Gümüşhane sahur vakti 2025 Ramazan imsakiyesi iftar saati
Ramazan ayı, İslam dininin beş şartından biri olan orucun tutulduğu kutsal bir aydır. Ramazan ayı, bereket, mağfiret ve manevi arınma ayı olarak kabul edilir. İmsakiye, Ramazan ayı boyunca her gün için iftar ve sahur vakitlerini gösteren bir tablodur. Ayrıca imsak, güneş, öğle, ikindi ve yatsı namazı vakitlerini de içerir. Gümüşhane 2025 imsakiye sayesinde Gümüşhane’de iftar saati kaçta, akşam ezanı saat kaçta okunacak? sorusunun cevabı öğrenilmekte. Ramazan imsakiyesi ile Gümüşhane imsak, sahur vakti, iftar akşam ezan saati günlük olarak takip edilmekte. Gümüşhane iftar vakti sahur saatine kaç dakika kaldı?

Ramazan ayında oruç tutan Müslümanlar için “sahur vaktine iftara kaç dakika kaldı” sorusu, günün en çok merak edilen konularından biridir. Bu kritik zaman dilimlerini doğru takip etmek, hem ibadetin vaktinde yerine getirilmesi hem de sağlıklı bir oruç süreci için önemlidir.
Sahur, İslam dininde oruç tutan kişilerin, gün doğmadan önce yedikleri son yemektir. Sahur, imsak vaktinden önce yapılan bu öğünle oruca hazırlık sağlanır. Oruç süresince vücuda enerji sağlayacak besinlerin tüketilmesi önerilir.
İmsak, İslam dininde oruç tutan kişilerin yeme, içme ve diğer orucu bozan eylemleri bırakmaları gereken vakittir. İmsak vakti, sabah namazı vaktinin girmesiyle başlar ve gün doğumuna kadar devam eder.
İmsak vakti, şehirlere ve günlere göre değişir. Ramazan imsakiyesi takip edilerek güncel imsak saatleri öğrenilebilir.
Oruç açma, oruçluya orucunu açtırma, oruç bozma, oruç tutmama, oruca aykırı bir davranışta bulunma anlamlarına gelen iftar kelimesi, yaygın olarak, oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun biçimde orucunu açması için kullanılmaktadır.
İftar vakti, müminler için sevinç ve huzur vaktidir. Bu vaktin girmesiyle Allah’ın rızası için açlığa, susuzluğa, orucun sıhhatine zarar verecek tutum ve davranışlara karşı sabreden, oruca özel yasaklardan uzak durmayı başaran ihlâslı gönüller için bütün bu yasaklar kalkar. Bu vakit, Resûlullah’ın (sas), “Şüphesiz her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennem ateşinden) azat edilenler vardır. Bu (azat etme işlemi Ramazan”da) her gece olur.” (İbn Mâce, Sıyâm, 2) sözleriyle ifade ettiği üzere, bağışlanma vaktidir. Yine Hz. Peygamber, “…Müminin iki sevinci vardır: Birisi iftar vaktinde orucunu açtığı andaki sevinci, diğeri Rabbine kavuştuğu zaman orucunun (mükâfatından kaynaklanan) sevincidir.” (Müslim, Sıyâm, 163) buyurmuştur.
Ramazan ayının müstehap olan uygulamalarından bir tanesi de iftarlarımızı acele yapmak, akşam namazını kılmadan önce oruçlarımızı açmaktır.
Allah Resûlü (sas) akşam namazını kılmadan önce orucunu birkaç yaş hurmayla, yaş hurma bulamadığı zaman kuru hurmayla , o da yoksa birkaç yudum suyla açardı. Orucu hurma gibi tatlı bir şeyle açmak ise mendup , başka bir deyişle hoş bir davranıştır. Resûlullah’ın (sas) kış günlerinde kuru hurma ile yaz günlerinde ise su ile orucunu açtığına dair rivayetler de vardır.
Peygamberimizi (sas) sahura kalkmayı teşvik edip iftar yapmaksızın iki orucu ((visâl orucu)) birbirine eklemeyi de yasaklamıştır.
Bununla beraber, orucunu açacak kimselere özellikle fakirlere iftar yemeği verilmesini teşvik etmiştir Zeyd b. Hâlid el-Cühenî’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Bir oruçluya iftar veren, o kişinin sevabı kadar sevap elde eder. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî, Savm, 82)
İslâm’a göre, bireyin sorumlu olmasının temel şartları Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmaktır. Dolayısıyla bu şartlar, oruç ibadeti ile sorumlu olmanın da şartlarıdır. Buna göre, bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmasının farz olması için öncelikle Müslüman ve âkil-bâliğ olması gerekir (Kâsânî, Bedâî’, 2/87).
İbadetlerle yükümlü olma şartlarını taşıdığı hâlde bazı özel durumlardaki kimselere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. İbadetlerle yükümlü olmamakla birlikte, ergenlik yaşına gelmeyen çocukların alıştırılmak ve ısındırılmak maksadıyla namaz kılmaları ve oruç tutmaları teşvik edilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), yedi yaşından on yaşına kadarki sürede çocuğun namaza alıştırılmasını önermiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 26 [494-495]; Tirmizî, Salât, 182 [407]).