Dolar 42,4904
Euro 49,5343
Altın 5.741,39
BİST 10.918,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 15°C
Çok Bulutlu
Denizli
15°C
Çok Bulutlu
Per 14°C
Cum 14°C
Cts 14°C
Paz 14°C

Dünyada sadece 50 kişide var! ‘Altın kan’ laboratuvarda üretilebilecek mi?

Dünyada yalnızca 50 kişide bulunan Rh null, diğer adıyla ‘altın kan’, tıbbın hâlâ kopyalayamadığı en nadir kan grubu olarak biliniyor. Kan nakli tıbbında kritik öneme sahip ‘altın kan’, yalnızca 50 kişide görülmesi nedeniyle dünya çapında özel protokollerle korunuyor. Peki, bilim insanları laboratuvar ortamında ‘altın kan’ üretilebilecek mi? Bakın uzmanlar ne diyor…

Dünyada sadece 50 kişide var! ‘Altın kan’ laboratuvarda üretilebilecek mi?
REKLAM ALANI
01.12.2025 07:48
50

Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr – İlk kan nakli denemeleri 1667 yılında Fransız hekim Jean-Baptiste Denis’in koyundan insana yaptığı başarısız girişimlerle başladı. Modern anlamda ise insandan insana yapılan ilk başarılı kan nakli 1818’de İngiliz cerrah James Blundell tarafından doğum sonrası aşırı kan kaybı yaşayan bir hastaya uygulandı. Kan naklinin gerçekten güvenli ve sistematik bir tıbbi işlem haline gelmesi ise 1901’de Karl Landsteiner’ın A,B, O kan gruplarını keşfetmesiyle mümkün oldu ve böylece hangi hastaya hangi kanın verilebileceği anlaşıldı, nakil tıbbında yeni bir dönemin kapıları aralandı. Bağışlanan kanlar yaralanma ve ameliyatlarda kullanıldı ve tedavilerin en önemli aşamalarından biri haline geldi. Ancak kan nakli ne kadar gelişmiş olursa olsun bugün hâlâ dünya üzerinde bu işlemden faydalanamayan insanlar var. Nadir görülen kan gruplarına sahip insanlar kendi kan grubundan bağışlanmış kanı bulmakta ciddi zorluklar yaşayabiliyor. Bugün dünya üzerinde tespit edilen rakamlara göre tam 50 kişi Rh null adı verilen ‘altın kan’a sahip. Bu kişiler yaralanır ya da kan nakline ihtiyaç duyarsa, gerekli kanı bulabilme şansları oldukça düşük. Bilim insanları dünya üzerindeki 50 kişiyi baz alarak yeni bir çalışmanın fitilini ateşledi ve bakın hangi sonuçlar elde edildi.

LABORATUVAR ORTAMINDA ÜRETMEK MÜMKÜN MÜ?

ARA REKLAM ALANI

Kan grupları temel olarak A,B,O ve Rh sistemlerine göre sınıflandırılıyor. A,B,O sisteminde A, B, AB ve 0 olmak üzere dört ana kan grubu bulunuyor. Bunlara ek olarak Rh faktörü kanın pozitif ya da negatif olmasını belirliyor. Bu iki sistem bir araya geldiğinde A+, A−, B+, B−, AB+, AB−, 0+ ve 0− şeklinde toplam sekiz temel kan grubu ortaya çıkıyor. Bu sınıflandırma, kan nakillerinin güvenli şekilde yapılabilmesi için hayati önem taşıyor. Tüm bu kan gruplarına son yıllarda ‘altın kan’ olarak adlandırılan Rh-null isimli bir kan grubu daha eklendi. Dünyada yalnızca 50 kişinin damarlarında gezdiği bilinen bu nadir kan grubu bilim insanlarının ağına takıldı. Rh-null taşıyan çok az insan olduğundan, bilim insanları kan nakli için gerekli kan miktarını artırmak amacıyla laboratuvarda Rh-null geliştirebilmenin mümkün olup olmadığını araştırıyor. Bilim insanları, Rh null kan grubunun evrensel kan nakillerine yardımcı olabileceğini tahmin ediyor.

Dünya üzerinde yalnızca 50 kişinin sahip olduğu bu kan grubunun laboratuvar ortamında üretilebilmesi halinde tıp camiasında köklü bir yeniliğin doğacağını düşünen bilim insanları çalışmalarına devam ederken, biz de konuyu uzmanına Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Atila Tanyeli’ne sorduk.

‘ALTIN KAN’IN BİR FARKI VAR

Açıklamalarına ‘altın kan’ grubunu tanımlayarak başlayan Prof. Dr. Tanyeli, “Altın Kan (Rh null) çok nadir bulunan bir kan grubudur. Kan gruplarını belirleyen Rh sistemindeki D,C,c,E,e gibi tüm antijenler yoktur.  A, B, O kan grubu sistemi 4 ana antijenden oluşur; A, B, O ve AB grupları olmak üzere. Bu antijenler oligosakkarid antijenlerdir ve eritrositler üzerindeki membranlarda, doku hücrelerinde, ayrıca salya ve diğer vücut sıvılarında bulunur. A, B, O kan grupları, transfüzyon tıbbında kritik öneme sahiptir. Bu nedenle kan grupları üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Sistem 56’dan fazla antijen içermektedir. 5 en önemli antijen D,C,c,E ve e’dir. Rh antijenleri eritrositlerin yüzeyinde bulunan proteinleri ifade eder. Bu antijenlerin fonksiyonları tam olarak bilinmemektedir. Ancak membran stabilizasyonu ve amanyum transportunda kritik rol oynadıkları bilinmektedir” diye konuştu.

50 KİŞİ İÇİN FARKLI BİR PROTOKOL UYGULANIYOR

Oldukça nadir görülen bu kan grubuna sahip kişilerin kan nakli hizmetinden sağlıklı bir şekilde faydalanamadıkları biliniyor. Peki ‘altın kan’ grubuna sahip kişiler, doğum, ameliyat veya acil durumlarda hangi sorunlarla karşılaşıyor, acil durumda Rh null kan temini için küresel bir protokol bulunuyor mu ve yeterli mi?

Prof. Dr. Tanyeli, Rh null kan grubuna sahip kişilerin acil bir sağlık durumunda sadece kendi gruplarından kan alabileceğini iletti. Dünyada Rh null bireylerinin kayıt altına alındığını ileten Prof. Dr. Tanyeli, “Kan bulunması gerektiğinde uluslararası Nadir Donör Bankaları devreye girer. Gerekli olması halinde, önceden planlanan ameliyatlar için Rh null kişilerin kanları önceden alınıp donduruluyor veya özel dolaplarda saklanabiliyor. Kaza gibi acil durumlarda daha tehlike olabilir ancak o durumlarda da uygulanan protokoller mevcut” dedi.

‘Altın kanı’n laboratuvar ortamında üretilip üretilemeyeceğini de açıklayan Prof. Dr. Atila Tanyeli, sözlerini şöyle noktaladı:

“Günümüz şartlarında Rh null cell kan üretilemez. Ne sentetik olarak ne de kök hücre teknolojileri ile güvenli ve tam fonksionel kırmızı kan hücresi olarak üretilememektedir. Bu kişilerdeki alyuvar yapıları, Alyuvarların zar yapısı, stabilitesi ve dayanıklılığı da farklıdır. Periferik kan da stomatositler mevcuttur. Özetle Rh null kan grubuna ait eritrositler laboratuvarda üretilemez. Çünkü laboratuvarda kırmızı kan hücresi üretmek mümkün olsa da Rh null eritrositlerin karmaşık membran yapısını kopyalamak bugün için imkansız.”

Kaynak: Milliyet

REKLAM ALANI
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.