Aydın’da yasak bölgede keşfedildi: Dünyada eşi benzeri bulunmuyor

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Akhisar Meslek Yüksekokulu’ndan Prof. Dr. Emine Alçıtepe, Aydın’ın Kuşadası ilçesindeki Dilek Yarımadası’nda yeni bir bitki türü keşfederek literatüre kazandırdı.

Çalışmaların ardından yalnızca Dilek Yarımadası’nda yetiştiği tespit edilen bitkiye ‘Campanula X kusadasiensis’ (Kuşadası Çanı) ismi verildi. ‘Campanula X kusadasiensis’, bilimsel dergi Acta Botanica Caucasica’da yer alarak dünyaya tanıtıldı.

“BİTKİNİN BULUNDUĞU YERDEN HAREKET ETTİK”

Türkiye’nin değişik yörelerindeki bitkiler üzerine çalışmalar yürüttüğünü ve keşifler için gezdiğini belirten Prof. Dr. Alçıtepe, şöyle konuştu:

“Çalışmalar yaparken Kuşadası’nda karşılaştığım bu örnek, gördüklerimden farklı özelliklere sahipti. Meslektaşım Ondokuz Mayıs Üniversitesi Bafra Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü, Fidan Yetiştiriciliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Fergan Karaer ile değerlendirmelerde bulunduk. Ardından adını ‘Campanula X kusadasiensis’ koyduk. Bitkiye ad verirken bitkinin bulunduğu yerden hareket ettik. Çünkü bu bitki yalnızca Kuşadası’nda Dilek Yarımadası Milli Parkı’nda dar bir alanda bulunuyor. İzinsiz geçişlerin yasaklandığı bir bölgede olması ayrıca büyük bir şans. Çünkü insanların onu toplaması mümkün değil”

​​​​​​​“KRİTİK TEHLİKE ALTINDA”

Yeni bir tür olan Campanula X kusadasiensis bitkisinin Çan Çiçeğigilller familyasından Campanula cinsine ait olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alçıtepe, şu ifadeleri kullandı:

“Bu tür, Batı Anadolu’daki Kuşadası ilinden yeni keşfedilen doğal bir melez olan Campanula X kusadasiensis tanımlanmış oldu. Türün tohum kabuğu süslemesi ve polen yapısı gibi mikromorfolojik karakterleri SEM-scanning elektron mikroskop kullanılarak analiz edildi ve ebeveynleriyle karşılaştırıldı. Böylece, bu melez tür yumuşak tüylü gövdeleri, oval-kordat taban yaprakları ve huni şeklindeki taç şekli gibi morfolojik farklılıklarıyla ebeveyn taksonlarından ayrıldığı saptandı. Campanula X kusadasiensis’in ekolojik tercihleri, maki habitatlarındaki kalkerli kayalarda sınırlı bir dağılıma işaret ettiği araştırmalar sırasında belirlendi. Sınırlı popülasyon büyüklüğü, kısıtlı yerleşim alanı olduğu için koruma durumu kritik tehlike altında olarak değerlendirildi”