DEM Parti’den, SDG ve Suriye anlaşmasına ilk yorum: ‘Yapılan mutabakat Öcalan’ın çağrısına uygun’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, PKK terör örgütünün çatı örgütü SDG ile Suriye’deki geçici yönetim arasında varılan anlaşmanın Abdullah Öcalan’ın çağrısına ‘uygun’ olduğunu söyleyerek “Tekçilikten, mezhepçilikten uzak, inançların demokratik bir zeminde kendi kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir mutabakatın altına imza atıldı” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, PKK terör örgütünün Suriye’deki çatı örgütü SDG ve Suriye geçici hükümeti arasında imzalanan anlaşmanın PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısına ‘uygun’ olduğunu belirtti.
DEM Parti öncülüğünde Diyarbakır’da 21 Mart’ta kutlanacak Nevruz’a yönelik deklarasyon açıklandı.
Ardından söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, son aylarda yaşanan yeni süreç ile ilgili gelişmelere değinerek “çatışma ve şiddet ortamının sonlandırıldığını, onun yerine demokratik zeminde hak, hukuk arama mücadelesinin başladığını” belirtti.
“ORADA DA YAPILAN MUTABAKAT ÇOK NET”
Bakırhan, konuşmasında PKK terör örgütünün Suriye’deki çatı örgütü SDG ile HTŞ öncülüğündeki Suriye geçici yönetimi arasında imzalanan anlaşmaya da değinerek, şunları söyledi:
“Yine dün siz de takip ettiniz. Bir çağrıda Suriye’den geldi. O da çok önemliydi. O da yine halkların varlığı olan direnişin bayramı olan Nevruz Bayramı’nın haftasına denk geldi. Orada da yapılan mutabakat çok net, Öcalan’ın çağrısına uygun tekçilikten, mezhepçilikten uzak, Kürdün, Alevi’nin, Arab’ın, Dürz’ün, Hristiyan’ın, Ermeninin, diğer hakların ve inançların demokratik bir zeminde kendi kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir mutabakatın altına imza atıldı.
İşte bu Nevruz niye önemlidir? Hem Suriye’deki mutabakatın, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ulaşması için hem Öcalan’ın çatışma ve şiddet yerine barışçıl demokratik zeminde daha güçlü bir mücadele yürütme çağrısına bir cevap olacaktır. Onun için bu her iki gelişme Nevruz’da taçlandırılacak. Nevruz’da bu her iki gelişmeye nasıl baktığımızı, nasıl cevap verdiğimizi hep birlikte ortaya koyacağız.”
“BEDELİNİZ BOŞA GİTMEDİ”
“Bizi bu günlere getiren, bu günler için emek veren, bedel ödeyen, Newroz’lar kutlansın diye yaşamını yitiren bütün canlarımıza, bütün yoldaşlarımıza da minnet borçluyuz. Ve onlara diyoruz ki, emeğiniz, mücadeleniz bedeliniz boşa gitmedi. Barış Türkiye’de konuşulur hale geldi. Mümkün geldi. Suriye’de barış konuşulur hale geldi. Eşit ve demokratik bir zeminde Kürtlerin kimlikleriyle yaşayacakları bir Suriye daha mümkün hale geldi. Onun için emek veren, bedel ödeyen, sahip çıkan, bütün yasaklara, baskılara rağmen dinmeyen, durmayan, bu surların etrafında, kenarında, üzerinde halkların özgürlük bayramını kutlayan sizlere halkımıza ne kadar saygı duysak, ne kadar kutlasak, tebrik etsek azdır.
Evet, çok mücadele ettik. Çok büyük bedeller ödedik. Artık geldiğimiz noktada barışı taçlandırma, Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturma, Orta Doğu’daki tekçi sistemler yerine bütün farklılıkların kendi kimlikleriyle yaşayacakları bir zemine doğru geldik. Öcalan’ın paradigması bugün Suriye’dedir. Suriye’de tekçiliği çalışanlar, Suriye’yi bir milliyete hapsetmeye çalışanlar öyle olmadığını çok iyi anladılar. Onun için çok büyük mücadeleler verdiniz, bedeller ödediniz. Geldiğimiz noktada emeğiniz büyük.”
“ALEVİ YURTTAŞLARIMIZA YÖNELİK KATLİAMI KINADIK”
Suriye’de Alevilere yönelik katliamları kınadıklarını kaydeden Tuncer Bakırhan, “Suriye’de Alevi yurttaşlarımıza yapılan katliamı hep birlikte izledik, gördük, bunu kınadık, bunu eleştiriyoruz. Aslında Suriye’deki mutabakat metni Alevi yurttaşlara hemen katliamdan sonra gelmesinden dolayı biraz kaygılı yaklaşıyor olabilirler. Ama o metinde ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var. Ne kadar Alevi varsa o kadar Hristiyan var. Ne kadar Hristiyan varsa o kadar Arap var. Suriye’nin bütün renkleri var” diye konuştu.