Dolar 36,6024
Euro 39,8716
Altın 3.422,36
BİST 10.613,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 25°C
Çok Bulutlu
Denizli
25°C
Çok Bulutlu
Per 28°C
Cum 30°C
Cts 31°C
Paz 27°C

Dünyaya bakışınızı değiştirecek altı harita

Çin’in dünya “keşfinden” tutun da Mexico City’deki gürültüyü gösteren haritalar, geçmişimize ve günümüze dair şaşırtıcı gerçekleri ortaya koyuyor.

Dünyaya bakışınızı değiştirecek altı harita
11 Mart 2025 15:06

Newcastle Üniversitesi’nde sosyal coğrafya profesörü olan Alastair Bonnett, Dünyaya Bakışınızı Değiştirecek 40 Harita adlı kitabının girişinde “Bu 40 haritanın her biri sarsıcı” diye yazıyor.

Dominio público
Amerika kıtasını “yanlamasına” gösteren, 1671 yılında Japonya’da yapılmış bir haritadan detay.

Her bir haritayı keşfettiğinde “duygusal bir şok” yaşadığını belirten Bonnett, “Bunlar, dünyayı algılayışımıza meydan okuyan haritalar. Kimi zaman bakış açımızı genişletiyor, kimi zaman ise tamamen yıkıyorlar” diye devam ediyor.

Bonnett, coğrafya ile toplum arasındaki kesişimi inceleyen birçok çalışmanın yazarı ve kitapları Türkçe dahil 19 dile çevrildi.

Bu son kitabında, antik haritalardan en ileri teknolojiyle oluşturulan haritalara kadar geniş bir yelpazeye yer veriyor.

Kitaptaki haritalar, yalnızca gezegenimizi değil, uzayı da kapsıyor.

Bonnett ile kitabındaki çeşitliliği ve zenginliği yansıtan altı haritayı konuştuk.

1. ÇİN’İN KEŞFİ: SAHTE AMA ANLAMLI BİR HARİTA

BBC Çin’de 1418 yılında oluşturulduğu varsayılan harita “1418 haritası” olarak dünya çapında manşetlere taşındı.

2001 yılında bir amatör tarihçi, Şanghay’daki bir antika dükkanında insanlık tarihini değiştirme ihtimaline sahip bir keşif yaptı. Bulduğu şey 1418 yılına ait bir dünya haritasıydı.

Bu harita, Amerika’yı da içeriyordu ve Kristof Kolomb’un kıtaya ulaşmasından 70 yıl önce çizilmişti.

Haritayı yapan kişi Antarktika da dahil sadece tüm kıtaları şaşırtıcı bir doğrulukla çizmekle kalmamış, aynı zamanda çeşitli açıklamalar da eklemişti.

Örneğin, Afrika hakkında “Buradaki insanların derisi siyah cila gibidir” yazarken, Güney Amerika hakkında “İnsanlar kurban olarak kullanılır ve ateşe taparlar” ifadelerine yer verilmişti.

1418 Haritası’na dair haberler dünya çapında yankı uyandırdı.

BBC Mundo’ya konuşan Bonnett, “Çinlilerin Amerika’yı Avrupalılardan önce keşfettiği fikri çok önemli” diyor.

Üstelik bu keşif, efsanevi Çinli kâşif Zheng He liderliğindeki bir keşif heyeti tarafından gerçekleştirilmişti.

Ancak bir sorun vardı: Harita tamamen sahteydi.

Bonnett’e göre harita, o kadar ayrıntılı ki Çinlilerin dünya hakkında bu kadar çok bilgiye sahip olması için bir sürü üst üste yapılmış keşif seferlerinin kaydedilmiş olması gerekirdi.

Kitabındaki tek sahte haritanın bu olduğunu belirten Bonnett, “Ama yine de ilginç, çünkü tarihin çeşitlendirilmesine yönelik büyük bir iştah olduğunu gösteriyor” diyor.

Ona göre Çin, “dünyanın en olağanüstü haritacılık geleneğine sahip ülkesi” ve Zheng He’nin Güneydoğu Asya, Arap Yarımadası ve Afrika Boynuzu’ndaki keşifleri dünya üzerinde büyük bir etki bıraktı.

“Bu haritayı, Çin’in gerçekten dünyayı keşfettiğini ve bunun üzerine konuşmamız gerektiğini göstermek için dahil ettim. Ancak bunun için uydurma hikâyelere ihtiyacımız yok. Çin’in haritacılık mirası zaten kendi başına yeterince etkileyici.”

2. AZTEKLERİN ‘BÜYÜLÜ’ HARİTALARİ

Getty Images Codex Nuttall’ın modern haritalarla hiçbir benzerliği yok

‘Modern’ haritaların hepsinin yollar ve şehirlerden oluştuğunu kaydeden Bonnett, iki Aztek haritasından bahsettiği bölümde “Ancak birçok ‘modern öncesi’ haritada sihir ve anlatı da işlendi” diyor.

Bu iki harita Codex Quetzalecatzin ve Codex Nuttall.

Codex Quetzalecatzin, 1593 yılına, yani İspanyol fatihlerin gelişinden sonraya aitken, Codex Nuttall ondan yüz yıl önce yapılmış.

İkisi de nadir görülen haritalardan. Çünkü İspanyolların “şeytani” olarak gördüğü birçok harita, kitap ve metin yakılarak yok edilmişti.

Bonnett, Codex Nuttall hakkında “Başta bir harita gibi görünmüyor” diyor.

Haritayı anlamanın anahtarı, sembolleri çözmekte yatıyor. Örneğin, açık ağzı olan bir yaratık bir mağaranın varlığını gösteriyor.

“Bu tür haritaları bir daha hiç görmedik” diye ekliyor Bonnett.

Öte yandan Codex Quetzalecatzin, ‘hibrit’ bir harita.

Aztek sembollerinin yanı sıra İspanyolca ve Nahuatl dilinde Latin alfabesiyle yazılmış metinler de içeriyor.

Harita, dönemin en güçlü Aztek ailelerinden biri olan Quetzalecatzin ya da benimsenen İspanyol ismiyle “de León” tarafından hazırlanmış.

Haritanın amacı, günümüzde Puebla ve Oaxaca olarak bilinen bölgelerdeki belirli topraklar üzerinde atalarından kalma hakları olduğunu göstermekti, bu nedenle coğrafi verilerin yanı sıra bir soy ağacı da içeriyordu.

“Bu harita yalnızca mekânı değil zamanı da gösteriyor” diyor Bonnett ve şöyle devam ediyor:

“Kitapta yer alan bu harita sadece yerli ya da sömürge dönemi haritası olduğu için değil, aynı zamanda melez bir toplumun doğuşunu göstermesi açısından da önemli.”

3. JAPONYA’NIN EGZOTİK DÜNYA HARİTASI

BBC 1671’de Japonya’da çizilen haritada bir tarafta bir dünya haritası, diğer tarafta ise 40 çift var.

1671 yılında Japonya’nın derin izolasyon döneminde çizilen bu harita, “ülkelerin farklı, insanların da farklı olduğunu” göstermeyi amaçlıyordu.

Harita iki bölüme ayrılmış:

Bir tarafta dünya haritası var, diğer tarafta ise her biri bir erkek ve bir kadından oluşan 40 çift resmedilmiş.

Harita, dünyanın yönlerini alışılmışın dışında gösteriyor. Amerika kıtası kuzeyde, Asya ise haritanın ortasında ve alt kısmında yer alıyor. Bonnett, “Bu da Japonya’yı aşağı yukarı merkeze yerleştiriyor” diyor.

Ancak en dikkat çekici unsur, farklı ulus ve etnik kökenlerden çiftlerin betimlenme şekli.

Bazıları hakkında ilginç ve çoğu zaman hatalı detaylar bulunuyor:

Cücelerin 36 cm boyunda oldukları ve turnalar tarafından yenmemek için hep gruplar halinde yürüdükleri söyleniyor.

Brezilyalılar hakkında “Mağaralarda yaşamayı severler, insan eti yerler” ifadesi yer alıyor.

Kadınların doğum yaparken acı çekmediği ama erkeklerin mide ağrısı çektiği yazıyor.

Bonnett, “Belli ki bazı çiftler sadece merak uyandırıcı ve eğlenceli olduğu için eklenmiş” diyor.

Ancak bu harita, Japonya’nın dış dünyaya olan ilgisini de gözler önüne seriyor.

Bir toplum izole edilmeye çalışılsa bile, dünyayı keşfetme arzusunun sönmediğini savunan Bonnett, kitapta “Sert kısıtlamalara rağmen, dünyayı tanıma, hayal gücünü diğer halklara ve diğer topraklara doğru genişletme arzusu doyumsuzdur” diye yazıyor.

4. OKYANUS HARİTASI: DÜNYAYI SU MERKEZLİ GÖRMEK

Bu harita, kitabın vadettiği gibi düşünme biçimimizi değiştirmede en etkili olanlardan biri.

Dünyanın en az üçte ikisini kaplayan suyun önemini anlatan bu harita, alışılmış kara merkezli bir dünya haritası yerine, okyanusları merkeze alıyor ve kıtaları kenarlara itiyor.

Bonnett bunu şöyle açıklıyor:

“Atlantik Okyanusu, Hint Okyanusu ya da diğer tüm su kütlelerinin adlandırılması, onların ayrıymış gibi görünmesine neden oluyor. Oysa gerçekte yalnızca tek bir okyanus var, fakat biz onu siyasi sınırlar varmış gibi etiketliyoruz.”

Bu harita, suyu farklı mavi tonlarında göstererek okyanusun derinliklerini de vurguluyor.

Bu harita Okyanusların Genel Batimetrik Çizelgeleri (GEBCO) adlı uluslararası bir uzman ekibi tarafından oluşturulmuş ve 2030 yılına kadar dünya okyanus tabanlarının tamamını haritalamayı amaçlıyor.

Bonnett, haritayla ilgili birçok ilginç istatistik bulunduğunu belirtiyor:

Hayvan biyokütlesinin yüzde 78’i suda yaşıyor.

Okyanus türlerinin yüzde 91’i henüz tanımlanmadı.

Bonnett, “Bu harita, okyanusun ne kadar büyük, geniş ve verimli bir alan olduğunu gösteriyor” diyor.

5. MEXICO CITY’NİN GÜRÜLTÜ HARİTASI SESSİZLİĞİ SAVUNAN BİR HAREKET

Meksika Özerk Metropolitan Üniversitesi Akustik Analiz ve Tasarım Laboratuvarı Mexico City’nin gürültü seviyelerini gösteren harita

Kitaptaki 40 harita arasında en çok konuşulanlardan biri, Meksika’nın başkenti Mexico City’nin trafik gürültüsünü gösteren harita.

“Bu harita inanılmaz derecede etkili oldu” diyor Bonnett.

2011 yılında, Meksika Özerk Metropolitan Üniversitesi Akustik Analiz ve Tasarım Laboratuvarı tarafından oluşturulan bu harita, Bonnett’in ifadesiyle çevresel akustik alanında bir dönüm noktası.

Harita o kadar etkiliydi ki, yayımlandıktan sonra birçok belediye ve kurum kendi bölgelerinin ne kadar gürültülü olduğunu öğrenmek istedi.

Bonnett’e göre, “bir konudaki tartışmayı değiştirmek isteyen herhangi bir harita, kolay anlaşılır olmalı”.

Bu harita tam da bunu yapıyor: Gözler önüne “Hasta bir şehir” seriliyor.

“O ateşli renkler, şişkin damarlar… Adeta bir kartografik migren!”

Bonnett kitabında, “Gürültü hayatları mahvediyor, insanları hasta ediyor ve bundan kaçış yok” diye yazıyor.

Örneğin, 75 desibel ve üzeri ses seviyelerine (haritada mavi ve siyah tonlarla gösteriliyor) günde 8 saat boyunca maruz kalmak işitme kaybına neden olabiliyor.

Bu ses seviyesi, bir blender, çim biçme makinesi veya metro gürültüsüyle eşdeğer.

Ve bu sesler, haritaya göre şehrin dört bir yanında.

Bonnett, bu haritanın “sessizlik hareketini başlatan” bir çağrı niteliğinde olduğunu söylüyor:

“Bu harita ‘yeter artık’ diyor.”

6. LANIAKEA SÜPERKÜMESİ HARİTASI: EVRENDEKİ YERİMİZİ GÖRMEK

Kitabın sonunda, astrocoğrafya haritalarına geniş yer veriliyor.

Bonnett, “Uzay bilimcileri haritaları sadece illüstrasyon amaçlı değil, temel bir araştırma aracı olarak kullanıyorlar” diyor.

Kitaptaki son harita olan Laniakea Süperkümesi haritası, Bonnett’in favorilerinden biri.

Hawaii dilinde “sonsuz cennet” veya “ölçülemez gökyüzü” anlamına gelen Laniakea, Hawaii Üniversitesi Astronomi Enstitüsü liderliğinde bir ekip tarafından oluşturuldu.

Harita, Büyük Patlama’dan sonra galaksilerin hareket yollarını gösteriyor. Bonnett bunu “yıldızlardan oluşan bir nehir” olarak tanımlıyor.

Haritada, küçük kırmızı bir noktanın altında Samanyolu ve birçok başka galaksi yer alıyor.

Bonnett haritanın “olağanüstü güzelliğine” vurgu yaparak şöyle diyor:

“Eğer Samanyolu’nu hayal etmek bile bizim için zorsa, Laniakea bundan bile çok daha büyük. İnsanın hayal gücünü en uzak ufka kadar zorlaması heyecan verici bir şey.”

Kitapta, galaksilerin aslında daha büyük yapılar olan Laniakea gibi süperkümelerin parçaları olduğu anlatılıyor.

“Evrendeki yerimizi anlamak için bu yapıların isimlerini bilmemiz ve onlarla ilişkimizi kavramamız gerekiyor” diyen Bonnett’in aktardığına göre bu harita, Samanyolu’nun saniyede 600 kilometre hızla hareket ettiğini ve süperküme içindeki diğer galaksiler tarafından çekildiğini gösteriyor.

Bonnett’e göre, “Bu harita, her şey hakkında düşünme şeklimizi değiştiriyor.”

ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.