CHP’li Selin Sayek Böke Türkiye ve AB arasında yeni gelişen politikalara dikkat çekti: Avrupa ailesinin parçasıyız
İvme kazanan TürkiyeAvrupa Birliği ilişkilerine yönelik konuşan CHP Genel Sekreteri Böke, “Türkiye, Avrupa ailesinin bir parçasıdır. Bu yalnızca coğrafi değil, siyasi, ekonomik ve toplumsal bir gerçekliktir” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla Romanya’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Avrupa Komitesi Toplantısı’nda 77 ülkeden 89 partiyle yayımlanan Bükreş Deklarasyonu’nda, CHP’nin Türkiye’nin AB üyeliği sürecindeki mücadelesine destek verilmişti. Deklarasyonda, “Türkiye’den üye partimiz CHP’yi son yerel seçimlerdeki etkileyici zaferlerinden dolayı tebrik ediyor ve Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde büyük atılıma yol açacak demokrasi ve reform mücadelesini destekliyoruz” ifadeleri yer almış ve Özgür Özel, deklarasyonda bu bölümün yer almasına ilişkin, “Bunu hem partimiz hem Türkiye için kritik bir adım olarak görüyoruz.
Türkiye’nin haklarını Avrupa’da savunacağımızı pek çok kez söyledik. Bu kapsamda Sosyalist Enternasyonal’in Bükreş Deklarasyonu’nda böyle bir bölümün oybirliği ile kabul edilmiş olması çok önemlidir” değerlendirmesinde bulunmuştu. Toplantıda Sosyalist Enternasyonal ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Sosyalist Grup arasındaki ilişkileri yürütme görevine ise CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke getirilmişti.
HEDEFİMİZ TUTARLI
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilerleme rotası olarak çağdaş uygarlık seviyesini işaret ettiğini vurgulayan Böke, CHP olarak aynı yolun takipçisi olduklarını ve Türkiye’yi dünyanın gelişmiş ve kalkınmış ülkeleri arasına sokmak için mücadele verdiklerini belirti. Türkiye’nin AB sürecinin bu büyük resmin bir parçası olduğunu aktaran Böke, “Öncelikle, yer aldığımız tüm uluslararası zeminlerde dile getirdiğimiz bir gerçekliği hatırlatmak gerekiyor, ülkemiz büyük Avrupa ailesinin bir parçası. Bu yalnızca coğrafi değil; siyasi, ekonomik ve toplumsal bir gerçeklik. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefi partimiz için belli dönemlerde pragmatik ve siyasi amaçlarla dile getirilen bir slogandan ibaret değil.
Türkiye’yi nerede görmek istediğimizle alakalı bir tercih. Biz demokrasinin ve kurumların ayakta olduğu, hukukun üstünlüğünün temel ilke olduğu, temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğu bir Türkiye hedefliyoruz. Yoksulluğun son bulduğu, sosyal adaletin sağlandığı bir Türkiye hedefliyoruz. AB’ye tam üyelik hedefi de bu büyük Türkiye vizyonumuzun bir parçası” diye konuştu.
‘HAK ETTİĞİ YERDE OLACAK’
Dünyanın Avrupa ve Türkiye için kritik bir dönemeçten geçtiğini belirten Böke, ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci dönemiyle birlikte küresel dengelerdeki şekillenmenin şiddetlendiğini söyledi. ABD ile Avrupa arasındaki transatlantik hattaki sarsıntıya değinen Böke, “Bu sarsıntının siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutları var. Son dönemde özellikle güvenlik boyutuna ilişkin tartışmaların öne çıktığını görüyoruz. Türkiye’nin bu yeni sürece hazırlıklı olması ve bu yeniden şekillenen dengelerde kendini doğru konumlandırması gerekiyor. Bu güvenlik boyutuna ilişkin, geçtiğimiz hafta Brüksel’de genel başkanımız Türkiye’nin önemini Avrupalı liderlere hatırlatan önemli bir değerlendirme ve hatırlatma yaptı.
Avrupa bugün yeni bir güvenlik paradigması ve güvenlik şemsiyesi tanımlama ihtiyacını NATO’nun en büyük ordusuna sahip ABD’nin yeni yaklaşımı nedeniyle duyuyorsa NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye bu süreçte elbette önemli bir rol alacaktır. Ancak burada Türkiye’nin çıkarlarını ve ulusal güvenliğimizi önceleyen, ülkemizin askeri alandaki güçlü kapasitesini ve potansiyelini pragmatik al-ver ilişkilerinin tarafı yapmayan tutarlı bir anlayışa ihtiyacımız var. Biz CHP olarak bu anlayışın temsilcisiyiz. Bu anlayışımız Türkiye’nin dünyadaki yerine ve ilerlemesi gereken yola ilişkin bütüncül tavrımızın bir parçası. Türkiye’yi bu yeni küresel ve bölgesel sınamalara hazırlayacak bir iktidar değişimine ihtiyaç duyduğumuz çok açık. Bu ihtiyaç ülkemizle alakalı her konuda, her zerrede açıkça ortaya çıkıyor. Yapılacak ilk genel seçimlerle birlikte, ki halkımız bunun derhal yapılacak bir erken seçim olmasını istiyor, CHP iktidarı kurulacak. CHP iktidarında Türkiye, Avrupa’da ve dünyada hak ettiği yeri alacak” değerlendirmesinde bulundu.
‘AL-VER İLİŞKİSİ OLMAMALI’
Ana muhalefet olarak CHP’nin bütüncül bir bakış ortaya koymasına karşın iktidarın tüm dış politikada pragmatik, al-ver ilişkisine dayalı bir yönetim anlayışı sergilediğini aktaran CHP’li Böke bunun akabinde AB’nin de buna uyum sağladığını belirtti.
Böke, bunun Türkiye açısından en sorunlu örneklerinden birinin 2015 göç anlaşmasında görüldüğüne işaret ederek “AB de benzer bir şekilde hem kendi içerisinden gelen itirazlar hem de pragmatik sebeplerle Türkiye’nin demokratikleşmesi, Avrupa ile gelişecek ekonomik-ticari ilişkiler gibi konuları bir kenara bırakarak bu al-ver ilişkisinin bir parçası oldu. Biz bu ilişki biçimine hep eleştirel yaklaştık ve karşısında durduk. Türkiye’yi belli taahhütler karşılığında Avrupa’nın yükünü sırtlayan anlayışı reddediyoruz” diye konuştu.
‘TAM ÜYELİK YAKLAŞIMIMIZI PAYLAŞTIK’
Bükreş Deklarasyonu’nun taşıdığı önemi açıklayan Böke, “Geçtiğimiz hafta Brüksel’de genel başkanımız sayın Özgür Özel ile Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirdiğimiz temas ve toplantıların da yine aynı hedefimiz doğrultusunda önem taşıdığını düşünüyorum. Avrupa Parlamentosu’nun sosyalistler ve demokratlar grubunun toplantısına ve kardeş sol ve sosyal demokrat Avrupa partilerinin parçası olduğu Avrupa Sosyalist Partisi liderler toplantısına Özgür Özel davet edildi ve burada önemli bir konuşma gerçekleştirdi.
Suriye’den Gazze’ye, Ukrayna’dan Kıbrıs’a kadar birçok dış politika başlığında partimizin güvenlik, barış ve istikrardan yana olan tavrını ortaya koyan önemli mesajları paylaştı. Bununla birlikte, Türkiye’nin AB’ye ve AB tam üyelik hedefine ilişkin yaklaşımımızı da bir kez daha Avrupalı liderlerle paylaşmış olduk” dedi.