Dolar 35,9049
Euro 36,7090
Altın 3.203,39
BİST 10.004,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 16°C
Açık
Denizli
16°C
Açık
Pts 10°C
Sal 9°C
Çar 8°C
Per 8°C

4 Şubat Dünya Kanser Günü: ‘Kanserin genetik sırları yavaş yavaş çözülüyor’

Bağışıklık sistemini harekete geçiren mRNA aşıları, genetik alanında yaşanan gelişmeler, yapay zekânın devreye girmesi ve akıllı moleküllerle birlikte kanserle mücadelede bugün umut veren yenilikler yaşanıyor. Genç erkeklerde ve genç kadınlarda kalın bağırsak, pankreas gibi bazı kanser türlerinin görülme oranı yükselse de uzmanlara göre tedavi şansı da her geçen gün artıyor.

4 Şubat Dünya Kanser Günü: ‘Kanserin genetik sırları yavaş yavaş çözülüyor’
2 Şubat 2025 21:15

DNA’daki farklı mutasyonlar ve bozukluklar nedeniyle ortaya çıkan kanser hastalığıyla mücadelede artık akıllı moleküller bir tür ‘sihirli mermi’ gibi kullanılıyor. mRNA aşıları son yılların en önemli gelişmesi. Kanserli hücrelerin genetiği üzerinde oynanarak o hücreleri tekrar normal hücreye döndürme çalışmaları da laboratuvar ortamında olumlu sonuçlar veriyor. 4 Şubat Dünya Kanser Günü yaklaşırken kanser tanı ve tedavisindeki yenilikleri ABD Jackson Laboratuvarı immünoloji uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, Acıbadem Maslak Hastanesi tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir ve  mikrobiyolog Ali Rıza Akın’la konuştuk.

HASTALIĞIN SON DURUMU

‘Pankreas ve beyin kanserleri hâlâ riskli’

◊ Gençlerde kalın bağırsak veya pankreas gibi bazı kanser türlerinin görülme oranı artıyor. Tarama testleri bu yüzden erken yaşlara çekildi. Örneğin kolonoskopi yaşı 50’ydi, şimdi 45’te yapıyoruz. Kanser erken tespit edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalık haline geldi. Pankreas ve beyin kanserleri (glioblastoma) ölüm oranlarının çok yüksek olduğu kanser türleri. (Prof. Dr. Gökhan Demir)

KANDA DOLAŞAN TÜMÖR DNA’SI

‘Geriye bir şey kalmış mı bakılıyor’

◊ Geçen yıl ABD Gıda ve İlaç Dairesi meme, akciğer ve kalın bağırsak kanserlerinin erken tanı ve taramasında kanda dolaşan tümör DNA’sı (circulating tumor DNA) yönteminin kullanılmasına onay verdi. Ameliyattan sonra hastaya koruyucu tedaviler uyguluyorduk. Sonra ilk 2 yıl 3 ayda bir, 2 yıldan sonra 6 ayda bir takip ediyorduk. Ama artık kanda dolaşan tümör DNA’sı yöntemiyle hastadan bir kan örneği alınıyor ve geriye kalan kanser hücresi var mı diye bakılıyor. Radyolojik görüntülemenin sınırları var. 5-6 mm’den  küçük lezyonları gösteremeyebiliyor. Bir tümör nodülü, milimetrenin beşte biri büyüklüğünde olsa bile metastaz yeteneğini kazanıyor. Bu büyüklükteki bir nodülü bu yöntem dışında tespit edebilecek başka bir sistem yok. Çok kısa sürede ülkemizde de bu testleri yapmaya başlayacağız. (Prof. Dr. Gökhan Demir)

mRNA AŞILARI-İMMÜNOTERAPİLER

‘Kanser hücresini öldür, yanındakini değil’

◊ Kansere karşı geliştirilen mRNA aşıları şu anda çok heyecan verici bir gelişme. BioNTech uzun yıllardır bu konuda çalışıyor ve klinik çalışmalar devam ediyor. İlk veriler oldukça umut verici. mRNA aşılarıyla bağışıklık hücresinin direkt kanser hücresini tanımasını ve onu öldürmesini sağlıyorsunuz. Buradaki en büyük sorun kişiye özel olması çünkü kanserde çok farklı mutasyonlar var. Bunun çözülmesi gerekiyor. Kişiye özel yaptığınızdaysa çok etkili olduğu gösterildi. Bence 2025’te, faz 3 çalışmalarında ilginç sonuçlar çıkacak. Bir de bu kanser aşılarını diğer immünoterapi yöntemleriyle birleştirmeye başladılar. Yani bağışıklık hücrelerinin üzerindeki frenleri kaldırıyorsunuz. mRNA aşılarında amaç bağışıklık hücresinin ‘Git kanser hücresini öldür ama yanındaki meme hücresine dokunma’ komutunu dinlemesini sağlamak. Bağışıklık sisteminin en güzel tarafı da hafızasının olması, hatırlıyor. Kanser hücresinin yüzde 99,9’unu öldürdünüz ama birkaç tanesi bir yerlerde saklandı diyelim. Birkaç sene sonra da geri gelmeye başladılar. Bağışıklık sistemi onları hatırladığı için bu küçük hücreleri bulup yok edebiliyor. Bağışıklıktan kaçması çok daha zor oluyor. (Prof. Dr. Derya Unutmaz)

‘Kemoterapiye gerek olmayacak’

◊ Bağışıklık sistemini düzenleyen immünoterapilerde biz bugüne kadar sadece üç molekülü biliyorduk. Fakat bugün yeni kuşak inhibitörler (bir enzime bağlanan ve onun etkinliğini azaltan molekül) piyasaya çıktı. Bunları kullanarak bağışıklık sistemini düzenlemeye ve onu yönetmeye başladık. Bunlar için akıllı moleküller var ve ağızdan alınan hap olarak kullanılıyor. Ben bir süre sonra bazı tümörlerde hiç kemoterapi veya başka standart tedaviler olmadan immünoterapinin tek başına yeterli olabileceğini düşünüyorum.

◊ DNA’daki farklı mutasyonlar ve bozukluklar tümörün oluşmasına neden oluyor. Bugün akıllı molekülleri bir tür ‘sihirli mermi’ gibi kullanarak, normal hücrelere zarar vermeden, DNA bozukluğu olan kanser hücresini bulup yok edebiliyoruz. Son dönemde özellikle prostat kanserlerinde BRCA isimli mutasyonlar tespit edildi. Bizim meme ve yumurtalık kanserlerinde kullandığımız bir akıllı molekülün prostat kanserinin bir alt grubunda da çok etkili olabileceğini gördük. Berrak hücreli böbrek kanserlerinde de bir immünoterapi ajanıyla bir akıllı molekülün birlikte kullanılmasının çok avantaj sağladığı ortaya çıktı. (Prof. Dr. Gökhan Demir)

‘Hücrelerin hafızası var’

◊ Geçen ay Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmanın sonuçları ilginçti. Beyin hücrelerine belirli aralıklarla sinyaller verilirse daha iyi bir hafıza oluşuyor. Diyelim ki bir kimyasal ilaçla hücreye dokunuyorsunuz. Hücre ona göre bir madde salgılıyor, bir yerden bir yere gidiyor veya birilerini öldürüyor. Eğer verdiğiniz sinyallerin aralığını açarsanız, örneğin 5 dakikada bir değil de günde bir kez o sinyali gönderirseniz hücre bunu daha iyi hatırlıyor. Bizim de bağışıklık hücrelerini kansere karşı programlamak için yaptığımız bir çalışma var. Genetik olarak değiştirilen bağışıklık hücrelerini kanser hücrelerini öldürmeleri için programlıyoruz. Bu hücrelere de CAR-T hücresi diyoruz. Fakat bu CAR-T hücreleri kanser hücreleriyle çok hızlı ve sık bir şekilde savaştıklarında yoruluyorlar. Onların bu durumunu değiştirmek için şu anda laboratuvarımızda aralıklar koymayı deniyoruz. Yani onlara “Git birkaç hücreyi öldür, sonra dur, dinlen” diyoruz. O zaman hem eğitimi hem de hafızası gelişiyor. (Prof. Dr. Derya Unutmaz)

BAŞKA GELİŞMELER DE VAR

GENETİK

‘Normal hücreye çevriliyor’

◊ Nano teknoloji ve genetik alanı geliştikçe kanserli hücrenin içindeki DNA hasarını yok etmeye ve onu normal hücreye döndürmeye yönelik klinik çalışmalar da ilerliyor. Laboratuvar ortamında olumlu sonuçlar alındı ama bu çalışmalar henüz çok erken evrede. Bir gen hastalığı olan kanserin genetik sırları yavaş yavaş çözülüyor. (Prof. Dr. Gökhan Demir)

YAPAY ZEKÂ DESTEĞİ

‘Radyolojide rutin kullanılıyor’

◊ İnsanda 30 bin civarında gen var. Bunların ürettiği birkaç yüz bin RNA molekülü, onların da ürettiği milyonlarca protein… Bu proteinlerden bir tanesinin yapısındaki bozukluk bile kansere yol açabiliyor. Bir tümörden alınan örneğin analiz edilmesi de bir insanın akıl ve zamanını aşabiliyor. Genetik haritalamalarda ve radyolojide de rutin olarak yapay zekâ kullanılıyor. Hem hızlı tarama yapıyor hem de 1-2 milimetrelik nodülleri tespit edebiliyor. (Prof. Dr. Gökhan Demir)

MİKROBİYOTANIN ETKİSİ

‘Bakterilerin önemini fark ettik’

◊ Son 10 yıl içinde bakterilerin önemini fark ettik. Son yıllarda akıllı ilaçlar kanser tedavisinde önemli bir noktaya geldi. İlaç şirketlerinin çoğu mikrobiyota üzerine çalışıyor. Çünkü vücut kanseri yok edeceğim derken bağırsaklardaki bakterilere de saldırıyor. Ama bunun yerine bakterileri oraya bütünsel bir şekilde koyduğunuz zaman sakin sakin, bir uyum içerisinde kanserle savaşabiliyorlar. (Mikrobiyolog Ali Rıza Akın)

Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.