Dolar 36,4621
Euro 38,3269
Altın 3.445,05
BİST 9.476,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 14°C
Az Bulutlu
Denizli
14°C
Az Bulutlu
Çar 15°C
Per 15°C
Cum 16°C
Cts 17°C

Giyim sanayicilerinden “üretim gücü” vurgusu

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Toygar Narbay, Rusya- Ukrayna savaşının sona ermesi ve Orta Doğu’da barışın tesis edilmesiyle bu pazarlarda kaybettikleri ihracatı geri kazanabileceklerini belirterek, “Kapımıza kadar gelen …

Giyim sanayicilerinden “üretim gücü” vurgusu
25 Şubat 2025 15:35

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Toygar Narbay, Rusya- Ukrayna savaşının sona ermesi ve Orta Doğu’da barışın tesis edilmesiyle bu pazarlarda kaybettikleri ihracatı geri kazanabileceklerini belirterek, “Kapımıza kadar gelen bu fırsatları değerlendirebilmemiz için üretim gücümüzü korumamızı, öz kaynaklarımızı güçlendirmemizi ve rekabet gücünü geri kazanmamızı sağlayacak desteklere ihtiyacımız var.” dedi.

TGSD müşterek başkanları Toygar Narbay ve Ümit Özüren ile TGSD Ekonomi Danışmanı Can Fuat Gürlesel’in de katılımıyla düzenlenen basın toplantısında sektördeki duruma ilişkin bilgi verilirken sektörün büyümesi ve dönüşümü için öneri ve talepler paylaşıldı.

Narbay, pandeminin başladığı 2020’de ertelenen alışverişler, 2021 ve 2022 yıllarında merkez bankaları tarafından uygulanan genişletici politikalar sayesinde dünya ticaretinde çok hızlı bir büyüme yaşandığını söyledi.

Bu süreçte hem dünya hem de Türk hazır giyim ihracatının yüksek rakamlara ulaştığını aktaran Narbay, “Ancak artan enflasyon ve likiditenin kontrol altına alınması amacıyla merkez bankalarının 2023’te başlattığı faiz artırımları ve likiditenin azaltılması yönündeki daraltıcı politikalar sonucunda, 2023’te dünya hazır giyim ve Türk hazır giyim ihracatı paralel şekilde yüzde 9 daraldı. 2024’te ise dünya hazır giyim ihracatında yaşanan yüzde 2’lik daralmaya karşılık, Türk hazır giyim ihracatında yüzde 6,9’luk küçülme söz konusu oldu. Bu durum, Türk hazır giyim sektörünün rakiplerinden negatif olarak ayrıştığını gösteriyor.” diye konuştu.

Narbay, 2024’teki daralmanın 1,3 milyar dolara tekabül ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Yaptığımız analize göre kaybın yüzde 29’u global resesyondan, yüzde 46’sı Rusya, Ukrayna ve İsrail pazarları, yani savaş bölgelerindeki kayıptan, yüzde 25’i ise rekabetçiliğimizi kaybetmemizden kaynaklandı. İhracattaki daralmanın yanı sıra 2022’de 2,7 milyar dolar olan hazır giyim ithalatı da 2024 sonunda 4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bu durum, uygulanan politikaların ihracatta rekabet gücünü azaltırken ithalatı artırdığını açıkça gösteriyor.”

Türk hazır giyim sektörünün dünyanın altıncı, Avrupa’nın ise üçüncü büyük tedarikçisi olmasının yanı sıra tekstil sektörüyle birlikte Çin’den sonraki ikinci en büyük tedarik zinciri olduğunu aktaran Narbay, şöyle devam etti:

“Dünya hazır giyim ticaretinden aldığımız yüzde 3,48 pay ve yaşanan kayıplara rağmen yarattığımız 590 bin kişilik istihdamla Türkiye‘nin en önemli endüstrilerinden biriyiz. Gerek ürün çeşitliliğimiz gerekse know-how, tasarım, kalite, hız ve lojistik avantajlarımız sayesinde her zaman global alıcıların portföylerindeyiz. Hatta global alıcılar, rakip ülkelere göre yüzde 20-25 oranında daha fazla ödeme yapmaya hazır. Ancak son iki yılda yüksek enflasyon ve baskılanan kur politikaları nedeniyle ülkemize özgü koşullar oluştu. Bu nedenle alıcılar da tolere edebileceklerinden çok daha yüksek olan maliyet farkını ödemek istemiyor.”

“AB’deki pazar payımız yüzde 5,6’dan 5,1’e düştü”

Narbay, TGSD olarak çıkardıkları rekabet modellemesiyle Türkiye‘nin, Uzak Doğu ve Kuzey Afrikalı rakipleriyle arasındaki farkı ortaya koyduklarını kaydederek, “Buna göre 2024’te kilogram başına 15,2 dolara sattığımız bir üründe yükselen üretim ve finansman maliyetlerimiz nedeniyle Asya’daki rakiplerimizden yüzde 61, Kuzey Afrika’dakilerden ise yüzde 46 daha pahalı hale geldik. Bunun neticesinde dünya genelindeki pazar kaybımızın yanı sıra en büyük ve geleneksel pazarımız olan AB’deki pazar payımız da yüzde 5,6’dan 5,1’e düştü.” diye konuştu.

Hazır giyim sektörünün önündeki önemli fırsatlara dikkati çeken Narbay, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Trump’ın Çin’e karşı uygulayacağı politikalar, Asya-Pasifik hattında jeopolitik riskleri artırarak, Avrupa ve ABD’li alıcıların tedarik güvenliği politikalarını gözden geçirmelerine ve daha güvenli üretim havzalarına yönelmelerine neden olacak. Bu durum, Çin’den sonra en büyük dikey entegrasyona sahip olan ülkemize olumlu yansıyacaktır. Ayrıca, Çin’den sonraki en büyük ihracatçılar olan Bangladeş ve Vietnam’ın tedarik zincirlerinin büyük ölçüde Çin’e bağlı olması bizim için bir avantaj. İkinci fırsat, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının birkaç yıl içerisinde hazır giyim ve tekstili de kapsayacak olması. Bu düzenleme ve beraberindeki regülasyonlara hazırlanmak, pazarda tercih edilebilirliğimizi artıracak.”

Narbay, söz konusu düzenlemelerin Türkiye için önemli fırsatlar sunduğunu vugulayarak, “Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi ve Orta Doğu’da barışın tesis edilmesi halinde, bu pazarlarda kaybettiğimiz ihracatı geri kazanabiliriz. Ancak kapımıza kadar gelen bu fırsatları değerlendirebilmemiz için üretim gücümüzü korumamızı, öz kaynaklarımızı güçlendirmemizi ve rekabet gücünü geri kazanmamızı sağlayacak desteklere ihtiyacımız var. Bunlar sağlandığı takdirde, sektördeki iyileşme yalnızca ihracatla sınırlı kalmayacak, istihdam yeniden artarken ithalat da düşecektir.” diye konuştu.

Bu yıl dünya hazır giyim ticaretinde bir daralma beklenmediğini dile getiren Narbay, Türkiye’de ise kur politikaları ya da ihracatçı için destekleme mekanizmaları çalıştırılmadığı ve pazarlarda bir düzelme yaşanmadığı takdirde yılı 17,5 milyar dolar seviyesinde bitirmeyi öngördüklerini ifade etti.

“Fiyatı artırmanın tek yolu markalı ihracat”

Ümit Özüren de 2024’te sektörün ihracat birim fiyatının kilogram başına 15,2 dolar olduğunun altını çizerek, “Mücevher ve savunma sanayisinden sonra en yüksek değere sahip üçüncü sektörüz. Pazardaki yüksek fiyat rekabetinden dolayı bu değerin üzerine çıkmak kolay değil. Fiyatı artırmanın tek yolu markalı ihracat. Öyle ki toptan satış yapan bir marka, ürün değerini 2-2,5 katına çıkarabiliyor.” dedi.

Perakende veya e-ticaret kanallarında yapılan markalı satışlarda ise ortalama birim satış değerinin 80-100 dolar seviyelerine ulaştığını anlatan Özüren, şu ifadeleri kullandı:

“Bu da ancak firmaların inovasyon, tasarım, markalaşma ve dijital dönüşüm süreçlerine yatırım yapması, izlenebilirlik, şeffaflık, ESG kriterleri (Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim) gibi süreçlere daha fazla uyum sağlamasıyla mümkün. TGSD olarak, sektörümüzün uzun vadeli hedeflerini şekillendirecek Ufuk 2040 Stratejik Planı’nın hazırlanması için çalışıyoruz. Ayrıca sektör içindeki kurumsallaşma, sürdürülebilirlik ve inovasyon gibi alanlarda rehberlik sağlayacak bir çevrim içi bilgi platformu olarak tasarladığımız TGSD Gelişim Akademisi’ni de bu yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyoruz.”

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Toygar Narbay, sektördeki rekabetçilik kaybına ilişkin, “Firmalar zararına üretim yaparak sadece pazarlarını korumak ve bir şeyler düzeleceğini ümit ederek devam ettiriyorlar. Rusya pazarı toparlanırsa orada pozitif bir etki olur, giden müşterinin geri gelmesi için ancak bir pandemi daha bekleriz. O yüzden müşterilerimizi ve pazarlarımızı kaybetmemiz gerekiyor. Hükümetimiz de hızlı reaksiyon alan bir hükümet. Umarım daha fazla zarar görmeden desteklenir ve bu noktadan pozitif bir şekilde çıkarız.” değerlendirmesini yaptı.

Narbay, Mısır’daki yatırımlara ilişkin soruya, “Mısır’ın çok uzun süre önce yapılmış ABD ile serbest ticaret anlaşması var. Türkiye henüz ABD’ye ihracat yapabilecek maliyet seviyesinde değil. ABD çok fiyat odaklı ve rekabetçi bir pazar. Dolayısıyla oraya giden firmaların birçoğu ABD ihracatlarını artırmak oradaki fırsatı değerlendirmek için gidiyorlar.” şeklinde yanıt verdi.

Giyim sektöründeki konkordatolarla ilgili soruya ise Narbay, “Çok yoğun olan bir endüstride konkordato da sayısal olarak yüksek oluyor. Konkordatoların yaklaşık yüzde 20’si bizim sektörde.” cevabını verdi.

Narbay, emek yoğun sektörlerdeki KOBİ’lere verilen çalışan başı 2 bin 500 lira desteğin ölçek gözetmeksizin tüm firmalara verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

CoinTR’den 1.000 TL Hediye! Hemen Üye Ol, Kolayca Kazanmaya Başla! Şimdi Katıl! Reklamdır
Kaynak: AA / Aylin Rana Aydin Kuş – Ekonomi
ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.