‘Kızıl Gezegen’in renk sırrı ortaya çıktı: Bildiklerimiz baştan aşağı yanlış olabilir

Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) yeni araştırması, Mars’ın neden “Kızıl Gezegen” olarak adlandırıldığına dair bilinenleri sorguluyor.

Araştırmacı Adomas Valantinas, “Mars hâlâ Kızıl Gezegen, ancak neden kırmızı olduğuna dair anlayışımız değişti” ifadelerini kullandı. Yeni bulgular, Mars’taki kırmızı rengin su içeren demir oksitlerden kaynaklanabileceğini ortaya koyuyor.

Geleneksel olarak, Mars’taki kırmızı tozun demir oksit (pas) olduğu düşünülüyordu. Tıpkı dünyadaki gibi, Mars yüzeyindeki demir minerallerinin oksijenle reaksiyona girerek paslandığı ve rüzgârlar sayesinde gezegenin her yanına yayıldığı kabul ediliyordu. Bu sürecin milyarlarca yıldır devam ettiği varsayılıyordu.

Ancak önceki gözlemler, Mars’taki demir oksit içinde su bulunmadığını gösteriyordu. Bu yüzden araştırmacılar, gezegenin erken ıslak döneminden sonra atmosferle reaksiyona girerek kuru yüzey koşulları altında oluştuğu sonucuna varmışlardı.

SU VARLIĞINDA OLUŞAN DEMİR OKSİTLER MARS’TA BULUNABİLİR

Son araştırmalar, Mars’ın kırmızı renginin su içeren demir oksitler olan ferrihidrit ile bağlantılı olabileceğini gösterdi. Ferrihidrit, soğuk suyun varlığında oluşan bir mineral olup, Mars’ın düşündüğümüzden daha erken paslanmış olabileceğini ortaya koyuyor.

Valantinas, laboratuvar deneylerinde bazalt ile karıştırılmış ferrihidritin, Mars yüzeyindeki minerallere en iyi uyum sağlayan bileşim olduğunu belirtti. Ancak ferrihidrit yalnızca su varlığında oluşabileceğinden, bu bulgu Mars’ın su geçmişini yeniden değerlendirmeye neden olabilir.

Valantinas, “Dahası, ferrihidrit Mars’taki günümüz koşulları altında da stabil kalmaktadır” diyerek, Mars’ın çok daha erken paslanmış olabileceğini ifade etti. Bu yeni bulgu, gezegenin su geçmişine dair bilim dünyasında yeni tartışmalar başlatabilir.

LABORATUVAR ORTAMINDA MARS TOZU ÜRETİLDİ

Araştırmacılar, Mars tozunun birebir kopyasını üretmek için gelişmiş bir öğütücü kullandı ve toz parçacıkları bir insan saçının yüzde biri kadar ince olacak şekilde öğütüldü.

Elde edilen örnekler, ESA’nın Trace Gas Orbiter, NASA’nın Mars Reconnaissance Orbiter ve Mars yüzeyindeki gezicilerin verileriyle karşılaştırılarak analiz edildi.

Yeni toplanan örneklerin ileride Mars’ın jeolojik geçmişine dair daha fazla bilgi sağlayacağı düşünülüyor. Ancak dünyaya getirilmesi için birkaç yıl beklenmesi gerekecek.