Dünyaca ünlü müzik grubu Muse’u Türkiye’ye getirecek olan DBL Entertainment’in sahibinin paylaşımları ortaya çıktı: Espressolab’i boykot edenlere ‘vatan haini’ demiş!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane’de düzenlediği mitingde boykot edilmesi için markaları sıralamıştı.

Listenin ilk sıralarında Türkiye’de birçok şubesi olan kahve markası Espressolab yer aldı.

Özel, boykot listesinin en başında yer alan EspressoLab olduğunu vurgulayarak, “Seyircisi yüzde 70’i bizden olanlar düşünsün. Biz bir kahve içerek başlayalım. Hangisini severseniz için ama sakın EspressoLab’tan içmeyin” demişti.

Bunun üzerine yurdun dört bir yanındaki Espressolab şubelerinde müşteri azlığı görülmeye başladı.

CHP’nin boykotuna karşı; AKP de Espressolab şubelerine partili gençleri göndermeye başladı. Öte yandan geçen günlerde AKP’li vekillerin ve bazı bakanların Espressolab’de görüntülenmesi gündem olmuştu.

“DBL ENTERTAINMENT”İN SAHİBİNİN PAYLAŞIMI ORTAYA ÇIKTI

Özel’in boykot çağrıları sonrası; hemen hemen her kalemde iktidara yakın isimlere ait şirketler yurttaşların radarına girmeye başladı. Bunlardan biri de “DBL Entertainment” oldu.

Robbie Williams, Muse ve Trevor Noah’yı bu yaz İstanbul’a getirecek olan DBL Entertainment’ın sahibi Abdülkadir Özkan, Espressolab’ı boykot eden yurttaş için “vatan haini” ifadesini kullanmış.

Öte yandan, Özkan’ın Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun babasını hedef aldığı paylaşımı da ortaya çıktı.

HESABINI KAPATTI

Robbie Williams ve Muse’un İstanbul konserlerini organize eden DBL Entertainment şirketinin sahibi Abdülkadir Özkan, paylaşımlarına gelen tepkilerin ardından hesabını kapattı.

Birçok kişi, bu konserleri boykot edeceğini belirtiyor.

‘ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI SİYASAL HASTALIK’ DEMİŞ

Özkan’ın, Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de danışmanlığını yaptığı ve Kopernik Yayınevinin Yönetim Kurulu Başkanı da olduğu ortaya çıktı.

Özkan’ın başkan olduğu Kopernik Yayınevinden 2017 yılında çıkan kitabı “Siyasette Erdoğan Korkusu: Erdoğanofobi”nin tanıtım metninde ise şu sözler yer alıyor:

“Erdoğanofobi, son yıllarda gündemimize girmiş, Erdoğan karşıtlığı ve düşmanlığından beslenen ciddî bir siyasal hastalıktır. Erdoğan’a siyaset sahnesine çıkışından itibaren başlayan tepkiler, onun siyaset basamaklarını her tırmanışında artmış, giderek hazımsızlığa, düşmanlığa ve nihayet hastalığa dönüşmüştür.

Erdoğan, siyasal yaşamı boyunca bünyesinde bulunduğu partilerde reformist önermeleri nedeniyle tepkiyle karşılaşmış, endişeyle yaklaşılan tehlikeli bir siyasal rakip olarak görülmüştür. Ancak girdiği her seçimde muhalefetin amansız saldırılarına rağmen halk ile kurduğu ‘empati siyaseti’ sayesinde değişimin ve dönüşümün vazgeçilmez dinamosu olarak kayda geçmiştir.”

‘KİMİNİN KORKULU RÜYASI, KİMİNİN UMUDU’

“Rakiplerinin, ‘elit zümre hegemonyasına’ direnen Erdoğan’a karşı ‘korku siyaseti’ üzerinden politik bir dil geliştirmeyi âdeta ilke hâline getirmesi iç siyasette Erdoğan korkusunu besleyen en önemli nedenlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Batı zaviyesinde yerleşik paradigmanın hedefe oturttuğu Erdoğan karşıtlığı ise egemen güçlere bir meydan okumanın yanında tırmanan ‘faşizan söylem’ siyasetinin de bir sonucudur. Yer yer sertleşen söylem siyasetiyle Erdoğan, kimilerinin korkulu rüyası, kimilerinin umudu, duası olmuş, dost ve düşman herkesin gözünde tartışmasız dikkate alınması gereken bir siyasal karakter olarak okunmuştur.”