Pervin Buldan: Demokratik siyasetin yolunu açmak, bir ilin belediye başkanlarını görevden almakla, kayyum atamakla olmaz
DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, “Biz, demokratik siyasetin önünün açılması için yıllardır büyük bir mücadele verdik. Şimdi bu süreçle birlikte demokratik siyasetin yolu ardına kadar açılmak zorundadır. Elbette ki demokratik siyasetin yolunu açarken bir ilin iradesini gasp etmekle olmaz. Bir ilin belediye başkanlarını görevden almakla, kayyum atamakla olmaz” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Van’da düzenlenen 8 Mart mitingine katıldı. Kadınların yıllardır yaşadığı zorluklara değinen ve terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın kadınlar için gönderdiği mesajı okuyan Buldan, şunları söyledi:
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tüm dünyada eşitlik, özgürlük için kadınların vermiş olduğu bir mücadele olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden kadınların yıllardır eşitlik ve özgürlük mücadelesini bastırmaya çalışan, kadınları yok sayan, emeğini görmezden gelen bu zihniyeti bir kez daha kınıyoruz.
“HİÇ KİMSE BU SÜRECİ SABOTE ETMEYE KALKMASIN”
Size özel bir selam getirdim. İmralı Cezaevi’nden, Sayın Abdullah Öcalan’dan bütün kadınlara, Van halkına, iradesi gasp edilen halkımıza Sayın Öcalan’ın selamı var. Yıllardır bu coğrafyada büyük acılar yaşandı, büyük bedeller ödendi. Her birimiz canlarımızı, sevdiklerimizi, evlatlarımızı kaybettik. Şimdi bu süreçte diyoruz ki; artık toprağın altına evlatlarımız, sevdiklerimiz girmesin. O yüzden hiç kimse bu süreci sabote etmeye kalkmasın. Hiç kimse yanlış yapmasın, yanlış düşünmesin.
Biz, demokratik siyasetin önünün açılması için yıllardır büyük bir mücadele verdik. Şimdi bu süreçle birlikte demokratik siyasetin yolu ardına kadar açılmak zorundadır. Elbette ki demokratik siyasetin yolunu açarken bir ilin iradesini gasp etmekle olmaz. Bir ilin belediye başkanlarını görevden almakla, kayyum atamakla olmaz. Van sokaklarında kadınların saçlarından tutarak yerlerde sürükleyerek olmaz. Herkes bu hassasiyeti göstermek durumundadır. Acilen yasaların çıkması, çerçevenin oluşturulması, reformların, paketlerin çıkarılmasıyla birlikte bu sürecin garanti altına alınması gibi bir hassasiyet var.
“KÜRT HALKININ HASSASİYETLERİ VE BEKLENTİLERİ DİKKATE ALINMALIDIR”
Sayın Öcalan barış annelerimize ve Van halkına özel selam gönderdi. ‘14’te 14 yapan iradeye saygı duyuyorum’ dedi. Van yaralı bir kenttir. Van’da belediye eşbaşkanlarımızın görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması Van halkının en fazla tepki duyduğu ve büyük bir hassasiyet gösterdiği bir meseledir. Cezaevinde olan arkadaşlarımız bu sürecin yanında olduğunu belirttiler. Yaptığımız her ziyaret ve görüşmede insanlar bu sürecin hassasiyetinden bahsederken atanan kayyumlara anlam veremediler. Belediye başkanlarımızın tekrar göreve iade edilmesini buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Kürt halkının hassasiyetleri ve beklentileri dikkate alınmalıdır.
“TÜRKÜYLE, KÜRDÜYLE ARTIK BU SÜRECE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR”
Kürtler ‘irademiz gasp edilmesin, anadilimizde eğitim istiyoruz, kimliğimiz tanınsın’ diyor. Bu yüzden bu sürecin hassasiyeti karşısında her iki tarafın da dikkatli olması lazım. Türküyle, Kürdüyle artık bu sürece sahip çıkmamız gerekiyor ki bu süreç başarıya ulaşsın.”
“BİZLER, BİZİ ÖLDÜREN SEVGİ İSTEMİYORUZ”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise şunları kaydetti:
“Sayın Abdullah Öcalan şunu ifade etti; ‘kadınları onlara aşık olduklarını söyleyen erkekler katlediyor. Böyle sevgi, böyle aşk olur mu?’ Bizler, bizi öldüren sevgi istemiyoruz. Bizi yaşatan sevgi istiyoruz.
“TEŞVİK EDEN DEĞİL, CEZALANDIRAN BİR YARGI İSTİYORUZ”
Özellikle son zamanlarda yargı sistemi tamamen erkeklerin lehine çalışıyor. Kadınları katleden erkekleri 3-5 sene hapishanede yatırıp, sonra serbest bırakan yargı… Adaletli bir yargı istiyoruz. Erkek egemenliğinden kurtulmuş, kadınları gören bir yargı istiyoruz. Bizlerin katledilmesini teşvik eden değil, cezalandıran bir yargı istiyoruz.
“‘GÜLİSTAN DOKU NEREDE, ROJİN KABAİŞ’E NE OLDU?”
Sevgili Rojin’in Van’da cansız bedeni bulundu. Babası ve ailesi Rojin’e ne oldu diye souruyor. Biz buradan bir kez daha Rojin için, Gülistan Doku için ‘Gülistan Doku nerede, Rojin Kabaiş’e ne oldu’ diyelim hep beraber.
Türkiye bir an önce çekilmiş olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmelidir. Türkiye’de kadınları ve çocukları şiddetten koruyan 6284 sayılı kanunun en aktif bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz.”
“HAKKIMIZ SANA HELAL DEĞİL”
Kayyum meselesine değinen Hatimoğulları, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bu kayyumcu anlayış, halkın iradesini gasp etmekte gecikmedi. Gelen kayyumun, geçmiş dönemdeki kayyumların yaptığı gibi ilk müdahalesi kadınların dişiyle, tırnağıyla inşa ettiği kazanımlarımıza olmuştur. Van’da kayyum geldiği zaman ilk icratı Jin Kart’ı iptal etmiş. Belediyemizin dağıttığı sosyal kartları iptal etmiş. Neymiş, kadınlar bunları farklı yerlere harcıyormuş, kendine bakım malzemesi alıyormuş. Sana ne ey kayyum! Kadının cebindeki, kartındaki parayı nereye ve nasıl harcayacağına sen mi karar vereceksin? Biz kadınlar bunu asla kabul etmiyoruz. Hakkımız sana helal değil ey kayyum!”
“SURİYE’DE YAŞAYAN BÜTÜN ALEVİ CANLARIMIZLA DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ”
Hatimoğulları, “Biz burada 8 Mart mitngimizi gerçekleştirirken, Suriye’de bir katliam devam ediyor. Aleviler, üç gündür tarihin gördüğü en büyük Alevi katliamıyla karşı karşıya. Bizler buradan Kürt kadınlarıyla, Türk kadınlarıyla beraber Suriye’de yaşayan bütün Alevi canlarımızla dayanışma içinde olduğumuzun mesajını vermek istiyorum. Suriye’de halen sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Rojava’da Kobani’ye yakın köylerin bombalandığı haberini alıyoruz. Tişrin Barajı’na dönük gerçekleşen operasyonların haberlerini alıyoruz. Sivillerin katledildiğinin haberleri halen geliyor. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz. Suriye’de bir an önce Demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin inşa edilmesinin altyapısı sağlanmalı” ifadesini kullandı. Hatimoğulları, şunları kaydetti:
“KAYYUMSUZ BİR REJİM KURULANA DEK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
“Savaşın ve çatışmanın bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde Sayın Abdullah Öcalan tarihi bir çıkışa imza atmıştır. Sayın Abdullah Öcalan, barış ve demokratik toplum çağrısında bahsini ettiğimiz bütün bölge savaşlarına çok önemli bir reçete sunmuştur. Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir biçimde çözülmesi için mesajını vermiştir, çağrısını gerçekleştirmiştir. Sayın Abdullah Öcalan, çağrıyla ilgili ‘bu çağrı kadınlar için bir rönesantır’ demiştir. Sayın Öcalan’ın önemli mesajlarından biri de ‘Türkiye’de Kürtler ile Türkiye’de yaşayan bütün farklı halklar ve inançların kendi öz örgütlenmelerini sağlaması, bütün toplumsal dinamiklerin başta kadınlar olmak üzere bütün özgürlük alanlarına sahip çıkması ve örgütlenmesi esastır’ demiştir. Demokratik Cumhuriyet tezinin toplum tarafından sahiplenilmesi, örgütlenmesi vurgusunu önemle yapmıştır. Bizler de DEM Parti ve Kadın Meclisi, kadın hareketi olarak demokratik bir cumhuriyetin inşası için dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Kayyumsuz bir rejim kurulana dek mücadelemiz devam edecek.”