Kendi küçük etkisi büyük! Karnıyarık otu yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanılıyor, faydaları saymakla bitmiyor
Sosyal medyada bugüne kadar pek çok farklı takviye popüler oldu. Çoğu zaman bu popüler takviyelerin gerçekten işe yarayıp yaramadığı tartışmalı bir konu olarak belirsizliğini korusa da öyle bir tanesi var ki etkileri sağlam çalışmalarla kanıtlanmış bir takviye olarak karşımızda. Karnıyarık otu takviyesi (Psyllium) ile ilgili yapılan çalışmalar, bu takviyenin sayısız faydasına dikkat çekiyor.
Massachusetts Genel Hastanesi’nde doktor, Harvard Tıp Fakültesi’nde tıp eğitmeni ve gazeteci olan Trisha Pasricha, Washington Post’ta kaleme aldığı yazıda karnıyarık otunun reçetesiz satılan birçok lif takviyesinin ana bileşeni olduğunu söyledi ancak onu diğer liflerden ayıran iki benzersiz özelliğindan bahsetti:
“Suyla temas ettiğinde jel oluşturan bir molekül olan arabinoksilan bakımından zengindir ve karnıyarık otunun sindirim sistemi boyunca ilerlerken kolesterolün safra asitlerine dönüşümü de dahil olmak üzere özel reaksiyonları teşvik etmesine izin verir. Karnıyarık otu kolona ulaştığında, bağırsak mikrobiyomunuz için bir prebiyotik haline gelir ve kısa zincirli yağ asitleri gibi faydalı metabolitlerin üretimini teşvik eder. İşte bu özellikler, onlarca yıllık araştırmalarla desteklenen çok sayıda sağlık faydası ile sonuçlanır. Diğer ek liflerle karşılaştırıldığında, karnıyarık otu kardiyovasküler, metabolik ve gastrointestinal hastalık riskini azaltma kabiliyetiyle de diğerlerinin önüne geçer.”
İtiraf edelim büyük çoluğumuz günlük tüketmemiz gereken lif miktarını karşılamıyoruz. Pasricha’nın ilk tavsiyesi, genel sağlık açısından en yüksek faydayı elde etmek için tabağınızı Akdeniz diyeti gibi lif açısından zengin bitki çeşitliliğiyle doldurmamız. Ancak bu gerçekçi değilse, karnıyarık otu takviyesi almanızı öneriyor.
Toz veya kapsül halinde satın alabileceğiniz bu takviye ile günlük almanız gereken lif miktrarını alabilirsiniz. Tozlar genellikle bir bardak suya karıştırılmak üzere çilek veya portakal gibi aromalı olabiliyor ancak Pasricha, zaten her sabah içtiğiniz bir fincan kahvenin içine karıştırabileceğiniz katkı maddesi veya tatlandırıcı olmadığından emin olduğunuz tatsız olanlarını tercih edin.
Karnıyarık otu basit bir müshilden çok daha etkilidir. Bağısak sağlığı için harika olsa da, faydaları bunun çok ötesindedir.
Trisha Pasricha, karnıyarık otunun araştırmalarla defalarca gösterdiği sağlığa etkilerini anlattı:
KARDİYOVASKÜLER SAĞLIK:
Psyllium, muhtemelen mikrobiyomdaki değişiklikleri içeren birden fazla yolu etkileyerek kolesterol seviyelerini düşürebilir. Diğer bir mekanizma ise safra asitlerini psyllium jelinde hapsederek karaciğeri daha fazla safra asidi üretmek için kolesterol kullanmaya zorlamak ve böylece kanınızda kalan kolesterol miktarını etkili bir şekilde düşürmektir.
Yaklaşık 1900 katılımcıyı içeren 28 kontrollü çalışmanın 2018 meta-analizi, en az üç hafta boyunca günde 10,2 gram karnıyarık otu takviyesinin LDL kolesterol, HDL olmayan kolesterol ve kalp hastalığı riskinizi belirlemeye yardımcı olabilecek bir belirteç olan apoB’de önemli düşüşlere yol açtığını buldu. LDL kolesterolde ortalama azalma ise yaklaşık 13 mg/dL oldu.
AÇLIK VE GLİKOZ TOLERANSI:
Psyllium’un bir başka faydası da, yemeğinizin geri kalanından glikozu emmek için gereken süreyi uzatmaya yardımcı olmasıdır. Bunun nedeni, karnıyarık otu bir jele dönüştüğünde, ince bağırsak tarafından besin emilimini geciktirir, bu da daha uzun süre tok hissetmenizi sağlar.
Randomize bir çalışma, sabahları 7,4 gram psyllium almanın gün içinde önemli ölçüde daha az açlık hissetmeye yol açtığını, sonraki öğünlerde kalori tüketimini azalttığını ve kan şekeri seviyelerini düşürdüğünü buldu. Diğer çalışmalar, günde en az 10 gramlık bir dozun, son üç aydaki ortalama kan şekerini ölçen hemoglobin A1C seviyelerini yaklaşık 1,37 mmol / L kadar iyileştirebileceğini buldu.
BAĞIRSAK SAĞLIĞI:
Eğer ishalseniz ya da kabızlık sorununuz var ise karnıyarık otuna başlamak için mükemmel bir zaman. Jel suyu çeker ve kabız olduğunuzda daha fazla hacim üretmek için şişer, bağırsağınızın kasılmasına ve dışkının yumuşamasına yardımıcı olur. Ancak aynı jel, biraz ishal olduğunuzda da suyu emecektir. Bu nötralize edici özellikleri nedeniyle Karnıyarık otu, irritabl bağırsak sendromu tedavisinde ilk basamak öneriler arasındadır. Karnıyarık otunun ayrıca bağırsak iltihabına karşı korur ve bağırsak ve bağışıklık sağlığını destekleyen kısa zincirli bir yağ asidi olan bütirat üreten mikrobiyomdaki yararlı bakterileri artırdığı araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Karnıyarık otunun ülkemizin hemen her bölgesinde doğal olarak yetiştiğini, halk arasında sinirotu, yol ekmeği veya büyük plantin gibi isimlerle de bilindiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Aytaç Karadağ, özellikle yol kenarları ve nemli alanlarda kendiliğinden yetişen bu bitkinin geleneksel tıbbımızda da önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Karadağ, bu tohumun en ilginç özelliklerinden birisinin müsilaj denilen maddeyi içermesi olduğunu, su ile temas ettiğinde jel kıvamına geldiğini ve bu jel yapının bağırsaklarımızı koruyan özel bir tabaka oluşturduğunu belirtti. Aynı zamanda bu tohumun bağırsak hareketlerimizi düzenlediğini ve sindirim sistemimizin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olduğunu sözlerine ekledi.
Karnıyarık otunun kabızlık sorunu yaşayanlar için çok faydalı olabileceğini, bağırsak hareketlerini düzenleyerek rahatlamasını sağladığını, sindirim sisteminizin düzenli bir ritim kazanmasına yardımcı olduğunu, hatta İrritable Bağırsak Sendromu (IBS) gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarında bile belirtileri hafifletebileceğini söyledi.
Ne kadar karnıyarık otu tüketmeliyim? Herhangi bir risk var mı?
Trisha Pasricha, karnıyarık otunun kullanımının güvenli kabul edildiğini ancak yeni bir takviyeye başlamadan önce doktorunuza sormanın her zaman iyi bir fikir olduğunu söyledi. Pasricha, bazı insanlarda şişkinlik, gaz veya daha gevşek bir dışkı yaşanabileceğini, ancak vücudun artan lif miktarına uyum sağladıkça bu semptomların genellikle hafifleyeceğini söyledi.
Bu yararlı bitkisel ürünün bazı ciddi yan etkileri ve kullanım kısıtlamaları olduğunu söyleyen Karadağ, kullanımında dikkat edilmesi gereken noktaları sıraladı:
Hamileler ve emziren annelerin kullanılmaması gerekiyor çünkü düşük riskini artırabiliyor ve içerdiği bazı maddeler bebeğe geçebiliyor.
Kan sulandırıcı ilaç kullananlar da dikkat etmeli. Bu tip ilaçlarla etkileşime girip kanama riskini artırabilir.
Diyabet hastaları için de tehlikeli olabilir çünkü kan şekerini etkileyip, insülin ve diğer şeker ilaçlarıyla etkileşebiliyor.
Küçük çocuklarda, yani 12 yaş altında kullanımı da sakıncalı. Hem gelişim dönemindeki olası yan etkiler hem de doğru dozun ayarlanması zor olduğu için risk oluşturuyor.
Sindirim sisteminde bazı rahatsızlıklara yol açabiliyor. Mesela mide bulantısı, karın ağrısı yaşayabilirsiniz. Bazen ishal veya kabızlık yapabiliyor, gaz problemleri de görülebiliyor.
Alerjik reaksiyonlar da önemli bir sorun. Ciltte döküntüler, kaşıntı olabiliyor, hatta nefes darlığı ve yüz-boğazda şişme gibi ciddi belirtiler gösterebiliyor.
Kan şekerinizde değişimler, düşüşler yaşayabilirsiniz. Baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk hissedebilirsiniz. Vücudunuzdaki mineral dengesi de bozulabilir.
Kronik hastalığı olanlar çok dikkatli olmalı. Özellikle böbrek, karaciğer veya kalp hastalığınız varsa risk daha da artıyor. Tansiyon ilacı kullanıyorsanız, antidepresan alıyorsanız veya hormon tedavisi görüyorsanız da dikkat etmelisiniz. Bir de ameliyat olacaksanız, en az 2 hafta öncesinden bırakmanız gerekiyor çünkü kanama riskinizi artırabilir.
Karnıyarık otu takviyesi kimler için önerilir?
İç Hastalıkları Uzmanı Aytaç Karadağ, karnıyarık otunun özellikle antimikrobiyal özellikleri ve yara iyileştirici etkisinin dikkat çekici olduğunu, içerdiği biyoaktif bileşenler sayesinde, vücudumuzda çeşitli olumlu etkiler gösterdiğini söyledi ve ekledi:
“Örneğin, içerdiği polisakkaritler ve flavonoidler güçlü antioksidan özellik gösterirken, iltihap önleyici etkileri de bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.”
Bağırsak sağlığı açısından da oldukça değerli bir bitki olan karnıyarık otunun, ilginç bir şekilde, doğrudan probiyotik etkisinin olmadığını ancak prebiyotik özellik gösterdiğini vurgulayan Karadağ, bu özelliği sayesinde bağırsağımızdaki faydalı bakterilerin gelişimini desteklediğini, özellikle tohumlarının, içerdiği müsilaj maddesi sayesinde sindirim sistemimiz için adeta doğal bir destek görevi gördüğünü , aynı zamanda bağışıklık sistemini düzenleyerek bizi enfeksiyonlara karşı koruduğunu belirtti.
Bu bitki yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanılıyor ve modern bilim de artık faydalarını kanıtlamış durumda. Özellikle Journal of Biomedicine and Pharmacotherapy’de yayınlanan kapsamlı bir araştırma çok ilginç bilgiler ortaya koyuyor. Bitkinin içinde polisakkaritler, lipitler, flavonoidler gibi çok değerli bileşenler bulunuyor. En etkileyici özelliklerinden biri yara iyileşmesi üzerindeki etkisi. Klinik çalışmalar bu bitkinin yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğunu ve dokuların yenilenmesini destekliyor. Ayrıca yara bölgesindeki iltihabı azaltması da bilimsel olarak kanıtlanmış.
Kaynak: İç Hastalıkları Uzmanı Aytaç Karadağ
Karnıyarık otunun mikroplarla savaşma konusunda da oldukça başarılı olduğunu, E. coli ve Candida albicans gibi zararlı organizmalara karşı etkili olduğunu belirten Karadağ, sindirim sistemi üzerindeki faydalarının da çok dikkat çekici olduğunu söyledi ve bu konuda yapılan araştırmalardan örnek verdi:
“İran’da yapılan bir araştırma, karnıyarık otunun mide ülserlerine karşı koruyucu olduğunu ve bağırsak iltihabını azalttığını gösteriyor. İçerdiği müsilaj sayesinde bağırsak hareketlerini düzenliyor ve kabızlığa iyi geliyor.”
Karnıyarık otunun antioksidan özelliklerinin de çok değerli olduğuna değinen Karadağ, İçerdiği fenolik bileşikler ve flavonoidler sayesinde vücudumuzdaki zararlı serbest radikalleri temizlediğini, bu özelliği sayesinde hücrelerimizi koruduğunu ve yaşlanma karşıtı etki gösterdiğini ifade etti.
Araştırmaların bu bitkinin bağışıklık sistemimizi dengeleyen ve güçlendiren özelliklere sahip olduğunu doğruladığını, bu etkiyi özellikle içerdiği polisakkaritler sayesinde gösterdiğini belirten Karadağ, tüm bu bilimsel bulguların, atalarımızın neden bu bitkiyi bu kadar değerli bulduğunu da açıkladığını, modern bilimin, geleneksel bilgiyi doğruladığını ve bize bu bitkinin değerini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Karnıyarık otu tozunu ya da tohumlarını tüketmek takviye olarak tüketmekten daha mı iyi?
Karadağ, karnıyarık otu bitkisinin taze yapraklarının, toz formunun ve tohumlarının farklı amaçlar için kullanılabildiğini söyledi ve bu kullanım alanlarını şöyle sıraladı:
“Sindirim sorunları için tohum formu öne çıkarken, cilt problemlerinde taze yapraklar daha etkili olabiliyor. Takviye formunda da kullanılabiliyor ancak doğal formlarının daha yüksek biyoyararlanım sağladığını belirtmek gerek.”
Probiyotik etki yapar mı?
Bu tohumun doğrudan probiyotik değil, prebiyotik özellik gösterdiğini, yani kendi içinde faydalı bakteriler bulundurmadığını ama bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilerin gelişmesine ve çoğalmasına yardımcı olduğunu tekrarlayan Karadağ, karnıyarık otunun bağırsak sağlığımız için gerçekten değerli bir bitki olduğunu, içerdiği çözünür lifler sayesinde güçlü bir prebiyotik etki gösterdiğini ifade etti ve ekledi. “Bu lifler bağırsak floramızın sağlıklı kalmasını sağlıyor ve yararlı bakterilerimizin çoğalması için mükemmel bir ortam oluşturuyor. Böylece sindirim sistemimiz daha düzenli çalışıyor.”
Dr Aytaç Karadağ, Karnıyarık otu yapılan bir ekmek tarifini bizler için paylaştı.
Malzemeler
2 su bardağı tam buğday unu,
1 bardak beyaz un,
3 yemek kaşığı öğütülmüş karnıyarık otu tohumu
Hazırlanışı
* Tüm malzemelere bir tatlı kaşığı kuru maya, bir tatlı kaşığı tuz, mayanın aktivasyonu için bir tatlı kaşığı bal veya pekmez eklenir. Peşine 2-2.5 bardak ılık su ve iki yemek kaşığı zeytinyağı eklenir.
* Yarım bardak ılık suya bal ve mayayı ekleyip 10 dakika bekleyip mamayı canlandırın.
* Sonra unları güzelce eleyip, öğütülmüş karnıyarık otu tohumu ve tuzu ekleyin.
* Ortasını havuz gibi açıp maya karışımını ve zeytinyağını ilave edin.
* Yavaş yavaş su ekleyerek yaklaşık 10-15 dakika yoğurun.
* Yumuşak, elastik bir hamur elde edince, yağlı bir kâseye alıp üzerini nemli bezle örtün.
* Hamuru bir saat kadar ılık ortamda dinlendirin. Hacmi iki katına çıkınca hafifçe bastırıp 30 dakika daha bekletin.
* Sonra 200 derecede ısıttığımız fırında, ekmek kalıbında 35-40 dakika pişirin. Üzerine çizikler atıp su serpmeyi unutmayın.
* Karnıyarık otu tohumunu çok ince öğütün ve ilk denemede az miktarla başlayın. Hamurun kıvamı çok sert olmasın. Pişirirken de alt kısmının yanmamasına dikkat edin.
Bu ekmeği oda sıcaklığında 2-3 gün saklayabilirsiniz. Dilerseniz dilimleyip buzlukta bir aya kadar muhafaza edebilirsiniz. Bez torba içinde saklarsanız tazeliğini daha iyi korur.
Karadağ, bu ekmeği günde bir-iki dilim tüketmenizi, kahvaltıda veya ara öğünlerinizde tüketmenizi tavsiye etti ve sözlerine söyle devam etti:
“Yanında çiğ sebzeler olursa sindirime daha da faydalı oluyor. Tek dikkat etmeniz gereken, aç karnına tüketmemek. Bu tarifi denediğinizde, sadece lezzetli bir ekmek yapmış olmayacaksınız, aynı zamanda sağlığınıza da büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. Ama tabii ki, her doğal üründe olduğu gibi, aşırıya kaçmamak önemli. İlk kez deneyecekseniz, küçük miktarlarla başlamanızı öneririm.”