İstanbul’da büyük deprem olacak, Marmara’da deprem bekleniyor mu?
ABD medyasında yer alan ve hakemli bilim dergisi Science’ta yayımlanan bir çalışmada, Marmara Denizi içinden geçen Ana Marmara Fayı üzerinde son dönemde meydana gelen depremlerin, uzun süredir enerji biriktirdiği düşünülen kilitli fay kesimine doğru bir yönelim gösterdiği ifade edildi.
Araştırmada; 2011, 2012 ve 2019 yıllarındaki sarsıntılar ile nisan ayında gerçekleşen 6,2 büyüklüğündeki depremin birlikte analiz edildiği ve bu sismik hareketliliğin İstanbul için 7,0 ve üzeri büyüklükte bir deprem olasılığını yükseltebileceğine dikkat çekildi. Uzmanlar, büyük bir depremin ne zaman olacağının kesin olarak tahmin edilemeyeceğini ancak tehlikenin halen geçerli olduğunu vurguladı.
POTSDAMLI ARAŞTIRMACILARDAN İSTANBUL İÇİN KRİTİK UYARI
Uzun süredir Türkiye’deki sismik hareketleri izleyen Potsdam merkezli bilim insanları, İstanbul çevresinde deprem riski yüksek görülen alanları açıkladı. Uzmanlar, özellikle kentin güneyinde yer alan ve Prens Adaları segmenti olarak adlandırılan bölümün büyük ölçüde “kilitli” durumda olduğunu, bu nedenle bölgede 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem olasılığının arttığını belirtiyor.
TEKTONİK GERİLİM GÜNEYDE YOĞUNLAŞIYOR
Almanya’nın Potsdam kentinde faaliyet gösteren GFZ Helmholtz Jeofizik Araştırma Merkezi öncülüğünde yürütülen çalışmaya göre, İstanbul’un güneyinde yer alan Marmara Denizi altındaki tektonik gerilimler artış eğilimini sürdürüyor. Bu birikimin önümüzdeki yıllarda büyük bir depreme zemin hazırlayabileceği ifade ediliyor.
6.2’LİK DEPREM SONRASI DETAYLI ANALİZ
GFZ’den Patricia Martinez-Garzon liderliğindeki ekip, 23 Nisan 2025’te Marmara Denizi’nde, İstanbul’un güneyi ve güneybatısında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremi temel alarak kapsamlı bir inceleme yaptı. Araştırmacılar, 2007 yılından bu yana bölgede yaşanan depremleri ayrıntılı biçimde değerlendirerek yer altındaki süreçleri analiz etti ve elde edilen bulguları uluslararası hakemli bir bilim dergisinde yayımladı.
MARMARA FAYI NASIL DAVRANIYOR?
Marmara Denizi’nin altında, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı uzantısını oluşturan Marmara Fayı yer alıyor. Bu bölgede Anadolu Plakası, Avrasya Plakası’nın yanından batıya doğru hareket ediyor. Ancak fay boyunca kaya yapısının farklılık göstermesi, bazı kesimlerde plakaların daha güçlü biçimde birbirine kilitlenmesine neden oluyor.
Daha pürüzsüz kırılma yüzeylerine sahip alanlarda enerji, küçük ve çoğu zaman hissedilmeyen depremlerle boşalırken; yüzeylerin daha düzensiz olduğu kesimlerde ise gerilim uzun süre birikiyor ve bu durum büyük depremler için uygun koşullar oluşturuyor.
PRENS ADALARI SEGMENTİ ÖNE ÇIKIYOR
Uzmanlara göre bu tür güçlü kilitlenmenin görüldüğü alanlardan biri, İstanbul’un güneyindeki Prens Adaları’nın altından geçen fay segmenti. Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve çevresindeki adaların bulunduğu bu bölgenin altında uzun süredir kayda değer bir deprem yaşanmaması, önemli miktarda tektonik gerilimin biriktiğine işaret ediyor.
SON YILLARDAKİ DEPREMLER NE SÖYLÜYOR?
Potsdamlı araştırmacılar, 2007–2025 yılları arasındaki deprem verileri ve artçı sarsıntı modellerini inceleyerek 5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme eğiliminin dikkat çekici düzeyde olduğunu tespit etti. 2011’de Marmara’nın batısında 5,2; 2012’de 5,1; 2019’da Marmara’nın orta kesiminde 5,8 büyüklüğünde depremler yaşanırken, bu yıl meydana gelen 6,2’lik sarsıntı da bu sürecin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
KİLİTLİ SEGMENTE DOĞRU İLERLEYEN HAREKETLİLİK
Çalışmanın yürütücüsü Martinez-Garzon, elde edilen sonuçların Marmara Fay Hattı’ndaki sismik hareketliliğin zaman içinde doğuya, İstanbul’un güneyinde yer alan ve kilitli durumda bulunan Prens Adaları segmentine doğru ilerlediğini gösterdiğini vurguluyor. Bu durum, uzun vadede büyük bir depremin tetiklenebileceğine işaret eden önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
NEDEN BU BÖLGE DAHA RİSKLİ?
Bilim insanları, Marmara Denizi’nin batı ve orta kesimlerinde çok sayıda küçük depremin kaydedilmesini, gerilimin daha sık aralıklarla boşalması şeklinde yorumluyor. Buna karşın Prens Adaları’nın altında neredeyse hiç deprem olmaması, enerjinin uzun süredir biriktiğini düşündürüyor.
Araştırma ekibinden Marco Bohnhoff da Marmara Fayı’nın kritik seviyede yüklü olduğunu belirterek, nisan ayındaki depremin bu birikimi yalnızca sınırlı ölçüde azalttığını ifade ediyor. Bohnhoff’a göre Marmara Fayı, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 1766’dan bu yana 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretmemiş tek bölüm konumunda.
BÜYÜK DEPREM SENARYOSU VE BELİRSİZLİK
Uzmanlar, bir sonraki güçlü depremin İstanbul’un güneyi ya da güneybatısında meydana gelebileceğini değerlendiriyor. Bu sarsıntının doğrudan büyük bir deprem olabileceği gibi, daha büyük bir depremi tetikleyen öncü bir sarsıntı da olabileceği belirtiliyor.
GERÇEK ZAMANLI İZLEME ÇAĞRISI
1999’da Gölcük’te yaşanan ve on binlerce can kaybına yol açan 7,4 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresinde benzer bir senaryonun ne denli yıkıcı olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle araştırmacılar, Marmara Denizi altındaki fayların daha yakından ve gerçek zamanlı izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Bilim insanları; deniz tabanında kalıcı gözlem istasyonlarının artırılması, ilave sondaj kuyuları açılması ve deniz dışı fiber optik sensörlerin kurulmasının büyük önem taşıdığını vurguluyor. GFZ’nin uzun süredir AFAD ile birlikte yürüttüğü çalışmalar da Türkiye’deki deprem riskinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Kaynak: Haberler