Sanayi atıklarının boşaltıldığı dere, Marmara ve İstanbul için alarm veriyor! Prof. Dr. Orhan Şen, uyardı
İstanbul’un en kirli su hatlarından biri olan Esenyurt’taki dere, yıllardır çevresindeki fabrikaların bıraktığı atıklarla gündeme geliyor. CNN Türk Meteoroloji Danışmanı Prof. Dr. Orhan Şen, bölgede yaptığı incelemede hem kokunun hem de renk değişiminin tehlikenin boyutunu açıkça gösterdiğini vurguladı. Peki bu tablo, Türkiye’nin giderek büyüyen su krizini nasıl etkiliyor? Prof. Dr. Orhan Şen, uyardı.
Esenyurt’taki dere, uzun süredir çevrede bulunan fabrikaların arıtılmadan bıraktığı atık sular nedeniyle yoğun şekilde kirlenmiş durumda. Bölgeye gidildiğinde su yüzeyinde oluşan ağır renk değişimi ve keskin koku, kirliliğin ulaşmış olduğu kritik noktayı açıkça ortaya koyuyor.
Prof. Dr. Orhan Şen, “Kokudan durmak neredeyse imkânsız. Tüm sanayi atıkları bu dereye akıyor. Bu kadar su sıkıntısı çektiğimiz bir zamanda böyle bir manzara çok düşündürücü” diyerek durumu değerlendirdi.
SANAYİ ATIKLARI DEREYİ ZEHİRLİ HAVUZ HALİNE GETİRDİ
Şen, dereye bırakılan atıkların ağır metaller de dahil olmak üzere çok çeşitli kirletici içerdiğini belirtti. Bu tür bir suyun herhangi bir kullanım alanına kazandırılmasının neredeyse imkânsız olduğuna dikkat çekti:
“Bu kirliliğin olduğu suyu kullanmak mümkün değil. Üstelik bu kirli su Marmara Denizi’ne gidiyor ve oradaki canlı yaşamını da tehdit ediyor.”
Esenyurt’taki dere, İstanbul’da sanayi atıklarıyla gündeme gelen iki önemli akarsudan biri. Diğeri ise Ayamama Deresi. Her iki dere de şehrin yoğun endüstri bölgelerinin atıklarını doğrudan taşıyan hatlar olarak biliniyor.
“SU KAYNAĞINDA DURDURULMALI, ARITMA FABRİKADA YAPILMALI”
Prof. Dr. Şen, çözümün adresini çok net çizdi: ‘Atıkların dereye ulaşmasına izin verilmemeli. Buna göre fabrikalardan çıkan atık su, dereye verilmeden önce tesis içinde tutulup arıtma merkezlerine yönlendirilerek gri su haline getirilmeli. Bu yöntem, hem çevreyi korurken hem de sanayi ve tarımsal sulama için ek bir su kaynağı yaratabilir.’

SORUN SADECE İSTANBUL’DA DEĞİL: SAKARYA, KIZILIRMAK VE GEDİZ DE TEHLİKEDE
Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye genelinde birçok dere ve nehrin benzer şekilde kirlilik baskısı altında olduğunu belirterek üç kritik örnek verdi:
1. Kızılırmak
Ankara zaman zaman Kızılırmak’tan su temin ediyor. Ancak nehir, Anadolu’nun geniş tarım alanlarından geçerek ciddi miktarda tarımsal ilaç kalıntısı taşıyor.
2. Sakarya Nehri
Şen’in en kritik uyarısı Sakarya için geldi; “Sakarya Nehri temiz tutulursa İstanbul susuz kalmaz, Batı şehirleri susuz kalmaz.”
Batı Anadolu ve İç Anadolu’ya yakın bölgelerdeki sanayi atıklarının büyük bölümü Sakarya Nehri’ne boşaltılıyor. Oysa İstanbul’un su ihtiyacında Melen Çayı’nın ardından en önemli potansiyel kaynaklardan biri yine Sakarya.
3. Gediz Nehri
İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz Nehri, yıllardır sanayi atıkları nedeniyle ağır kirlenme altında. Bu durum İzmir Körfezi’nde hidrojen sülfür oluşumu, balık ölümleri ve kötü koku gibi sonuçlara yol açıyor.
“SUSUZLUK ARTARKEN SULARIMIZI KENDİ ELLİMİZLE KİRLETİYORUZ”
Türkiye’nin özellikle 2025 yılı itibarıyla ciddi yağış eksikliği yaşadığına dikkat çeken Şen, sanayi kaynaklı kirliliğin bu koşullarda çok daha büyük sorunlara neden olacağını söyledi:
“Yağış eksikliğiyle birleşen kirlilik, şehirlerimizin su güvenliğini tehdit ediyor. Sakarya, Kızılırmak, Gediz gibi büyük nehirleri kaynağında korumazsak susuzluk kapıyı çalacak.”
ÇÖZÜM: KAYNAĞINDA ARITMA VE YAYGIN GRİ SU KULLANIMI
Şen’e göre hem İstanbul’da hem de Türkiye’nin diğer bölgelerinde atık suların dere ve nehirlere ulaşmadan fabrikalarda tutulması, ardından arıtılıp gri su olarak yeniden kullanılması zorunlu bir adım. Hem çevresel yıkımı durdurmak hem de kuraklık riskine karşı suyu verimli kullanmak için bu yaklaşımın hızla yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.

Kaynak: Milliyet