Ekrem İmamoğlu, 23 Mart önseçiminin demokrasi tarihine geçeceğini söyledi: Oyunu biz kuruyoruz
Gazetemizi ziyaret eden İBB Başkanı İmamoğlu, aday belirleme sürecinin erken olmadığını belirtti. İmamoğlu, böylece iktidarın baskısı ve yargı kıskacını boşa çıkarmak için zamanlarının olacağını vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, dün gazetemizi ziyaret etti.
CHP’nin 23 Mart’ta Cumhurbaşkanı adaylığı için düzenleyeceği önseçimi değerlendiren İmamoğlu, “Böyle bir ortamda, bu zorluklar içinde sorumluluk almamız gerekiyor. Nasıl ki Cumhuriyet gazetesi, ülkenin ayak izlerini takip eden bir gazete ise, CHP de bu ülkenin kuruluşunu sağlayan ve bugüne kadar gelen o güçlü hikayenin ilk adımını atan partidir. Ata’mızın bize emaneti olan bu partide sorumluluk alıyoruz. Önümüzdeki genel seçimde ülkemizin kaderini, ülkeyi bu duruma düşürmüş akla emanet edemeyiz. Bunun gerçekleşmemesi için benzersiz bir çalışma modeli, kampanya modeli ve adaylaşma sürecinde muhalefeti bir araya toplama yöntemleri geliştirmeyi, 21. yüzyılın hikayesini ve ülke geleceğini anlatmayı ve çalışmalarını yapmayı görev edindik. CHP’nin TBMM grubunun neredeyse tamamının imza vererek aday adayı belirlemesi tarihe geçmiştir. Tarihe geçecek bir diğer konu da, bu demokrasi devriminin olgunlaşması için 23 Mart’taki ön seçimin en yüksek katılımla gerçekleşmesidir” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN’A KARŞI BİR ADAY VAR
CHP’deki cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci için erken olduğuna yönelik eleştirilere yanıt veren İmamoğlu, eleştirilere katılmadığını ve CHP’nin “oyun kurucu” bir parti konumuna geldiğini vurguladı. İmamoğlu, “Tam da ülkenin göbeğine damga vuran, bugüne kadar oyun kurduğunu ve kurduğu oyunla başta biz ve partimiz olmak üzere, ne yazık ki oluşturmak istediği süreçleri bozan, ters hamlelerle süreç yönettiğini düşünen cumhurbaşkanına karşı, oyun kuran bir CHP, oyun kuran bir CHP adayı var” diye konuştu.
‘BUMERANG GİBİ VURACAK’
Kendisi hakkında devam eden dava ve soruşturmalara değinen İmamoğlu, “Baskılar hiç bitmez ancak nefesleri tükenecek. Şu an ülkeyi yöneten kişi, son genel seçimde bize son iki ay içinde ‘bizi terörist yaptılar, aşağıladılar, iftiralar attılar. Seçim bitti, ‘şantaj, montaj olur böyle şeyler’ dedi. Tüm bu hissiyat, beni hem çok üst seviyede motive ediyor hem de ‘Bana bunu yapanlar, bu millete neler yapmaz ki’ diyerek daha büyük bir sorumluluk duygusu sağlıyor. Ne yapılacaksa yapılsın, bunlar dönüp bumerang gibi kendini vuracak. Şu an da da vuruyor” şeklinde yanıtladı.
ÇOCUKLAR BİLE ‘KURTULUŞ’ DİYOR
Türkiye’nin mevcut durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, ülkemizin bugün dünyanın gelişim gösterdiği pek çok alanda, hak ve özgürlükler açısından geride kaldığını belirtti.
İmamoğlu, “Mevzu o kadar derin ki kültür, sanat, spor ve pek çok alanda. Aslında bu iktidar, toplum olarak kendimize moral bulacağımız pek bir şey bırakmadı. Her kurumu, her kuruluşu ülkemiz adına, ilkelerini, duruşunu ve ülke menfaatlerini bertaraf etmiş bir pozisyondalar. Bugün artık ilkokul çocukları dahi ‘kurtuluş’ kelimesini kullanıyorsa bu, vahim bir durumdur. Gençler bile aslında meseleleri günlük yaşantıları içinde ele alırken şu an ilkokul çocuklarından bu cümleleri duyduğumuzda, toplumumuzun umutsuz, sıkıntılı, kasvetli ve bir kara bulut misali çökmüş haliyle bir Türkiye görüyoruz” dedi. İmamoğlu, anketlerde Erdoğan’ın önünde gözükmesiyle kendisine artan saldırılara değindi.
‘HER ŞEYİ GÖZE ALDIK’
İmamoğlu, “Biz her şeyi, hem de deli gibi göze alarak yola çıktık. Tüm düğmelere basmış durumdalar. Aslında bir bakıma kıyaslamak gibi olmasın ama geçmişe baktığınızda muhtelif hatlarda Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu strateji buna benzerdir. Halkına inanan bir stratejiyle süreci yönetmiştir. Biz de bir köşesine sinen ve olduğu yerden konuşan değil, milletiyle konuşan, milletine giden ve milletiyle çözüm arayan, çözüm bulan bir arayış içerisinde devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Seçimler ve sandık güvenliğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan İmamoğlu, sandık güvenliği konusunun cumhurbaşkanı adaylığı sürecindeki en önemli üç maddeden biri olduğunu söyledi. CHP’nin, ülkenin bazı bölgelerinde sandık görevlisi çıkarmakta zorlandığının altını çizen İmamoğlu, “Bu işin sadece parti üyeleriyle olmayacağını ben Beylikdüzü’nden de bilirim, İstanbul’dan da bilirim” diye konuştu. Sandık güvenliği konusunda iddialı olduklarını söyleyen İBB başkanı “200 bin sandığın konuşulduğu ülkemizde 200 bin siyasi akraba üreteceğiz. Tarihte görülmemiş bir sandık güvenliği sağlayayacağız” dedi.
Önseçimde CHP’nin 1 milyon 750 bin üyesinin oy kullanmasını beklediğini belirten İmamoğlu, “Elbette bu söylediğimin ironik bir beklenti olduğunu biliyorum, hele parti içi seçimde tek adaysanız. Ancak bu benim duygum. Bazen bir alanda on binlerce insana hitap ederken ya da kampanya otobüsünde insanları gördüğümde, bir kişinin bile bana sert baktığını hissettiğimde, ‘Bana niye sert baktı? İnip onunla konuşsam’ duygusu yaşanabiliyor. Bu bağlamda, bir üyenin bile gelmemesi beni derinden etkiliyor” ifadelerini kullandı.
TÜM MUHALİFLERLE YOLCULUK
Önseçimde CHP tabanının vereceği kararın Türkiye’deki bütün muhalefeti harekete geçireceğini belirten İmamoğlu, toplum vicdanının iktidarın potansiyel gücünün “en az iki buçuk katı” olduğunu ifade etti. İmamoğlu, “Biz, cumhurbaşkanını seçmekten öte, büyük bir değişimi ve Cumhuriyet ile beraber demokrasinin bize emanet edildiği halin daha da güçlenerek parlementoyu tekrar Türkiye’deki karar mekanizmasının en güçlü noktasına yönelik sağlayacak bir evreye taşıma arzusunda olduğumuzu ifade edeceğiz. Dilerim ki, Türkiye’deki muhalefet kesiminin tereddütsüz tamamının desteğini alan bir cumhurbaşkanı olacağım. Bu benim idealim. Bunun adı Türkiye İttifakı. Nasıl İstanbul İttifakı’yla Türkiye’nin geniş siyaset arenasına adım attıysam, şimdi de Türkiye İttifakı diyerek önümüzdeki bu güçlü yolculuğa çıkıyoruz” dedi.
ABB Başkanı Mansur Yavaş ile arasında sorun olmadığını da söyleyen İmamoğlu, “Mansur Bey, ‘Önseçimi bugün erken buluyorum’ demişti, buna saygı duyuyoruz. Ama ‘Partimin adayına ve kararına saygı duyarım ve bunun dışında asla hiçbir şey yapmam’ cümlelerini de duyarsınız. Beni ilgilendiren kanaati budur” diye konuştu.
‘ATATÜRK’ÜN HER İLKESİ BENİM İÇİN VAZGEÇİLMEZ
Cumhuriyetin kurucu ilkelerinden ‘laikliği’ yeterince dillendirmediği yönündeki eleştirilere ilişkin de konuşan İmamoğlu, “Benim laik Türkiye Cumhuriyeti’ne olan inancımı sorgulayacak olana, Kasımpaşa diliyle cevap vermek gerekirse, alnını karışlarım. Bu ülkenin ve yakın coğrafyamızın, belki de gelecek yüzyıllardaki barışın, yaşamın, çağdaşlaşmanın tesisinin birinci ilkesi konumunda olan laikliği nasıl yok sayabilirim? Atatürk’ün her ilkesi benim için vazgeçilmez, doğruyu gösteren oklardır “ yanıtını verdi.
‘SÜREÇ TUTARSIZ İLERLİYOR’
Önseçim ziyaretleri kapsamında 16 Mart’ta Diyarbakır’ı da ziyaret edecek olan İmamoğlu, Cumhur İttifakı ile İmralı arasında devam eden “barış süreci” görüşmelerini yakından izlediklerini belirtti. İmamoğlu, sürecin, iktidar tarafından yalnızca bir parti ve İmralı arasındaki duygu geçişi ve diyaloglara sığdırılmaya çalışıldığını vurguladı. İmamoğlu, “Elbette diyalog önemli; ancak mesele, sosyolojik ve toplumsal birçok aşamaya sahip. Çözülmesi gereken birçok sorun var. Süreç şeffaflık ve tutarlılık içermeli. Şu anki tutarsızlık bizi endişelendiriyor” dedi.