Gece lambasının ardındaki gerçek! Karanlıkta başlıyor, diyabeti tetikliyor

JAMA Network Open’da yayınlanan araştırmada 40 yaş üzeri yaklaşık 88 bin 905 kişinin bileklerine takılan ışık sensörleriyle gece-gündüz ışık maruziyetleri sürekli ölçüldü. Takip süresi ortalama 9,5 yıldı.

Bilim insanları, özellikle gece yarısı ile sabah erken saatler arasındaki (gece ışıması) ışık maruziyeti ile ilerleyen dönemde kalp-damar hastalıkları görülme sıklığını karşılaştırdı.

Çalışmada, geceleri en fazla ışığa maruz kalan kişilerin koroner arter hastalığı, miyokard enfarktüsü, kalp yetmezliği, atriyal fibrilasyon ve felç gibi çeşitli kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinin ve ayrıca ölüm riskinin daha yüksek olduğu görüldü. Risk artışı önemliydi; örneğin, kalp yetmezliği riski yüzde 45 ile yüzde 56, atriyal fibrilasyon riski ise yüzde 28 ile yüzde 32 daha yüksekti.

Araştırmacılar, yaş, beslenme, egzersiz ve gelir düzeyi gibi potansiyel olarak etkili olabilecek diğer yaşam tarzı faktörlerini hesaba kattıklarında bile bu korelasyonu buldular. Nitekim, örneklem grubunun kadınları ve genç kesiminde kalp hastalığı riskleri diğer demografik gruplara göre daha da yüksekti.

Çalışmanın uzmanları “Bulgularımız, mevcut önerilere ek olarak, gece lambasından kaçınmanın kardiyovasküler hastalıkları önlemede umut verici bir hedef olduğunu gösteriyor” açıklamasında bulundu.

Araştırmacılar, gece ışığa maruz kalmanın vücudun sirkadiyen ritmini bozduğunu ve bunun da sağlığınız üzerinde önemli etkileri olduğunu öne sürüyor. Araştırmalar ayrıca, gece ışığa maruz kalmanın tip 2 diyabet geliştirme riskini artırdığını da gösteriyor.

Elbette araştırma ışık maruziyetinin kalp hastalığı riskini artırdığını kesin olarak kanıtlayamıyor; ancak bu çalışma ışığın uykunuz ve sağlığınız üzerindeki etkilerini bir kez daha düşünmenizi sağlıyor.