Dolar 36,4367
Euro 38,1955
Altın 3.448,54
BİST 9.574,83
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 8°C
Hafif Kar Yağışlı
Denizli
8°C
Hafif Kar Yağışlı
Sal 14°C
Çar 15°C
Per 14°C
Cum 17°C

‘Mozaikli Ev’ gün yüzüne çıkıyor: Kraliyet mührü bulundu

İzmir’deki Pergamon Antik Kenti’nde süren kazılarda Roma dönemine ait “Mozaikli Ev” kalıntıları ortaya çıkarıldı. Kazılarda kraliyet mührü taşıyan kiremit parçası, antik mezarlar, mutfak eşyaları ve savaş aletleri bulundu.

‘Mozaikli Ev’ gün yüzüne çıkıyor: Kraliyet mührü bulundu
24 Şubat 2025 13:12

İzmir’de UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı’nda kazı ve restorasyon çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığının “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca kesintisiz hale getirildi.

Projenin koordinatör kazı başkanı Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, proje kapsamındaki kazıların geçen eylül ayında başladığını söyledi.

Geleceğe Miras ile Türkiye’deki arkeolojik kazılarda büyük yatırımlarla geniş çaplı çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Sezgin, bunun Türk arkeolojisi için yeni bir dönem olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Sezgin, Pergamon Antik Kenti’nde birkaç noktada çalışma yürüttüklerini anlatarak, Kızıl Avlu’nun yakınındaki kazılarda “Mozaikli Ev” olarak adlandırılan büyük bir yapı kompleksinin bulunduğunu ifade etti.

Antik dönemde bu tür yapıların önemli kişiler tarafından kullanıldığına dikkati çeken Sezgin, “Antik dönemde ‘peristilli ev’ olarak adlandırılan Mozaikli Ev, merkezi taş avlusu ve havuzuyla büyük bir konut kompleksi oluşturuyor” dedi.

Sezgin, kompleks yapıdaki önemli özelliklerden birinin mozaikli mekanlar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Mozaikli Ev’in en dikkati çeken özelliklerinden biri, mozaik zeminlere sahip olması. Bu da önemli bir yapı olduğunu gösteriyor. Yapının, milattan sonra 2. ve 3. yüzyıllarda inşa edildiğini değerlendiriyoruz. Hristiyanlık döneminde de kullanılmaya devam etmiş olmalı, çünkü hemen arkasında bulunan ve Mısır Tanrıları Tapınağı olarak bilinen Kızıl Avlu’nun kiliseye çevrilmesi, bölgede bir Hristiyan topluluğunun yaşadığını gösteriyor.

7. yüzyıldaki Arap akınları sırasında büyük bir yangınla terk edilmiş olduğunu düşünüyoruz. Çatı kiremitleri ve yanmış kaplar, bu yıkımın bir yangın sonucu olduğunu gösteriyor. Yapıda dört farklı noktada mozaikler bulundu. 3. ve 4. yüzyıllara tarihlenen bu mozaiklerde, geometrik ve bitkisel motifler ile farklı renkler kullanılması dikkati çekiyor.”

Antik döneme ait kraliyet mührü

Bergama’nın, Helenistik dönemde bir krallık başkenti olduğunu hatırlatan Sezgin, Mozaikli Ev kazısında, kraliyete ait yapılarda kullanıldığı belirlenen mühürlü bir çatı kiremidi parçasının bulunduğunu aktardı.

Yusuf Sezgin, Helenistik döneme ait kiremit parçasının Roma dönemindeki yapıda da kullanıldığını belirterek, “Üzerinde ‘Bazilike’ yazan kiremit parçası bulduk. Helence bazilike, krala ait demek. Bergama Akropolü’nde kraliyet ailesi için özel olarak inşa edilmiş yapılarda bu tür mühürlerin kullanıldığı biliniyor. Bir binada bu ifade varsa, bu krala ait anlamına geliyordu. Daha önce parçalar halinde benzer örnekler bulmuştuk ancak ilk kez eksiksiz bir mühürlü kiremit ortaya çıkarıldı” ifadesini kullandı.

Havuzda çocuk figürlü mezar taşı

Sezgin, Mozaikli Ev’in avlusundaki havuzda mezar taşı kullanıldığını fark ettiklerini dile getirdi.

Mezardan sökülerek havuzda kullanıldığını düşündükleri taşın üzerinde hüzünlü bir hikayenin betimlendiğini aktaran Prof. Dr. Sezgin, “Mezar taşında ‘dünyanın en tatlı çocuğu’ yazılı bir ifade var. Bir çocuk figürü, yanında köpeğiyle tavşan avına çıkmış halde betimlenmiş. Annesi tarafından yaptırıldığı anlaşılan bu taş, hem duygusal yönüyle hem de dönemin sosyal yaşamına dair ipuçları barındırıyor” diye konuştu.

Şu ana kadarki çalışmalarda yüzde 20’lik kısmı gün ışığına çıkarılan kompleks yapının yıkıldıktan sonra uzun bir süre boş kaldığını değerlendirdiklerini belirten Sezgin, bölgede Bizans dönemine ait bir mezarlık alanı tespit ettiklerini söyledi.

Yusuf Sezgin, bunların, Türkler gelmeden önceki son Bergamalı Bizanslıların mezarlarının olduğunu kaydederek, bazı mezarlarda birden fazla gömüye rastladıklarını, bunun da o dönemde yaşam koşullarının çok iyi olmadığını gösterdiğini ifade etti.

Kazılarda ayrıca, Roma ve Bizans dönemlerine ait mutfak eşyaları, savaş aletleri, takılar ve sikkeler gibi günlük yaşamda kullanılan birçok eserin gün yüzüne çıktığını kaydeden Sezgin, bunların uygun olanlarının Bergama Müzesi’nde sergileneceğini vurguladı.

Sezgin, proje kapsamında Dionysos Tapınağı’nda da restorasyon çalışması ile gece müzeciliği için Asklepion ve Akropolis’te aydınlatma projelerinin yürütüldüğünü sözlerine ekledi.

ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.