Rahim ağzı kanseri hakkında bilmediğiniz gerçekler: Kimler daha fazla risk altında?
Rahim ağzı kanseri dünya genelinde en sık görülen kanserler arasında yer alıyor. Uzmanlar, sigara tüketiminin ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların bu kanserin gelişimine zemin hazırlayabileceğini belirtiyor. İşte rahim ağzı kanserine yol açan risk faktörleri ve korunma yolları…
Rahim ağzı (serviks), kadınlarda en sık görülen kanserler arasında dünya genelinde 4’üncü; Türkiye’de ise 10’uncu sırada yer alıyor.
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine atıfta bulunulan açıklamada, 2022’de dünya genelinde 662 bin 301 serviks kanseri vakasının tespit edildiği, aynı yıl içinde 348 bin 874 kadının bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiği aktarıldı. Bu durumun, serviksi kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en yaygın 4’üncü nedeni haline getirdiği vurgulandı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Öğr. Gör. Bengü Aksoy, bu hastalığa yol açabilecek önemli risk faktörlerini sıraladı.
Sigara ve Human Papilloma Virüs’ün (HPV) bu kanserde etkili rol oynadığından bahseden Aksoy, şunları kaydetti:
“Sigara, birçok kanser türünün gelişiminde önemli bir rol oynar. Rahim ağzı kanseri de bunlar arasında. HPV enfeksiyonunun, serviks kanserinin en önemli nedenlerinden biri. Birden fazla partner, cinsel yolla bulaşan hastalıkların riskini artırarak serviks kanseri riskini yükseltir. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kadınlar, sistemin zayıflaması nedeniyle daha yüksek risk altında. Ailede serviks kanseri öyküsü bulunan bireyler de genetik faktörler nedeniyle daha yüksek risk taşır. Çok sayıda doğum yapmak, yetersiz ve dengesiz beslenme de kanser riskini artırabilir.”
“Tarama testleri kanserin erken evrede tespit edilmesine yardımcı olur”
Aksoy, serviks kanserinin genellikle erken evrelerde belirti vermediğini, bu nedenle düzenli yapılan jinekolojik muayeneler, pap smear ve HPV tarama testlerinin, kanserin erken evrede tespit edilmesine yardımcı olduğunu ve tedavi şansını büyük ölçüde artırdığını bildirdi.
Türkiye’de 30-65 yaş arası kadınlar için HPV-DNA testi uygulandığını hatırlatan Aksoy, bu testlerin Sağlıklı Hayat Merkezleri, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) ve aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak sunulduğunu kaydetti.
Serviks kanserinin belirtilerine değinen Aksoy, “Vajinal akıntının miktarında artış, renginde değişiklik veya kokusunda farklılaşma, adet dönemi dışında lekelenme tarzında kanamalar, adet kanamalarının daha uzun sürmesi veya şiddetinin artması, kadınların dikkat etmesi gereken durumlar arasında. Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama ve ağrı hissedilmesi, ayrıca menopoz sonrası kanama görülmesi de rahim ağzı kanserinin habercisi olabilir” ifadelerini kullandı.
Bu kanserden korunmanın başlıca yollarından bahseden Aksoy, “HPV aşısı, özellikle 9-14 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklarına yapılması gereken en önemli korunma yöntemi. Düzenli tarama testleri yaptırmak da çok önemli. Bunun dışında, güvenli cinsel ilişki ve sünnet gibi diğer koruyucu önlemler de riskleri azaltabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Aksoy, kadınların sağlıklarını korumak için her 5 yılda bir tarama testlerini yaptırması ve risk faktörlerinden kaçınması tavsiyelerinde bulundu.