Eylem Tok ve oğlunun Türkiye’ye iadesi: Baba Aci gözyaşları içinde anlattı: Bana ‘Sen bana ne yapabilirsin ki?’ dedi Denizlim Haber

İstanbul’da ehliyetsiz kullandığı araçla Oğuz Murat Aci’yi öldüren, 4 kişiyi de yaralayan Timur Cihantimur ve onu ABD’ye kaçıran annesi Eylem Tok’un Türkiye’ye iadesine karar verildi.

Karar sonrası Hakan Ural ile Ferda Yıldırım’ın sunduğu Kanal D’nin çok sevilen ve izlenen programı “Neler Oluyor Hayatta”da canlı yayın konuğu olan baba Özer Aci, “Onları havaalanında karşılayacağım” dedi.

“HAVALİMANINA DA MAHKEMEYE DE GİDECEĞİM”

Acılı baba şunları söyledi; “160 km hız ile gidiyor ve bu çocuk ehliyetsiz. Bu kaza kaçınılmaz. Kaldı ki kendisi de ölebilirdi. İşin kötü yanı kaçmaları. Benim evladım bir hiç uğruna 81 dakika bekletildiği için kan kaybından öldü. Eğer sağlık görevlilerine haber verilseydi şu an yaşıyordu. Eylem Tok’a bunun hesabını soracağım. Havalimanına da gideceğim, mahkemeye de. Az ceza alır, çok ceza alır bilmiyorum ama kamuoyunun vicdanını rahatlatacak bir karar çıkacağından eminim. Çaba gösterdim, sabahlara kadar uyumadım. Onlara kırmızı bülten çıksın diye her yolu denedim. Cumhurbaşkanımızın bu konularda çok duyarlı olduğunu biliyorum.  Olayla yakından ilgileneceğinden eminim.”

“EĞER KAÇMASALARDI… “

“Eğer kaçmasalardı onlara karşı tavrınız nasıl olurdu?” sorusuna da şöyle yanıt veren Özer Aci: “Benim şu an Eylem Tok ve oğluna karşı bir düşmanlığım yok. Onlara kızgınlığım ahlaki davranışta bulunmamaları. Eğer kaçmayıp yardım etselerdi biz şu an sadece acımızı yaşıyor olurduk. Ama biz onların kaçmalarına da ayrı yandık. Evladımıza ayrı yandık. Onlar Fizan’a da gitse arkalarından gidecektim.”

“BABA CİHANTİMUR ‘SEN BANA NE YAPABİLİRSİN Kİ?’ DEDİ”

Özer Aci, Timur Cihantimur’un babası Bülent Cihantimur ile görüştüklerini ve o görüşmede neler konuştuklarını da anlattı.

“Bir dostumuzun evinde kahve içtik. İlk konuşmasında maddi manevi yanımda olduğunu söyledi. Maddi kısmı bir tarafa bırakıp manevi olarak yanımda olmasını istedim. ‘Maddi konuyu kenara bırakacak olursak ben onunla ne konuşacağım?’ demiş. Baba o görüşmede kazaya dair bir yığın senaryo anlattı ve hepsi yalandı. Ve bana ‘Ne istiyorsun benden?’ diye sordu. Ben de eski eşi ve oğlunu getirip teslim etmesini söyledim. Bana ‘Sen bana ne yapabilirsin ki?’ dedi. ‘Bekle gör’ dedim. Aramızda gerginlik oldu. Hatta oğlumun yedisinde yemeği onlar ısmarlamak istedi. Bir aile dostumuz aracılığıyla bu teklif bana geldi. O kadar çok ısrar edildi ki ben de ‘400 kişilik bir yemek ısmarlasınlar’ dedim. Sonra o aile dostumuz bana iki saat sonra dönüp ‘Yemek iptal’ dedi.  Çünkü her şeyi biz halledecekmişiz onlar sadece iş sonunda para gönderecekmiş. Çok üzüldüm. İstemedim, göndermesinler. Gönderirlerse ‘köpek çiftliğine gönderirim’ dedim. Maksat yemek ısmarlamak değil basına çıkıp ‘acılı aileye para verdim’ demekti. Bugün geldiğimiz nokta bu. Bir yıldır da bir kez olsun aramadı.”

YURT DIŞINA GÜLEREK ÇIKTIKLARINDA BABA NE HİSSETİ?

“Onların yurt dışına kaçtıklarını öğrendiğimde ilk aklıma gelen tecrübe. Bir tecrübeleri var ki organize oldular diye düşündüm. Çok üzgünüm ve hesabını soracağım.”

Kaynak: Milliyet