Dolar 36,4339
Euro 38,1549
Altın 3.441,38
BİST 9.602,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 5°C
Parçalı Bulutlu
Denizli
5°C
Parçalı Bulutlu
Cts 4°C
Paz 5°C
Pts 10°C
Sal 10°C

Milli maçlar ve unutulan İzmir’in milli uğuru

KONUK YAZAR | Spor yazarı Suavi Yardımoğlu, Cumhuriyet Ege için yazdı…

Milli maçlar ve unutulan İzmir’in milli uğuru
20 Şubat 2025 15:50

Alsancak Stadı’nda 1968 yılında başlayan İzmir’in milli maç serüveni 1971’de Akdeniz Oyunları için Atatürk Stadı’nın inşa edilmesiyle bambaşka bir boyuta evrilmiş ve A Milli Takım’ın “uğurlu stadı” o dönem 70 bin seyirci kapasitesine sahip Atatürk Stadı olmuştu. Avrupa futbolunun devlerine müthiş bir destekle sahayı dar ettiğimiz dönemlerdi, A Milli Takım’ın İzmir maçları… 

Bizim kuşağın belleklerinde biriken bir çok anı var, İzmir’deki milli maçlarda… Bu anıların aktörlerinin bir çoğu da bizi artık bulutlardan izliyor. 

Şimdiki gibi Avrupa’da futbolcularımızın “fink attığı” dönemler değildi o yıllar. Avrupa’nın devleri ile gerek fizik kapasite, çalışma yöntemleri, teknik taktik, tesis… Daha ne derseniz deyin, aramızda uçurumlar vardı. Yenilgiler 8 gollü utanç tablolarına dönüşebiliyordu. Berabere kalmak, hatta az farkla yenilmek bile bazan büyük başarı sayılıyordu.

Ama Milli futbolun heyecanı İzmir’in Milli Takım’a sahip çıkışı, renk ve kişi ayrımı gözetmeksizin tek yürek, yek vücut, tek ses olması bir başkaydı. Milli Takım’ın uğurlu stadı, şimdi (ışıklarda uyusun Tuğrul Koparan’ın deyişiyle) “gargaların tünediği”  İzmir Atatürk Olimpiyat Stadı idi. 

POLONYA ZAFERİ

Cemil Turan’ın golüyle dönemin yenilmez armadası Polonya’yı tek golle yenişimiz, İzmir’in uğurlu maçları arasında bambaşka bir yere sahiptir. Polonya dönemin efsane takımlarından biriydi. Bundan üç yıl önce, 24 Nisan 1968’de kalemizde Ali Artuner olduğu halde Polonya’nın Chorzow kentindeki özel maçta bizi 8-0 yenmişler, bu skor o güne dek A Milli Takımımız’ın aldığı en farklı yenilgi olmuştu. Hele bir Lubanski’leri vardı ki, tut tutabilirsen… Milli takımımızın da belalısı.  A Milli takımımıza 5 maçta 8 gol atan Polonyalı forvet, A Milli Takım’ın tarihinde en çok gol yediği futbolcudur. Bu maçta da tarihi hezimetimize de 3 golle katkıda (!) bulunmuştu. Polonya’nın bu jenerasyonu 1972’de Münih’te Olimpiyat Şampiyonu olmasının yanısıra 1974 FIFA Dünya Kupası’nda da Brezilya’yı yenip üçüncü olacaktı. Lubanski’nin sakatlığı nedeniyle forma giyemediği organizasyonda Lato gol krallığı tacını takacaktı. Yine Lubanski’ye bir parantez daha açmak gerekirse Polonya Milli Takımı’nın en golcü futbolcusudur (75 maç 48 gol), Ta ki Lewandowski (133 maç 77 gol) maç  sahneye çıkıncaya dek.

İşte daha 15 gün önce 22 Eylül’de 1972 Avrupa Şampiyonası grup eleme maçında Wisla’da 3’ü yine Lubanski’den gelen, 5 golü kalemize bırakan Polonya’ya karşı intikamdan öte “namusu kurtarma” görevi yine İzmir’de ifa edildi. 

Tarih: 5 Aralık 1971… 1972 Avrupa Şampiyonası grup eleme maçının rövanşı… Endişeler var; “Yine 8 yer miyiz? Yoksa 5 mi?” Yenilgiye çoktan razıyız, yeter ki yeni bir hezimet yaşanmasın… Teknik direktörümüz Nicolae Petrescu… Kalemizde Yasin Özdenak (Galatasaray) var. Avrupa futbolunu silkeleyen bu zaferde İki İzmirli’nin de adı var. Altay’ın efsane kaptanlarından Ayfer Elmastaşoğlu  ve “efsane kadrodan bayrağı devralan, takımın kaptanlarından önemli savunmacılardan Göztepe’den Özer Yurteri… Dahası; Ender Konca (Eskişehirspor), Vedat Okyar (Beşiktaş), Zekeriya Alp (Beşiktaş),  Muzaffer Sipahi (Galatasaray),  Ekrem Günalp (Galatasaray), Metin Kurt (Galatasaray), Mehmet Oğuz (Galatasaray), Cemil Turan (İstanbulspor)… Dikkat! Cemil Turan henüz İstanbulspor’da… 

Polonya kadrosu ise, kalede Szeja, Szymawski, Ostalinski, 1.95’lik dev stoper Gorgon, Musail, Blaut, yine bir Polonya efsanesi, Dünya kupalarının yıldızı Deyna, Szoltsyk, Dünya Kupası Gol Kralı Lato, Marks ve sonra Olimpiyat Şampiyonu kadroda da yer alacak forvet Gadocha..    

İlk yarıyı bu dev kadro karşısında gol yemeden kapamayı başaran Millilerimiz, golcümüz Cemil Turan ayağından 52. dakikada galibiyet golünü bulmuş ve 90 dakika sonunda skoru koruyarak, İzmir’den bir kez daha başkaldırmıştı,  Avrupa devleriyle baş etmeye soyunmuş aslan yüreklilerimiz… 

BOŞA GİDEN ZAFER, BULGARİSTAN MAÇI

Ya Mehmet Oğuz’un harika oyunu ve Cemil Turan’ın hat trick’i i ile Balkan Kupası’nda, Avrupa’nın en güçlü takımlarından Bulgaristan’ı 5-2’lik inanılmaz skorla geçimize ne dersiniz. Işıklarda uyusun Coşkun Özarı A Milli Takım’ın makus talihini değiştirmek için, inançlı öğrencileri ile yola çıkarken, arkasında İzmir’i bulmuştu.

Nicolaos Zlatanos’un yönettiği yeni bir tarih yazacağımız karşılaşmada Türkiye;  Yasin Özdenak (Galatasaray), Mehmet Aktan (MKE Ankaragücü), Özer Yurteri (Göztepe) İsmail Arca (Eskişehirspor), Zekeriya Alp (Beşiktaş), Bülent Ünder (Galatasaray), Ziya Şengül (Fenerbahçe), Zafer Göncüler (MKE Ankaragücü) (Köksal Mesçi (MKE Ankaragücü)), Metin Kurt (Galatasaray), Mehmet Oğuz (Galatasaray), Cemil Turan (Fenerbahçe)’dan oluşan kadrosuyla Teknik Direktör: Coşkun Özarı ile Atatürk Stadı’nın çimleri üzerinde, İzmir seyircisi önündeydi. 

Bulgaristan ise; Umyancho Goranov, Aleksandr Shalamanov, Pavel Panov, Atanas Aleksandrov, İ. Chalev (Tsonyo Vasilev), Dimitar Dimitrov, V. Evgeniev, Jivko Jelev, Kiril Milanov, Bogomil Simov (Voyn Voynov), Iordan Stoikov (Stoikov ki; Lokomotiv Sofya’da 1970-83 yılları arasında 336 maçta forma giyerek rekor kırmış bir Bulgar efsanesidir.) 

Karşılaşmaya İzmir seyircisinin desteğiyle hızlı başlayan ekibimiz daha 5 dakikada Mehmet Oğuz ile öne geçmişti. İlk yarı boyunca üstünlüğünü koruyan ay-yıldızlılar 40. dakikada Panov’un gölüne engel olamayınca devre 1-1 kapandı. İkinci yarı başlar başlamaz Cemil Turan sahneye çıktı. 47. dakikada ekibimizi yeniden galibiyete yükseltti. Ardından ülkemizin en iyi sol açıkları arasında yer alan insanlığıyla da Türk futbol tarihine iz bırakan Metin Kurt durumu 3-1 yaptı. Dakikalar 49’u gösteriyordu. Daha ikinci yarı başlayalı 4 dakika olmuştu. Bulgarlar şaşkındı, “Bu statta büyü mü var, nedir?” Milanov 56. dakikada farkı bire indirse de ekibimizi ve golcüsü Cemil’i zaptetmek güçtü. Bulgarlara yanıt 10 dakika sonra 66’da geldi. Bitime 4 dakika kala Cemil Turan kendisinin üçüncü takımının 5. golünü atarak Bulgarlar’ın fişini çekiyordu. Ne acıdır ki bu tarihi zafer bir işe yaramamıştı. Millilerimiz rövanş maçında Bulgaristan’a 5-1 yenilince bir gol farkla kupaya veda etmişti.       

İRLANDA MAÇI VE 90 BİN SEYİRCİ 

İrlanda ile 1-1 berabere kaldığımız maçta ise merdiven boşlukları da dolmuş taşmış ve en az 80 bin, bir rivayete göre de 90 bin kişi görmüştü emektar stat. Hani derler ya; “İğne atsan yere düşmez” diye o benzetmenin Halkapınar’da vücut bulmuş haliydi, Atatürk Stadı’nın tribünleri. Bayrağını, atkısını, borazanını kapan stada koşmuştu. Bir taraftarımız ise “ay-yıldız” şeklinde tahta bir altlığın üzerine 10-15 tane kamyon kornasını dizmiş ve yanında getirdiği aküye bağlayarak çalıştırdığı düzenekle stadı inletmekteydi.  

Işıklarda uyusun Altınordu Amigosu Yaşar Tunçses (Sarı Yaşar) sahanın ortasına gelip o müthiş koroyu yönetmişti. Halit Kıvanç anılarında; önce yayın yapılmayacağı belirtilen maçın naklen yayınlanacağı son anda duyurulunca, içerdeki mahşeri kalabalık yüzünden maça giremeyenlerin birden koşmaya başladığını belirtmişti. 

Stattaki görüntü karşısında şaşkına dönen İrlanda’nın kendi kalesine gol atması da duayenimiz Halit ağabeyin ilginç notlarından biri olarak anılarında, bizim de genç belleklerimizde yer alır.   

GECE YARISI BİLET KUYRUĞU

Avusturya maçı ise kader maçımızdı. Yıllardır kurduğumuz bir düşü gerçekleştirmeye, Arjantin’e Dünya Kupası finallerine gitmeye bir adım, bir galibiyet kalmıştı. Tarihler 30 Ekim 1977’yi gösteriyordu. Doğaldır ki o zaman biletix yoktu. 70 bin şanslı kişiden biri olmak için bilet gişelerinin önünde bir gece öncesinden sabahlanmış, geceleyin o yıllarda Halkapınar’da konuşlanan sebze halinden getirilen kasalarla ateşler yakılmış, turşucu, simitçi, kokoreççi, çaycılar tüm gece mesai yapmış, bilet alabilenler kendilerini dünyanın en şanslı kişilerinden saymıştı.

1977 yılında Avusturya ile İzmir Atatürk Stadı’nda yapılan Dünya Kupası eleme maçına çıkan A Milli Takım’ın aday kadrosunu gösteren Mesut Yavuz imzalı karikatür. 

Soldan sağa: Ayaktakiler 1.sıra: Mustafa Denizli (Altay), Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Sedat Özden (Bursaspor), Sinan Bür (Bursaspor), Gökmen Özdenak (Galatasaray), Erdoğan Arıca (Galatasaray), Erol Togay (Altay), Müjdat Karanfilci (Mersin İdman Yurdu).

Ayaktakiler 2.sıra: Rasim Erten (Zonguldakspor), Volkan Yayın (Zonguldakspor), Teknik Direktör Metin Türel, Cemil Turan (Fenerbahçe), Cem Pamiroğlu (Fenerbahçe), Fatih Terim (Galatasaray), Antrenör Candan Tarhan, Güngör Tekin (Galatasaray).

Oturanlar: Cüneyt Tanman (Galatasaray), Turgay Semercioğlu (Trabzonspor), Eser Özaltındere (Adana Demirspor), İsa Ertürk (Adanaspor), Necati Özçağlayan (Trabzonspor), Engin Verel (Fenerbahçe).

Biletler karaborsada müthiş rakamlara satılıyordu. 75 TL’lik açık tribün bileti 2 bin – 3 bin liraya alıcı buluyordu. Maç için ta Güneydoğu’dan gelen biri de 5 bilete gözlerimizin önünde o dönemin popüler aracı “Hacı Murat” ın anahtarını bırakmıştı. Resim yapma yeteneği fevkalade olan bir arkadaşımız ise sabaha kadar uğraşmış ve sulu boya ile üzerlerinde Türkiye ve İrlanda’nın armaları bulunan gri zeminli biletin bire bir aynısı yaparak mutlu azınlığın arasına karışmıştı.   

Maça girebilmek hiç bir şeye değişilmeyecek müthiş bir mutluluktu. İçeride futbol karnavalı vardı. Stadın içinde, Ege Ordu Bandosu ise tüm ciddiyetini bir kenara bırakıp, tribünleri tek tek dolaşarak “Fincanı Taştan Oyarlar” çalıyordu. 

Türkiye’de ilk kez Atatürk Stadı’nda alüminyum direkler kullanılmış, üstelik Avusturya’dan gelmişti. Yine ışıklarda uyusun Erol Togay’ın kafa şutu üst direkten dönünce, Prohaska’nın golüne boyun eğip, hayalleri bir başka bahara ertelemek zorunda kalmıştık. Bize de direğin o bölümünü “kazımak” düşmüştü.

Mustafa Denizli’nin tarihimizin en ağır yenilgilerini tattıran İngiltere’ye meydan okuması da İzmir’deydi. İngiltere bizi iki kez tarihimizin en farklı skorlarıyla 8-0 yenmiş bir takım.

İNGİLİZLERE “DUR” DEDİK

14 Kasım 1984’de İstanbul’da Dünya Kupası Eleme Grubu’nda Adalılar’a 8-0 yenilen Türkiye, 16 Ekim 1985’te Londra’da da 5-0’lık bir yenilgi alırken, 29 Nisan 1987’de iki takım bu kez Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu’nda İzmir’de karşı karşıya gelmişti. 

Mustafa Denizli inançlıydı, meydan okuyordu İngiltere’ye… “Maç % 51 bizde” derken, herkes bir garip bakmıştı, genç ve idealist teknik adama… 

“Fatih Uraz, Semih Yuvakuran, Ali Çoban, Erhan Önal,  İsmail Demiriz –  Rıza Çalımbay, Savaş Demiral, Uğur Tütüneker, İskender Günen, (İlyas Tüfekçi), Hasan Vezir (Feyyaz Uçar), Erdal Keser’den oluşan kadro ile sahaya çıkıp, puanı sökmeyi başardı Mustafa Hoca…  

Karşı tarafta Lineker, Robson, Barnes, Hateley gibi efsane futbolcular vardı.

İzmir’in iman gücü ile Erhan Önal- Ali Çoban ve Savaş – Rıza tandemli savunma ağırlıklı kadro Semih – İsmail’in savunmadaki tatlı sert futbolu, Samsunporlu kaleci Fatih’in müthiş kurtarışları ile durdurmuştuk, mağrur İngilizler’i… Hatta Erdal Keser bir adım önde olsa, İngilizlere karşı tek golümüzü de atıp ayrı bir tarih daha yazacaktı.  

İlk maçta İzmir’de o güne dek tarihinin tek beraberliği olan 0-0’lık sonucu alan (ikincisi ancak 2003’te Kadıköy’de Beckham’ın penaltı kaçırdığı maçta geldi) A Milliler, 14 Kasım 1987’de Londra’da ikinci 8-0’lık yenilgiyi yaşadı. 

1 Mayıs 1991’de yine İzmir’de, yine Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu’nda, bu kez 1-0 yenildi A Milli Takım. Ama rakibine kök söktürdü. İki ülke Milli maçları tarihinde tek golümüzü 2-1 yenildiğimiz özel maçta, 22 Mayıs 2016’da, Hakan Çalhanoğlu kaydetti. Ama bu gerçek değişmeyecekti, İngiltere’ye ilk kez “dur” dediğimiz yer yine İzmir’di. 

İZMİR MİLLİ TAKIM’A KEFİL… ÇEKYA MAÇI…

Milli Takım’ın İsviçre maçı sonrası yaşanan olayların ardından aldığı 6 maçlık seyircisiz oynama cezasını affetirme, UEFA nezdindeki kötü imajı silip, bir “futbol ülkesi” olduğumuzu kanıtlama maçı da, yine tıklım tıklım dolan Atatürk’te oynanan 1 Mart 2006’daki 2-2’lik Çekya özel maçıydı. Maçın önemi çok büyüktü. İstanbul’da yaşanan “İsviçre” rezaletinin ardından Ay-yıldızlı ekibimizin UEFA’ya “Türkiye maçlarında olay çıkmaz” mesajını vereceğimiz tarihi bir sınavdı. Sınavı da sahadaki onbirimiz değil, İzmir tribünleri verecekti. İstanbul’da ezeli rekabetin suyu çıkmış, millet Milli maçta bile rakip oyunculara küfür ediyordu. İşte bu ahval ve şerait içinde unutulan İzmir akla geldi, birden bire… Öyle ya 12 Eylül’ün sinirleri kemal teli gibi gerdiği kabus ortamında 80 bin kişinin tarihi derbiden sonra kimsenin burnu kanamadan evlerine dağıldığı İzmir’de nasıl olsa olay çıkmazdı.

Biletler sudan ucuzdu. Gişelerde kale arkası 2, açık 5, kapalı 10 YTL’den satılıyordu ve hemen kapışılmış maç “sold out” kapalı gişeye dönmüştü.  Dışarıda kalanların sayısı bilet bulabilen şanslılardan daha fazlaydı. İzdihamdan kapılar maçın başlamasına bir saat kala kapanmıştı. Üniversiad nedeniyle koltuklu kapasitesi 52 bin 500’e düşürülen Atatürk’te televizyon yayınında  58 bin seyirci olduğu anons edilmiş, ama kapıları zorlayan futbolseverlerin bu arzusu geri çevrilmemiş ve insan seli stada akmıştı, Atatürk bir kez daha milli heyecanla full çekmişti.  Öyle ki UEFA gözlemcilerinin şaşkın bakışları arasında, belki de içlerinden “bunlar yürek yemiş” dedikleri sırada (polis okulu mu, askeri öğrenci mi şimdi net hatırlayamıyorum) üniformalı öğrenciler tribünlerin altındaki boşluğa saha içine alınmıştı. Sahada en az 80 bin kişi vardı.  

Çekler Dünya Kupası’na katılacakları için bu maçı önemli bir prova olarak görüyorlardı. Atatürk’e adeta yıldız yağmıştı, o akşam… 

Kalede Peter Cech, savunmada Jankulovski,  Ujfalusi, orta alanda Polak, Poborsky, ilerde Milan Baros, Stajner, Rozenhal … Türkiye Ligi’nden Zelenka, Marek Heinz, Thomas Jun… Bizimkiler de aşağı kalmazdı hani;

Kalede Rüştü Reçber,  Shaktar’dan Tolga Seyhan, Beşiktaş’tan Gökhan Zan, Kayserispor’dan Gökhan Ünal (Dk. 61 Halil Altıntop-Kaiserslautern), Hasan Şaş (Dk. 46 Orhan Ak), Mehmet Topuz (Kayseri), Hüseyin Çimşir (Trabzon) (Dk. 80 Ümit Karan), Uğur Boral (G.Birliği) (Dk. 46 Nuri Şahin – B.Dortmunt), Tuncay Şanlı (Dk. 75 ibrahim akın), Necati Ateş, Ersen Martin (Dk. 46 Yıldıray Baştürk – Hertha Berlin)…

80. dakikada oyuna giren Ümit Karan oyuna girdikten 9 dakika sonra A Milli Takım tarihinde Çekler’e attığımız ikinci golü bitime bir dakika kala filelere gönderiyordu. (Çekler’e karşı ilk golümüzü 1994’te Ertuğrul Sağlam kaydetmişti.)  Tam 58 maç sonra yeniden ay-yıldızlı formaya kavuşan Ümit Karan, dünyanın en iyi kalecisi olarak nitelenen dönemin flaş file bekçisi Peter Czceh’i ikinci kez mağlup etmeyi başarıyordu.  Dakikalar 90+3’ü gösteriyordu. Karan “İzmir’in büyüsü” ile kendine şans vermeyenlere (hem G.Saray Teknik direktörü Gerets hem de Terim) adeta mesaj yolluyordu. İzmir bu ölüyü diriltirdi. 

Anılar… Anılar…

Hepsi geride kaldı. 

İzmir zamanla, yeni statların yapılması, Türkiye’nin en büyük stadı olma özelliğini yitiren Atatürk’ün gereksinimlere yanıt verememesi üzerine “uğurlu” ev sahipliğini kaybetti. Yıllar sonra İzmirli’nin milli maç özlemini gderdiği karşılaşma 11 Şubat 2009’da Gökhan Ünal’ın golüyle öne geçip 90+3’te Drogba’nın golüne engel olamadığımız 1-1 biten Fildişi Sahilleri özel maçıydı. 

İstanbul maçlarında ay-yıldız yerine, kulüp rekabeti ön plana çıkınca da milli maçlar Antalya, Konya, Eskişehir gibi Anadolu topraklarına taşındı. İzmir ise statlarını yenileyemedi.  

İzmir’de, neden sonra 30 yıla yakın bir aranın ardından, Türkiye’nin en güzel statlarından biri olan Gürsel Aksel’de ilk kez bir resmi maç oynandı. A Milli Takım 14 Haziran 2022’de UEFA Uluslar C Ligi 1. Grup’ta Litvanya’yı 2-0 yenerken İzmir’in uğur melekleri bu kez Güzelyalı semalarında uçuyordu. 

İzmir’in son milli maçı ise  44 yıl öncesinde, 24 Eylül 1980’de yine İzmir’de ağırladığımız İzlanda ile çok anlamlı bir günde oynandı. İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümünde ay yıldızlı takımımız, Kerem Aktürkoğlu’nun hat tirick yaptığı mücadelede Ada ekibini 3-1’lik skorla eli boş gönderirken A Milli Takım İzmir’de 37. kez futbolseverlerin huzuruna çıkmış oldu. 

Bundan sonrası geçmişi anımsamak İzmir’de oynanan, o bambaşka atmosferde geçen maçlardaki anılarını tekrar yaşamak isteyen meraklısına… 

İZMİR’DE OYNANAN MİLLİ MAÇLAR

13 Mart 1968 (Tunus: 0-0)

5 Aralık 1971 (Polonya: 1-0)

14 Şubat 1973 (Cezayir: 4-0)

18 Nisan 1973 (Bulgaristan: 5-2)

19 Kasım 1973 (İsviçre: 2-0)

20 Kasım 1974 (İrlanda Cumhuriyeti: 1-1)

1 Aralık 1974 (İsviçre: 2-1)

23 Kasım 1975 (Sovyetler Birliği: 1-0)

31 Ekim 1976 (Malta: 4-0)

30 Ekim 1977 (Avusturya: 0-1)

16 Kasım 1977 (D.Almanya:1-2)

18 Mart 1979 (Malta: 2-1)

1 Nisan 1979 (F.Almanya: 0-0)

21 Kasım 1979 (Galler: 1-0)

24 Eylül 1980 (İzlanda: 1-3)

1 Ekim 1980 (Libya: 1-2)

3 Ekim 1980 (S.Arabistan: 3-0)

5 Ekim 1980 (Malezya: 3-0)

7 Ekim 1981 (S.Birliği: 0-3)

27 Ekim 1982 (Arnavutluk: 1-0)

23 Nisan 1983 (F.Almanya: 0-3)

11 Eylül 1985 (K.İrlanda: 0-0)

13 Kasım 1985 (Romanya: 1-3)

12 Kasım 1986 (K.İrlanda: 0-0)

29 Nisan 1987 (İngiltere: 0-0)

27 Mayıs 1990 (İrlanda Cum: 0-0)

27 Şubat 1991 (Yugoslavya: 1-1)

1 Mayıs 1991 (İngiltere: 0-1)

31 Mart 1993 (İngiltere: 0-2)

15 Şubat 1995 (Romanya: 1-1)

14 Şubat 1996 (Beyaz Rusya: 3-2)

12 Şubat 2003 (Ukrayna: 0-0)

1 Mart 2006 (Çekya: 2-2)

11 Şubat 2009 (F.Sahilleri: 1-1)

14 Haziran 2022 (Litvanya: 2-0)

9 Eylül 2024 (İzlanda: 3-1) 

 

20 Şubat 2025

Suavi Yardımoğlu

ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.