Dolar 36,6141
Euro 39,8283
Altın 3.512,02
BİST 10.727,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 28°C
Açık
Denizli
28°C
Açık
Cum 30°C
Cts 30°C
Paz 27°C
Pts 18°C

Demirtaş’tan hem Öcalan’a hem Bahçeli’ye övgüler: ‘Risk almaktan çekinmediler’

Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ”Cesaretimizi ortaya koyamazsak bu girdaptan asla çıkamayacağız, birbirimizi tüketirken küresel emperyalizmin değirmenine su taşımaktan da kurtulamayacağız. İşte Öcalan ve Bahçeli, bu cesareti ortaya koyarken büyük risk almaktan da çekinmiyorlar” ifadelerini kullandı.

Demirtaş’tan hem Öcalan’a hem Bahçeli’ye övgüler: ‘Risk almaktan çekinmediler’
13 Mart 2025 19:23

QAD-Barış Araştırmaları Derneğinin web sitesi “QAD-Barış Meydanı”nda Selahattin Demirtaş’ın yeni yazısı yayınlandı.

Yaklaşık 9 yıldır Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, ”Korkma! Barış” başlıklı yazısında, “Türk’e, Kürt’e, tüm topluma sesleniyorum: Korkma! Barış. Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım” dedi.

Demirtaş’ın yazısının bir kısmı şöyle:

“Hele ortada iki taraftan da yitirilmiş bunca değerli can varken ‘yeni bir paradigma’ ile ortaya çıkmak cesaret, feraset ve irade gerektirir. Ama cesaretimizi ortaya koyamazsak bu girdaptan asla çıkamayacağız, birbirimizi tüketirken küresel emperyalizmin değirmenine su taşımaktan da kurtulamayacağız.

İşte Öcalan ve Bahçeli, bu cesareti ortaya koyarken büyük risk almaktan da çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu iradenin arkasında durarak risk alıyor ve çözüme öncülük etmekten geri durmuyor. Aynı şekilde, Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı Özel de tüm şerhleriyle birlikte çözümün parçası olmaktan çekinmiyor.

Kürtler kendi ayrı devletlerini kuramadılar, Türkiye’nin her yerine yerleştiler, Türkiye’ye entegre oldular. Devlet de Kürtleri eritemedi. O halde Kürtlerin devlet talebini, devletin de bölünme korkusunu ortadan kaldıracak yeni paradigmanın en açık kavramsal içeriğini ortaya koyalım: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürtlerin de devletidir. ‘Zaten öyle değil mi?’ diyen Türklerin ya da ‘Bu asla mümkün olmayacak’ diyen Kürtlerin itirazlarını anlamaya çalışarak şunları eklemeliyim: Kürtler de kendi kimlikleri, dilleri, kültürleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf yurttaşı, sahibi olacaklar. Geçmişteki gibi dillerini, kimliklerini saklamak zorunda kalmadan, fişlenmeden, ayrımcılığa uğramadan, korkmadan ve Kürt olarak, Kürt kalarak Türkiye Cumhuriyeti devletine entegre olacaklar. Bu konularda zaten önemli mesafeler de kat edildi.

Devlet de artık tekçi resmi ideolojiyi tümden bir kenara atarak Kürtlere tüm kapıları sonuna kadar açmalı; Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine saygı duymalı, bunları anayasal ve yasal güvence altına alarak eşit yurttaşlık temelinde entegrasyona zemin yaratmalıdır.

”İNSAN KENDİ DEVLETİNE SİLAH SIKMAZ, SIKMAMALI”

Benim yeni paradigmadan anladığım budur, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin arkasında durduğu irade de Özel’in ‘Kürtlere devlet vadediyorum” söylemi de Öcalan’ın çağrısı da budur.

Bu nedenle Öcalan kesin ve kararlı bir tavırla PKK’ye kendini feshetme çağrısı yapmaktan çekinmedi. Çünkü insan kendi devletine silah sıkmaz, sıkmamalı. Devlet de kendi asli yurttaşına ayrımcılık, zulüm yapmaz, yapmamalı. Cezaevlerini tıka basa doldurmamalı, kapıları bir an önce açmalı.

”ŞART YOK KARŞILIKLI GEREKLİLİKLER VAR”

Şart var mı? Çağrı metninde şart yok ama karşılıklı gereklilikler var. Yani un var, yağ var, şeker var ama helva yapmak için tencere, kaşık, ocak da gerekir. Bunlar helva yapmanın şartı değil, gerekliliğidir. O halde silahların nasıl ve nerede bırakılacağı, silah bırakanların hukuki, siyasi durumlarının ne olacağının netleştirilmesi gerekir. Bunun için hukuki ve siyasi bir adım atılması, işin doğasının gereğidir.

”TÜRKİYE BÖLÜNMEYE Mİ GİDİYOR?”

Öcalan PKK kongresine bizzat katılacak mı? ‘Katılın’ deseniz bile Öcalan bu koşullarda Kandil’e gitmez. Günümüz iletişim tekniklerinin sağladığı olanaklarla PKK kongresine mesaj gönderecektir. Ama bu sırada, İmralı’ya avukat ve heyet ziyaretlerindeki sınırlama kalkmış olmalı elbette. Türkiye bölünmeye mi gidiyor? Hayır, tam tersi oluyor. Demokrasisi, ekonomisi, huzuru ve refahı daha da büyüyecek bir Türkiye ihtimali doğuyor.

”BELKİ ‘TEK MİLLET’ DEĞİL AMA ‘BİR MİLLET’ OLACAĞIZ”

Türkler ve Kürtler neden aynı anda seviniyorlar? Doğru ya, 100 yıldır aynı anda sevinip aynı anda üzülmeyi unuttuğumuzdan bu durum kimilerini iyice işkillendiriyor. Oysa bu süreç tam da budur; aynı anda kazanacağız, birlikte daha güçlü olacağız. Belki ‘tek millet’ değil ama ‘bir millet’ olacağız. Tıpkı nar gibi; sert kabuğumuz bizi dışa doğru korurken içeride nar taneleri gibi yan yana, uyumlu ve çok olacağız: Birliğin içinde çokluk.

Bitirirken hiçbir aşamada anayasa değişikliği, seçim, ittifak gibi konularda tek kelime bile konuşulmamış, bunun pazarlığı edilmemiştir. Bununla birlikte, demokrasinin temel ilkelerini referans alarak DEM Parti’nin de herkesle görüşme, siyasi ve seçim işbirlikleri yapma hakkı vardır, bu hak meşrudur, anasının ak sütü gibi de helaldir. Bunun için kimseden izin almasına da gerek yoktur, olmayacaktır.

DEM Parti demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklerden taviz verecek bir parti değildir. Dolayısıyla tüm görüşme, uzlaşma ve ittifakları da bu temelde şekillenir. Yani demokrasi mücadelesi, arayışı ve inşası elbette kesintisiz sürecek çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni demokrasiyle taçlandırıp ikinci yüz yılında daha da büyütmek hepimizin görevidir. Devleti birlikte kurduk, birlikte büyütüp birlikte yönetip birlikte demokratikleştireceğiz. Bu nedenle Türk’e, Kürt’e, tüm topluma sesleniyorum: Korkma! Barış. Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.”

ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.