Dolar 36,4384
Euro 38,2228
Altın 3.376,47
BİST 9.911,07
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 16°C
Parçalı Bulutlu
Denizli
16°C
Parçalı Bulutlu
Sal 18°C
Çar 20°C
Per 21°C
Cum 21°C

Erdoğan’dan AB üyeliği için son dakika açıklaması: Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükelçiler ile iftar programında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olarak, Avrupa Birliğine üyelik sürecimizi stratejik önceliğimiz olarak görüyoruz. Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez.” dedi.

Erdoğan’dan AB üyeliği için son dakika açıklaması: Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez
3 Mart 2025 21:34

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Büyükelçiler ile iftar programında önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde: Hoş geldiniz diyorum. Soframıza teşrif edenlerin yanı sıra 16. kez bu güzel buluşmaya vesile olan AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığımıza da teşekkürlerimi iletiyorum. İftar sofrasının kalplerimizi yumuşatan manevi atmosferini sizlerle birlikte teneffüs etmekten duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif’in İslam alemi başta olmak üzere tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Sözlerimin hemen başında şu hususu vurgulamak istiyorum. Bizim için Ramazan ve oruç sadece bir ay boyunca aç ve susuz kalmak değildir. Ramazan ve oruç merhum bir şairimizin ifadesiyle insanların her yıl bir ay süreyle katıldığı bir ruh şölenidir.

‘İHTİYAÇ SAHİPLERİNİN YAŞADIKLARINI DA KALBİMİZDE HİSSETMEYE ÇALIŞIYORUZ’

Bu ruh şöleninde bir taraftan kendi iç alemimize doğru derin bir yolculuğa çıkarken, diğer taraftan da yakın çevremizden başlayarak dışarıya doğru bir yolculuk gerçekleştiriyoruz. Ramazan-ı Şerif boyunca yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı daha fazla yüceltirken, dünyanın dört bir ucundaki ihtiyaç sahiplerinin yaşadıklarını da kalbimizde hissetmeye çalışıyoruz. Elimizdeki tüm imkanlarla o kardeşlerimize ulaşmanın, Ramazan sevincimize onları da ortak etmenin gayretindeyiz. Rahmeti, bereketi ve huzuruyla Ramazan iklimi sadece İslam ülkelerini değil, en ücra köşesine kadar tüm dünyayı kuşatmıştır. Şu an etrafında bir araya geldiğimiz sofra bir insanlık sofrasıdır. Bu sofra Ramazan’ın ruhuna can veren bir muhabbet sofrasıdır. Türkiye’nin bütün gönül dostlarını on altıncı kez buluşturan bu soframızın bölgemizde ve dünyada barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Hükümetli misafirler, Ramazan’ın temsil ettiği değerlere hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Koronavirüs salgını ile başlayan daha sonra patlak veren savaşlarla iyice derinleşen ekonomik sıkıntıların dünyanın birçok ülkesinde halen devam ettiğini görüyoruz. Bunun olumsuz yansımalarına, siyasi istikarsızlıklardan sosyal barışın zedelenmesine, kutuplaşmanın artmasından marjinal konumda kalması gereken ırkçı ve aşırı sağcı partilerin önlenemez yükselişine kadar geniş bir yelpazede şahit oluyoruz. İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, ticaret savaşları ve çatışmalar kural ve hukuk temelli uluslararası sistemi çıkmaza sürükliyor. 

‘ACIMASIZ BİR ULUSLARARASI GERÇEKLİK İNŞA EDİLİYOR’

Küresel güvenlik mimarisine ve kural temelli sisteme güven azaldıkça maalesef tedirginlik artmakta, her koyun kendi bacağından asılır anlayışı yayılmakta, orman kanunları öne çıkmaktadır. Gücü elinde bulunduranın, zayıfı tahakküm altına alması ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Dikkatinizi çekiyorum. Zayıfın, mağdurun, mazlumun, güçsüzün hakkını arayabileceği kapılar maalesef teker teker kapanıyor. Kelimenin tam anlamıyla, altta kalanın canının çıktığı daha adaletsiz, daha acımasız bir uluslararası gerçeklik inşa ediliyor. Artan yabancı düşmanlığını, terörizmi, faşist partilerin ve hemen her krizin süratle çatışmaya evrilmesini bu yeni gerçeklikten bağımsız okuyamayız. Şayet önüne geçilmezse bunun varacağı yer, üzülerek söylemeliyim ki askeri veya siyasi patlamalar olacaktır. Bunun işaretleri şimdiden görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla sorunları zamana bırakarak, sorunlara gözlerimizi kapatarak, gelen tehlikeye kayıtsız kalarak hiçbir yere varamayız. Dünya 5’ten büyüktür şiarıyla verdiğimiz mücadele, bırakın sorun çözmeyi, kendisi sorun üreten işte bu küresel sistemin yerine daha kuşatıcı bir yapının inşası içindir. Şunu bugün bir kez daha açık ve net ifade etmek isterim. Küresel karar alma mekanizmalarının dünyanın değişen şartlarına uyum sağlamasının vakti çoktan gelmiştir. En basitinden dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan müslümanların artık karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerekiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisine sahip bir islam ülkesinin bulunması ihtiyaçtan öte artık bir zorunluluktur.

‘ZULÜM VE MAĞDURİYETLERİ SONA ERDİRMENİN PEŞİNDEYİZ’

Ancak 5 daimi üyenin adaleti esas alan bir güç paylaşımına gitmek yerine, güç temel yüzüyle sorunları bastırmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Şurası unutulmasın ki, bu değişim dalgasına direnildikçe sorunlarımızın hem sayısı hem de ölçeyi büyümeye devam edecektir. Tabi bizim bütün bu gerçekleri açık yüreklilikle dinlendirmemizin kimi dostlarımızı memnun etmediği bilincindeyiz. Ama biz Dost Acı Söyler prensibine yürekten inanan bir ülkeyiz. Eleştiriye uğrasak dahi hakkı, hakikati ve tüm insanlık için en doğru olanı söylemekten geri durmadık, bundan sonra da geri durmayacağız. Değerli misafirler, krizlerle çevrili bir coğrafyada enerji güvenliğinden terörle mücadele, gıda güvenliğinden kalkınmaya kritik roller üstleniyoruz. İyi günde dost ve kardeş bildiğimiz insanların kötü günlerinde de yanlarında olmaya çalışıyoruz. 500 yılı aşan köklü diplomasi tecrübemizin rehberliğinde krizleri çözmenin, insani dram, zulüm ve mağduriyetleri sona erdirmenin peşindeyiz. Bu süreçte ilkemiz şudur mazluma da zalime de kimlik sorulmaz. Biz kriz bölgelerine bakarken etnik aidiyetleri, ilaçları, renkleri, kökenleri değil yalnızca el uzatılması gereken insanlar görürüz.

‘KALICI BARIŞ ANCAK ADİL VE ONURLU BİR BARIŞLA MÜMKÜNDÜR’

Gazze’de nasıl insanlığın vicdanı olmaya gayret ediyorsak, Ukrayna’daki sivil kayıpların önüne de aynı hissiyatla geçmenin mücadelesini veriyoruz. Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi sürdürürken, muhtemel bir çözümün ne Rusyasız ne Ukraynasız olabileceğine inanıyoruz. İlk günden bu yana ateşe körükle gitmeden krize çözüm üretmeyi amaçladık. İstanbul süreci, Karadeniz tahıl girişimi, esir takası gibi inisiyatiflerle savaş şartlarına rağmen müzakere ve uzlaşının mümkün olabileceğini gösterdik. Savaşan taraflarda herhangi birini dışlayan formüllerin sonuçsuz kalacağını her vesile ele dile getirdik. Gelinen noktada bu yaklaşımların ne kadar gerçekçi ve isabetli olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Şu gerçeği bugün bir kez daha tekrarlıyorum. Kalıcı barış ancak adil ve onurlu bir barışla mümkündür. Bunun yolu da iki tarafın temsil edildiği bir müzakere sürecinden geçiyor. Bölgemizin kana çatışmaya ve gözyaşına doyduğunu artık herkesin tüm tarafların görmesini ümit ediyoruz.

‘MESCİD-İ AKSA KIRMIZI ÇİZGİMİZ’

Kıymetli misafirler, Filistin halkı bu Ramazan ayını da maalesef acıyla, hüzünle, Gazze’de kaybettikleri 61 binden fazla canının üzüntüsüyle karşıladı. Netanyahu hükümeti ateşkesi istismar etmek için her yola başvuruyor. İsrail’li bakanların batı şeria’yı ilhak çağrıları yetmezmiş gibi bir de Mescidi Aksa’yı hedef alan kışkırtmalarıyla İsrail’li yetkililer ateşle oynamaktadır. İlk kıblemiz Mescidi Aksa’nın kırmızı çizgimiz olduğunu bugün bir kere daha muhataplarına önemle hatırlatmak istiyorum.

Gazzeli kardeşlerimizi doğdukları, büyüdükleri ve uğruna hayatlarını feda ettikleri topraklarından söküp atmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Gazzelilerin öz yurtlarında barış ve huzur içinde yaşamaları için elimizdeki tüm imkanları seferber etmiş durumdayız. Gazze’ye insani yardımda bulunan ülkelerin başında geliyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 100 bin ton yardımı dost ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dahil ilgili uluslararası mekanizmaların işletilmesi için gayret gösterdik. Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan davaya müdahil olma başvurusunda bulunduk. Yürüttüğümüz diplomatik temaslarında katkısıyla 9 ülke daha Filistin’i tanıdı. Önümüzdeki dönemde bu sayının daha da artacağına inanıyorum.

‘GÜVEN VE İSTİKRAR KAYNAĞI OLAN BİR SURİYE’NİN İNŞASI EN BÜYÜK TEMENNİMİZDİR’

Burada şu önemli hususu tekraren vurgulamak arzundayım. İsrail, bölgede istikrarsızlık üreterek kendi güvenliğini sağlayamaz. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü hais bir Filistin devleti kurulmadan İsrail’de aradığı huzura kavuşamayacaktır. Filistin halkını destekleyeceğimiz gibi Kudüs’ün, özellikle Harem-i Şerif’in tarihi statüsüne riayet edilmesinin de takipçisi olacağız. Değerli Büyükelçiler, Suriye’de 8 Aralık’ta Esad rejiminin devrilmesiyle yeni bir dönem başlamıştır. Toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini sağlamış, farklı kimliklerin yan yana yaşadığı tüm komşuları için güven ve istikrar kaynağı olan bir Suriye’nin inşası en büyük temennimizdir. Yeni yönetimin böyle bir Suriye’nin vücut bulması için gösterdiği gayretleri takdirle karşılıyor, kendilerine gereken her türlü desteği sağlıyoruz.

‘TARİHİN TEKERRÜR ETMESİ İSTENMİYORSA İZLENMESİ GEREKEN YOL BELLİDİR’

13 yılı açan çatışmaların Suriye’ye maliyeti 1 milyon can kaybı ve 500 milyar dolara yaklaşan devasa bir faturadır. Dünyadaki hemen hiçbir ülkenin böyle ağır bir yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Hepimizin Suriye halkının ülkelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarına güçlü destek olması gerekiyor. Bakınız şu detayın altını da kalın çizgilerle tekrar çiziyor. Suriye’deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikarsızlığından medet umanlar hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidir. Bölgemizin bir asır önce olduğu gibi tekrar yeni haritalar üzerinden dizayn edilmesine, parçalanmasına, ayrıştırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Pusuda bekleyenlere, ellerini oluşturanlara fırsat vermeyeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmaların amaçlarından biri de işte bu kirli ve kanlı planlara engel olmaktır. Kimlerin ne yapmaya çalıştığının gayet farkındayız. Kulaklara fısıldanan senaryoları da çok iyi biliyoruz. Unutulmasın ki emperyalist senaryolara figüranlık yapanların akıbeti eninde sonunda vuruşturulup bir kenara atılmaktır. Yakın tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Tarihin tekerrür etmesi istenmiyorsa izlenmesi gereken yol bellidir. Türkiye olarak güvenliğimize yönelik her türlü tehdidi kaynağında etkisiz hale getirme kudretine hamdolsun ziyadesiyle sahibiz. Bu kapasitemizi hiç tereddüt etmeden pek çok kez gösterdik. Ne ülkemizin ne bölgemizin geleceğine teröre yer olmadığını herkesin anlamasını kabullenmesini sonu hüsranla bitecek ham hayaller peşinde koşmak yerine planlarını buna göre yapmasını tavsiye ediyoruz.

‘AB ÜYELİĞİ STRATEJİK ÖNCELİĞİMİZ’

Kıymetli misafirler, Güney Kafkasya’da refah ve istikrar için çabalarımızı yoğunlaştırdık. Ermenistan’la normalleşme sürecini ilerlettiğimiz gibi Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışı tesis edecek bir anlaşmayı bekliyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege’deki istikrar ortamının korunmasını arzu ediyoruz. Komşumuz Yunanistan’la münasebetlerimizde karşılıklı adımlarla tesis ettiğimiz olumlu atmosferin muhafazasından yanayız. Balkanlardaki istikrarın korunması için elimizden gelen katkıyı sunuyoruz. Ata yurdumuz Orta Asya’daki kardeş cumhuriyetlerle her alanda yakın ilişkilerimiz sürüyor. Türk Devletleri Teşkilatı ile birlikte iş birliğimiz daha da derinleşmiştir. Bunu ilerletmekte kararlıyız. Uzaktaki gönül coğrafyamızda ilişkilerimizde Asya, Latin Amerika ve Afrika politikalarımızın somut sonuçlarını alıyoruz. Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olarak Avrupa Birliği’ne üyelik sürecimizi stratejik önceliğimiz olarak görüyoruz. Son dönemde yaşanan gelişmeler Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye’nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa’nın küresel bir aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkansız hale geliyor. Açık söylemek gerekirse Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez.

‘İSLAM DÜŞMANLIĞIYLA MÜCADELEMİZİ AKTİF ŞEKİLDE SÜRDÜRECEĞİZ’

Avrupalı dostlarımızın da bu hakikatte artık yüzleşmesini, vizyoner bir bakış açısıyla tam üyelik sürecimizi ilerletmesini bekliyoruz. Burada bir endişemizi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Hüküm düşmanlığı ve kültürel ırkçılık milyonlarca Müslümanın yaşadığı batılı ülkeleri zehirli bir sarmaşık misali sarmaktadır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik menfur saldırıların fikir özgürlüğü bahanesiyle meşru ulaştırılması asla kabul edilemez. Milyarlarca insanın mukaddesatına hedef alan çirkin, provokatif ve alçak eylemlerin mutlaka önüne geçilmelidir. Bu yıl devralacağımız İslam İşbirliği Teşkilatı, Dışişleri Bakanları Konseyi, dönem başkanlığımızda İslam düşmanlığıyla mücadelemizi aktif şekilde sürdüreceğiz. Bu vesileyle bugün burada temsil edilen birçok ülkenin terörle mücadelemize verdikleri desteği memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Sizlerden önümüzdeki dönemde daha fazla dayanışma, daha samimi destek beklediğimizin altını 1 kere daha çiziyorum. Sözlerime son verirken Antalya Diplomasi Forumu’nun 11-13 Nisan tarihleri arasında düzenleyeceğimiz dördüncü toplantısını takip etmenizi sizlere özellikle tavsiye ediyorum. Ramazan-ı şerifin ülkelerimize tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Programımıza katılımınız için sizlere teşekkür ediyorum. Her birinizi 1 kez daha saygıyla selamlıyorum. Afiyet olsun kalın sağlıcakla.

Kaynak: Milliyet

ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.