dünya Kadınlar Günü’, Türkiye’de ilk kez 8 Mart 1921 tarihinde Cemile Rahime ve Naciye Hanım’ların önderliğinde Ankara’da kutlanmıştır. O tarihlerde Türk kadınların durumu neydi; Türk kadını neyle meşguldü?
Kocasını, oğlunu cepheye gönderen Türk kadını acaba evinde ne yapıyordu? Türk kadını, vatan savunması için cepheye uğurladıklarının ardından ağıt yakacağına, Türk askerine silah ve malzeme yetiştirmiştir. Onlar kağnı peşinde cepheye mermi taşıyarak “Kurtuluş Savaşı Destanı”nı yazmıştır. Cepheye koşan mücahit kadınların birkaçını bu makalemizle hafızası zayıflara hatırlatalım.
Kurtuluş Savaşı’nda savaşan tüm kadınların ortak adı Kara Fatma olmuştur. Bu “Kara Fatma”ların en ünlüsü Fatma Seher’dir. Balkan Harbi’ne kocası subay Derviş Bey ile katılan Fatma Seher, Kafkas cephesinde savaşmıştır. Önce İzmit’in ve sonra da Bursa’nın kurtuluşunda görev alan Kara Fatma, kendisine bağlanan maaşı “ben ne yaptım” diye ret etmiştir.
İzmir’in İşgali üzerine Anadolu’nun her yerinde mitingler düzenlenmiştir. Halide Edip’i, Nakiye Elgün’ü, Sabahat Hüsamettin’i, Naciye Faham Hanım’ı, Münevver Saime Hanım’ı, Sabahat Hanım’ı, Sivas Valisi Reşit Paşa’nın eşi Melek Reşit Hanım’ı, Nezihe Muhittin’i, Sabiha Zekeriya’yı, Belkıs Hanım’ı, Meliha Avni’yi ve İffet Halim Hanım’ı mitinglerde öncü kadın oluşları nedeniyle saygı ile analım.
Atatürk diyor ki; “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.”
Siyasal hakların en önemlisi, 5 Aralık 1934 gün ve 2599 sayılı yasanın 10. maddesiyle, 22 yaşını bitiren her Türk, Milletvekili Seçme Hakkına, aynı yasanın 11. maddesiyle de, otuz yaşını bitiren kadın-erkek her Türk, ‘Milletvekili Seçilebilme Hakkı’na kavuşmuştur.
Atatürk, Manevi kızı Nebile’nin düğününde…(17 Ocak 1929)
Cumhuriyetin 11. yılında Türk kadınının elde ettiği milletvekili seçilme hakkına; Fransız kadını 1944’te, İtalya 1945’te, Yunanistan’da 1952’de, Belçika’da 1960’ta ve İsviçre’de 1971’de kavuşmuştur.
Türk kadını, yukarıda anımsattığım nenelerinin yaptığı mücadeleyi yok sayıp, evine kapanıp sadece çocuk doğurmak görevine asla dönmeyecektir. Türk kadınları Atatürk’e verdiği sözü unutmayıp, çağdaş Türkiye’nin her yerinde ve her görevinde yerine almaya devam edecek ve asla geri dönüşü kabul etmeyecektir. Türk kadının 08 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarım.
Saygılarımla
8 Mart 2025
Ahmet Gürel
Araştırmacı-Yazar