Netflix’in Filistin dizisi ‘Mo’ şaşırttı

Özellikle 7 Ekim sonrası Filistin’e yönelik içeriklerini azaltan ya da kaldıran Netflix, Mo isimi dizinin ikinci sezonu ile konuşuluyor. Bu defa şaşırtan Netflix, İsrail’in olumsuzlandığı, Filistinlilerin 80 yıldır yaşadığı zulmün dillendirildiği dizi ile gündemde.

İlk sezon 2022’de yayınlanan Mo dizisinin ikinci sezonu yazılırken 7 Ekim yaşandı ve sonrasında soykırıma şahitlik ettik. Dizinin yazarları Muhammed (Mo) Amer ve Ramy Youssef da 7 Ekim sonrası yaşananlardan sonra senaryonun revize edildiğini söylüyor.

Dizi aslında yazarlarından olan Mo Amer’in gerçek hikayesi. Mo, ABD’de sığınma hakkı ve vatandaşlık almak için mücadele eden bir Filistinli. İsrail işgali sebebiyle Filistin’den Kuveyt’e, Saddam Hüseyin’in işgali sonrası oradan da ABD’ye göçmek zorunda kalmış ailenin üyesi Mo, “rüyalar ülkesi”ne uyum ve kendini kaybetmeden var olma mücadelesi vermektedir. Göçmenlerin ve siyahilerin çoğunlukta olduğu Huston’da kendi gibi var olma sancısı çeken karakterlerle birlikte gerçek ABD portresi de izliyoruz.

İlk sezon +18 unsurlar da barındıran dizinin ikinci sezonu bu yükten arındırılmış şekilde karşımıza çıkıyor. 7 Ekim sonrasındaki soykırımın etkisiyle hazırlanan ikinci sezon, Meksika sınırından Batı Şeria’ya uzanan hikayesi ile Filistinli bir ailenin izinde yaşanan zulmü vurguluyor.

Evet, Netflix’te böyle bir dizinin yer alması şaşırtıcı. İki sezonu da izlememize rağmen hala şaşkınlığımızı üzerimizden atamadık. Ama biraz silkelenip düşününce tanıdık bir organizasyon karşımıza çıkıyor. Hollywood da yakın tarihte benzer örnekler seyrettik. Genel tabloda Hollywood, ABD başta olmak üzere Batı kültürünü dünyaya yaymak, küresel kültür emperyalizmini perçinlemek için hareket eder ve dünyanın geri kalanının ABD’ye ihtiyacı olduğunu vurgular. Ancak arada sırada istisna yapımlar sunulur, bunlar da “günah çıkarma” ya da “kendini aklama” olarak yorumlanırdı. Sosyal medyadaki yorumlar da Netflix’te bu dizinin yer almasına şaşkınlığını ifade edenlerle dolu.

Meselenin bu kısmını bir kenara bırakacak olursak Mo’nun dizi film bağlamında etkili, başarılı ve doğru yerde durduğunu söyleyebiliriz. Zaman zaman “Arayı bulmak lazım” mesajını hissetsek de ana karakter Mo’nun gerçek hikayesindeki duyguyu da hakkıyla alıyoruz. Özellikle son bölüm tam manasıyla Filistin meselesine ışık tutuyor.

Anahtar metaforu, rüyalar, toprağa sıkı sıkıya sarılmak gibi noktalarla duygusunu oluşturan dizi, hepimizin mülteci adayı olduğunu vurguluyor.

Dizideki bazı sahnelerin diyalogları ders niteliğinde… Mesela Meksika’dan çıkmak için çabalarken muhatap olduğu büyükelçinin Filistin’de yaşananlara “çatışma” demesi ve bunun karşılığında ortaya çıkan sahne çok sahici ve çarpıcı…

Başka bir sahnede ise ABD’de sosyal medyadan Filistin’i takip eden aile büyüğünün “vazgeçmemek” üzerine sözleri de aynı şekilde akıllara kazınan cinsten…

Oyunculuklar dizinin en güçlü yanı diyebiliriz. Normalde komedyenlerin kamera önüne geçmesi sonrasında olumsuz sonuçlarla karşılaşırız. Ancak Mo’da baş karakter Mo Amer başta olmak üzere oyuncuların tamamına yakını çok iyi işçilik ortaya koyuyor.

Dizinin bize anlattığı başka bir mesele daha var… Filistin’de yaşanan soykırım başta olmak üzere en ciddi meseleler bile mizah ile anlatılabilir. Hatta zamanımızda bu tarz konuları komedi türüyle harmanlamak en doğru tercihtir, diyebiliriz. Mo’nun ortaklarından Ramy Youssef’un kendi adını verdiği dizisinde de benzer bir durum söz konusuydu. Evet her iki dizide de +18 unsurlar karşımıza çıkıyor. Fekat genel yöntemin anlattığı şeye bakmak gerek. Komedi dizileri ve filmleri ile anlatmak, meseleye uzak insanların ikna edilmesi için daha doğru bir yol olabilir.