Ümit Özdağ’dan ‘Suriye’ değerlendirmesi: ‘HTŞ merkezli Şam rejimi, Alevi Araplardan intikam almak için baskı yaptıkça…’

Zafer Partisi’nin tutuklanan Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından yayınlanan ve yapay zekaya okutulan mesajı ile Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

“HTŞ MERKEZLİ ŞAM REJİMİ ALEVİ ARAPLARDAN İNTİKAM ALMAK İÇİN BASKI YAPTIKÇA…”

Suriye’nin “bölünme ve iç savaş” eşiğinde olduğunu savunan Özdağ, şunları kaydetti:

“Suriye’de yeni bir iç savaş ve bölünmenin hem iç hem dış dinamikleri var. Önce iç dinamikler; Suriye toplumu, Sünni Araplar, Alevi Araplar, Türkmenler, Kürtler ve Dürzilerden oluşmuş bir toplum. Bu gruplar coğrafi olarak entegre değil, farklı bölgelerde yaşıyorlar. İsrail, 1982’den bu yana Suriye’yi bölme stratejisi izliyor ve Beşar Esad rejiminin yıkılmasından sonra bu hedefine çok yaklaştı. Suriye’nin güneyindeki Dürzi bölgesini işgal eden İsrail ordusu burada fiilen bir Dürzi bölgesi oluşturdu. Kuzey’de YPG/PKK Suriye’nin petrol ve doğal gaz bölgelerini kontrol ediyor ve Şam PYD özerk bölgesini tanıdı. HTŞ merkezli Şam rejimi, Alevi Araplardan intikam almak için baskı yaptıkça Lazkiye Tartus bölgesi de kemikleşerek Şam ile çatışma eksenine kayıyor. Halep ve çevresinde Türkmen bölgesi talep eden Türkmenler ise dışlanmış hissediyorlar. Ve İran’da Suriye’de en azından Alevi Arap bölgesinde var olmak için istikrarsızlaştırma operasyonlarına destek oluyor. Şam rejiminin ise Suriye’yi bir arada tutabilecek bir ordusu yok.

“İKTİDARIN ÖNÜNDE 2 SEÇENEK VAR”

Bu iç ve dış dinamikler bir araya gelince ABD’nin silahlandırıp eğittiği 74 bin YPG’li, İsrail’in politik, askeri ve istihbari desteğini de arkasına alarak ‘Öcalan’ın açıklaması beni bağlamıyor’ diyor. Öcalan özel bir YPG açıklaması yapıp silah bırakma çağrısında bulunsa YPG silah bırakır mı: Hayır. Beşar Esad devrildiği zaman ‘Zafer kazandık’ diyenlere soruyorum: Zaferi kim kazanmış? İktidarın önünde 2 seçenek var: Birincisi Suriye’nin kuzeyini işgal ederek YPG’yi yok etme, ikincisi ise YPG’nin Irak’taki peşmerge güçleri gibi bağımsız bir örgütlenme ile yeni Suriye ordusuna bir bütün olarak katılmalarını kabul edip, bunu Türk halkına “sorunu çözdük artık YPG yok Suriye ordusu var” diyerek satmak.”