Dolar 36,6128
Euro 39,9171
Altın 3.458,51
BİST 10.580,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 24°C
Çok Bulutlu
Denizli
24°C
Çok Bulutlu
Per 28°C
Cum 30°C
Cts 31°C
Paz 27°C

8 Mart sebebiyle İstanbul Barosu’nun düzenlediği panelde kadının kamusal alanda var olma mücadelesi anlatıldı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında İstanbul Barosu’nun düzenlediği panelde Türkiye’de hukuki ve toplumsal açıdan kadın sorunları ve mücadele yolları tartışıldı.

8 Mart sebebiyle İstanbul Barosu’nun düzenlediği panelde kadının kamusal alanda var olma mücadelesi anlatıldı
7 Mart 2025 15:51

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle dün İstanbul Barosu’nda “Kamusal ve Özel Alanda Kadın: Deneyimler ve Mücadele” isimli bir panel düzenledi. 

Panelin sunuşunu İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Özlem Özkan yaparken, panel İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ezgi Şahin Yalvarıcı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. 

“ÖZGÜRLÜK KAMUSAL ALANDA İFADE BULUR”

Konuşmacılardan Prof. Dr. Fatmagül Berktay, “Tarihsel Planıyla Kadın Kimliği ve Aile” üzerine analizlerde bulundu. 

Türkiye’de feminizm ve tarihsel kadın çalışmaları alanında akademide önemli eserler vermiş Berktay’ın “Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın” isimli çalışması dünyadaki en önemli feminist yayınlardan biri olarak görülüyor. 

Kadının kamusal alandaki varlığının aile meselesiyle ilişkili olduğunu belirten Berktay, toplumsal cinsiyet sorununun temelinde kadının kamusal hayattan dışlanmasının yattığını söyledi.

Berktay, “Kadının aileye ve özel alana ait olduğu, yönetmeye değil yönetilmeye yani itaat etmeye yatkın olduğu düşünülüyor. Ancak iktidar kamusal alanda tezahür eder. Özgürlük kamusal alanda yapılan eylemde ifadesini bulur. Birer birey olarak her birimizin benzersizliğinin, ne olduğumuzun değil kim olduğumuzun ortaya çıktığı yer kamusal alanın eylem ve görünümler sahnesidir” ifadelerini kullandı. 

“KADINLARIN CEHENNEMİNİ SAVUNAMAYIZ”

Kadınların 20. yüzyıl ile birlikte kazanmaya başladığı kamusal alan haklarının tüm dünyada geri çevrilmeye çalışıldığını söyleyen Berktay, iktidarın aile yılı ilan etmesini eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sivil toplum kuruluşlarını “aileyi savunmamakla” suçladığını anımsatan Berktay, “İçinde eşitlikçi ilişkilerin yaşandığı, korku şiddet ve istismar yerine sevgi ve saygının egemen olduğu demokratik aileyi savunuyorlar. Kimse onlardan kadınların ve çocuklarının cehennemini savunmasını beklemesin” dedi. 

Türkiye’de kadının aile içindeki işlevinin devlet tarafından, “toplumun istikrarı ve milletin bekasının temel noktası haline getirildiği” tespitini yapan Berktay, “2010 sonrasında otoriterlik ve islamcılık söylemi belirginleşti. İktidar toplumsal cinsiyete ilişkin konuları devlet-cemaat-piyasa rolleriyle bağlantılı olarak araç olarak kullanıyor. Erkekler dış dünyada yaşadıkları yoksullaşma ve güçsüzleşmeyi, aile içinde kadınlar ve çocuklar üzerinde sahip oldukları iktidar ilişkilerinde telafi etmeye çalışıyor. Kadınlar bu sebepten özerklikten, kendi yaşam ve bedenleri üzerinde söz sahibi olma hakkından mahrum bırakılıyor” dedi. 

ÇÖZÜM: KESİŞİMSEL SİYASET

Kadınları anne olma olasılıkları ile yücelten “fıtrat” anlayışının, iktidarın sadece kadınlar değil tüm toplum üzerindeki denetimini arttırmasının bir parçası olduğunu ifade eden Berktay, “İstenen, kadınların bağımsız özneler olmaktan çıkmaları ve otoriter bir yönetimin istediği biçimde hem itaat eden hem itaatkar nesiller yetiştiren ve ancak bunun karşılığında korunmayı hak eden annelere dönüşmeleri. Bunlarla mücadele etmenin yolu yalnızca kadın mücadelesinde değil tüm özgürlük mücadelelerinde yer almaktır yani kesişimsel siyasettir” diye konuştu. 

ŞİDDET DAVALARINDA “EŞİT KUSUR” OLUR MU?

Konuşmacılardan, 25, 26, 27. Dönem HDP Milletvekilliği yapan Av. Filiz Kerestecioğlu, Türkiye’de hukuk alanında feminist mücadelede yer alan önemli isimlerden. Uzun yıllar boyu mahkemelerin kadınlara yönelik şiddeti ve baskıyı meşrulaştıran kararlarına karşı etkin mücadele yürüten Kerestecioğlu, konuşmasında söz konusu davalardan örnekler verdi.

Yıllar içinde hukuk dilinin kadın hareketinin güçlenmesine paralel olarak değiştiğini ancak hala cinsiyetçi yargı kararlarının alınabildiğini belirten Kerestecioğlu, “Dünyada ve Türkiye’de kadınlara yönelik bu kadar ayrımcılık varken hukuk ve yasaların ayrımsız uygulanabilir olduğunu iddia etmek safdillik olur. Başka bir insan, başka bir kadın, başka bir aile istemedikleri için bu kadar fazla saldırı var üzerimizde. Biyolojik cinsiyet gibi faşist kavramlarla LGBTİ bireylere de yönelen söylemlerin karşısında durmalıyız” dedi.

Verilen kararlarda “eşit kusurludur” ifadesinin kullanılmasının sorunsallığına işaret eden Kerestecioğlu, şiddetin karşısında kadının da kusurlu bulunduğu gerekçeleri koymanın şiddeti meşrulaştırdığını vurguladı.  

KAĞIT ÜZERİNDE DEĞİL GERÇEK EŞİTLİK!

Konuşmasında “Feminist hukuk” kavramını açıklayan ve dünyadaki tartışmalara referans veren, hukuk felsefesi alanında çalışmalar yürüten Akademisyen Dr. Ceren Akçabay ise şunları kaydetti: 

“Hukuktan anladığımız şey bir nesnelliktir. Değerden azade bir şekilde hukuku tanımlamak hukukun toplumu değiştirme, iktidarı meşrulaştıma gibi işlevlerini bir tarafa itiyor. Hukuki feminizm yaklaşımı ise eleştirel perspektiften çıktı. Feministler yaklaşım farkları olsa da en temelinde kadınların tahakküm altında oldukları ve bunun son bulması gerektiğinde uzlaşır. Bugünkü hukuk evrensel ve herkes için geçerli gözükse de talep ettiğimiz kağıt üzerinde olan değil gerçek eşitlik.”

ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.