Neden sürekli işlemde olmalıymışım hissine kapılıyorum?
Trade hayatıma yeni başladığım zamanlarda sık yaptığım hatalardan birisi sürekli işlemde olmalıymışım hissine kapılmamdı.
Trade hayatıma yeni başladığım zamanlarda sık yaptığım hatalardan birisi sürekli işlemde olmalıymışım hissine kapılmamdı. Bundan dolayı da ilgilendiğim paritelerde yer yer sanki işleme girmeye uygunmuş gibi hissetmekte, ufak kazançlar için dahi işlem almalıymışım gibi hareket etmekteydim. Başkalarıyla konuştukça ve sosyal medyadaki postları okudukça bunun yalnızca benim başıma değil, trade hayatına giren herkesin başına geldiğini fark ettim. Bugünkü yazımda neden böyle hissettiğimizin ve bu durumun neden rasyonel olmadığı üzerine tartışacağım.
Neden sürekli işlemde olmalıymış hissine kapılıyoruz? Öncelikle teknik ve temel analiz eğitimlerini tamamlayan birçok yeni trader öğrendiklerini test etmek amacıyla sürekli olarak grafikler üzerine çalışmaktadır. Atılan backtest’ler ve ileriye dönük yapılan tahminler başarılı oldukça kişinin kendisine güveni ve dopamin seviyesi artmakta, yöntemi kavradığını düşünmekte ve ileriye dönük tahminlerini bir adım öteye götürmek amacıyla işlem alarak taşımaya karar vermektedir. Basit bir mantıkla ne kadar çok grafik incelerseniz o kadar çok “fırsat” görmeniz daha olası hale gelecektir. Bundan dolayı da her gün sizi tetikleyen en azından bir parite olacaktır.
Market dışında başka bir meşgale bulun
İkinci olarak birçok acemi trader’ın yaptığı en büyük hatalardan birisi kendilerine market dışında herhangi bir meşgale bulamamaktır. Marketle ilgilenmek ve grafiklere çalışmak dışında başka bir işi olmayan bir kişi, boş kaldığı zamanlarda sıkılacak ve “yapabildiği en iyi şey” olan marketle uğraşmaya geri dönecektir. Yalnızca grafiklere bakmak ve tahminler üretmek kişiyi “başarmış” hissettirmeyeceği içinse bir süre sonra ufak bakiyelerle de olsa işlemler almaya başlayacaktır. Bir süre sonra ise bu durum bir bağımlılık haline gelecek ve kişi işlemde olmadığı zamanlarda “yoksunluk” ve “boşluk” hissi yaşayacaktır. Bu noktada size verebileceğim en iyi tavsiye kendinize market dışında farklı uğraşlar bulmanız olacaktır. Mümkünse sosyalleşebildiğiniz kadar sosyalleşmeye çalışın çünkü piyasada sürekli olarak tek başınıza olduğunuz ve muhtemelen evden çalıştığınız için o sürecin kendisi yanında “soyutlanmayı” da getirmektedir. Sosyalleşmenin yanı sıra spora gidebilir, yürüyüş yapabilir, çeşitli kurslara gidebilirsiniz (ilgi alanınıza göre çeşitlenebilir). Bu tarz aktivitelerin yalnızca fiziksel ve mental sağlığınıza iyi gelmeyeceğini, aldığınız işlemlerin başarı oranını da artıracağını göreceksiniz.
Teknik analiz bolluğu faydalı mı?
Son olarak kişiler genellikle birden fazla teknik analiz yöntemi öğrendiği için yönteme uygun giriş noktaları belirlemeye çalışmakta ve Price Action’da uygun olmayan giriş noktasından Footprint ile işlem alabilmekte ve bu yöntemle uygun olmayan bir noktadan ise formasyonlar ile işlem alabilmektedir. Dolayısıyla çok sayıda yöntemi bilmek ve aynı grafik üzerinde uygulamaya çalışmak da bu noktada bizleri yanılgıya düşürmektedir (Detaylı okuma için: “Her teknik analiz yöntemini öğrenmek zorunda mısınız?”). Ben de birçok yeni trader ve yatırımcı gibi finansal piyasalara başladığımda her şeyi öğrenmeye çalışmıştım. Zamanla farklı yöntemlerle farklı giriş noktaları belirlemek yerine onları konfirme aracı olarak kullanmanın daha doğru olduğunu öğrendim.
Daha az işlem, daha az stres
Peki sürekli işlemde olmak neden rasyonel değil? İlk olarak bir önceki yazımda da okuyabileceğiniz üzere markette fırsatlar hiçbir zaman bitmemektedir. Neredeyse her gün işlemde olmak bir süre sonra daha dürtüsel davranışlar gösterme ihtimalinizi artıracaktır, bu durum ise psikolojinizin ve duygudurumunuzun hız treni gibi bir yukarı bir aşağı gitmesine yol açacak, bir gün kazançlı çıktığınız işlemle çok mutluyken diğer gün kaybettiklerinizden dolayı stresli, üzgün, öfkeli hissedeceksiniz. Haftanın her farklı gününde farklı bir kişilikte olmak yerine uygun noktaları belirleyip daha az işlemle daha az stres yaşayarak aynı kazançları sağlamanız oldukça mümkündür.
İkinci olarak ne kadar çok işlem alırsanız kaybetme ihtimaliniz de benzer doğrultuda o kadar fazla olacaktır. İnsanlar sanki sürekli kazanacakmış gibi olumlu tutum ve inançları sürdürme eğilimindedirler fakat işin kayıp boyutu da söz konusu ve yeterince tecrübeli olmayan bir kişi birkaç işlemde kazandığını tek işlemde dahi kaybedebilir. Özellikle piyasaların volatil olduğu zamanlarda terste kalınan bir işlem tüm bakiyenizi ve o zamana kadarki emeklerinizi kaybetmenize yol açabilir. Fakat birçok kişi bunun tam tersine inanmakta ve ne kadar çok işlem açarsa o kadar çok kazanacakmış hissine kapılmaktadır.
Bağımlılık tehlikesi
Son olarak sürekli işlemde olmak ve boşta kalmamak uğruna dopamin ihtiyacınızı işlem alarak karşılamaya çalışmak bir süre sonra bağımlı olmanıza yol açacaktır. Bir psikolog olarak bağımlılık boyutunun oldukça tehlikeli olduğunu ve ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurgulamalıyım çünkü piyasaların durgunlaştığı ve hacimsiz olduğu zamanlarda eskisi kadar trade atamayan bir kişinin can sıkıntısı ve boşluk hissiyle birlikte zararlı alışkanlıklara bulaşma ihtimali de artacaktır.
Sürekli işlemde olmak kazançla eşdeğer mi?
Saydığım tüm bu nedenlerden dolayı yazının başlarında da vurguladığım gibi eğer trader olmak istiyorsanız kendinizi yalnızca piyasalarla sınırlı tutmamalısınız. Sürekli işlemde olmak sürekli kazanç anlamına gelmemekte, doğru zamanda doğru yerde konumlanmak size kazancı getirecek olan şeydir. Sürekli marketle ilgilenmektense spor gibi farklı aktivitelerle ilgilenmeli, daha çok sosyalleşmeli ve beyninizi farklı şeylerle meşgul etmelisiniz. Boşta kalan beyin kendisine yapacak bir şey arar ve bildiği en kolay yoldan dopamine ulaşmaya çalışır. Öte yandan siz beyninize ne kadar çok yol sunarsanız bu noktada yalnızca işlem almayı düşünmek yerine farklı şeylere de yönelebilirsiniz.
Kripto piyasalarının 7/24 açık olmasının kişileri sürekli olarak marketle ilgilenmeye ittiğinin farkındayım. Ben bu noktada kendime belirli bir zaman aralığı belirlemeyi ve marketle yalnızca o aralıkta ilgilenmeyi daha doğru buluyorum. Bunun zaman zaman marketteki fırsatları kaçırmama yol açtığının farkındayım fakat 7/24 markette olmanın rasyonel olmadığının ve beni daha dürtüsel hâle getirerek daha çok zarar ettireceğinin, aynı zamanda hayattan daha az zevk almamı sağlayacağının da farkındayım. Bu noktada kendinize şu soruyu sormanızı tavsiye ederim: “Yaşamak için mi para kazanıyorsunuz yoksa para kazanmak için mi yaşıyorsunuz?”