Dolar 42,6945
Euro 50,1592
Altın 5.898,49
BİST 11.311,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 15°C
Açık
Denizli
15°C
Açık
Paz 14°C
Pts 12°C
Sal 13°C
Çar 13°C

Sorunların ortasında özgürlük heyecanı

8 Aralık 2024 sabahı Esad’ın zulmünden kurtulan Suriyeliler, bugün ülke genelinde devrimi kutlayacak. Şam’dan İdlib’e, Halep’ten Deyr Ez Zor’a karış karış dolaşarak, devrimin ilk yıl dönümünde yeni Suriye’nin röntgenini çektik. İç savaşın getirdiği yıkıma, Suriyelilerin yeni hayatlarına, penceresiz okullardaki eğitim krizine, küllerinden doğmaya çalışan ülkedeki yaşam mücadelesine tanık olduk.

Sorunların ortasında özgürlük heyecanı
REKLAM ALANI
10.12.2025 22:00
40

UĞUR YILDIRIM / SURİYE – Suriye’de muhaliflerin 61 yıllık Baas rejimine karşı devrimle sonuçlanan harekâtının üzerinden bir yıl geçti. Geçen bir yılda insanların yüzü gülmeye başlasa da, ülke halen sorunlar yumağı ile karşı karşıya. Fırat’ın doğusunu işgal etmiş SDG/YPG meselesi, güney sınırında işgalin boyutunu her geçen gün büyüten İsrail ve Dürzi azınlıklar, sahil şeridi boyunca yaşanan mezhep merkezli gerginlikler, ülkenin ortasındaki devasa çölde DAEŞ artığı küçük gruplar Suriye’yi her an yeni bir çatışma ve güvenlik riskinin kıyısında tutuyor. Ekonomik kriz, çöken altyapı, elektrik ile suda yaşanan sıkıntılar gibi onlarca sorun çözülmeyi beklese de Esad sonrası özgürlükle yeniden tanışan Suriyeliler geleceklerine umutla bakıyor.

İç savaşın başladığı yer

ARA REKLAM ALANI

Yeni Suriye yolcuğuna Esad yönetimini deviren hareketin çıkış noktasında, Ürdün sınırındaki Dera’dan başlıyorum. Mart 2011’de Arap Bahar’ından etkilenen lise öğrencileri Dera’da bir okul duvarına “Senin sıran da geldi, doktor” yazdı. Beşar Esad, göz doktoru olduğu için bu lakapla tanınıyordu. Yazıyı yazan öğrencilerin gözaltına alınıp, ailelerine şiddet uygulanması üzerine, 15 Mart 2011’de, cuma namazı çıkışı Şam ve Dera’da gösteriler düzenlendi. Rejim, sert yanıt verdi: Onlarca sivil hayatını kaybetti. 21 Mayıs 2011’de 13 yaşındaki Hamza el Hatib’in işkence görmüş bedeni, hükümet karşıtı bir gösteride tutuklanmasından haftalar sonra ailesine teslim edildi. Hamza’nın bedeni bir simgeye dönüştü. Gösteriler ülke geneline yayıldı. Suriye’de iç savaş böyle başladı.

ANNENİN ESAD ÖFKESİ

Devrimin birinci yılında Hamza’nın annesi Samira el Hatip ile konuştum. “Hamza öldürüldüğünde 7. sınıfa giden bir öğrenciydi” diyor Samira el Hatip: “Hâlâ eşyalarını saklıyorum. Kokusunu içime çekiyorum. Esad, inşallah bedelini öder, Allah ondan ve çocuklarından intikam alır.” Acısı Hamza ile de sınırlı kalmamıştı. Esad’ın devrilmesinin ardından, 2019’da tutuklanan büyük oğlu Ömer’in de gözaltında öldüğüne dair belgeleri Saydnaya Hapishanesi’nde bulmuş Samira el Hatip: “Ömer, zulümden kurtulmak için Dera’dan kaçtı. Bugün ya da yarın gelecek diye düşünüyordum. Ölüm haberi geldi. İki cihanda elim Esad’ın yakasında olacak.”

ŞAM’DA YIKIM DA UMUT DA BÜYÜK

Suriye’de muhalifler, 8 Aralık’ta Şam’ı aldıklarını duyurduğunda kente ilk giren gazeteciler arasındaydım. Bir yıl sonra tekrar Şam’dayım. Şehrin çeper mahallelerinde yaşanan yıkım öyle büyük ki kaldırılan milyonlarca ton hafriyata, koca bir toz bulutuna rağmen yaprak kımıldamamış gibi gözüküyor. Kısmen bir iyileşme olsa da şehirde su ve elektirik sıkıntısı devam ediyor. Her şeye rağmen şehir merkezi, tarihi Hamidiye Çarşısı dolup taşıyor. Yabancı turistler parmakla gösteriliyor ancak İdlib’den, Rakka’dan, Cerablus’tan gelen Suriyeliler çarşıları ve Emevi Camisi’nin avlusunu dolduruyor. Şehrin simge mekânlarından Navfara Kahvesi’nde, işletmenin üçüncü kuşak temsilcisi Abdullah ile konuştum; “Savaş bitti, korku duvarları aşıldı. Çok mutluyuz” diyor. Çarşıdaki asırlık meşhur dondurmacı Bakdaş’ta ise kalabalık nedeniyle içeriye adım atmak neredeyse imkansız. İşletme sahipleri, işlerinin devrimden sonra yoluna girdiğini söylüyor.

‘Özgür ve mutluyuz’

Şam merkezinden 20 dakikalık bir araba yolcuğu ile ulaştığım, bir zamanlar yüz binlerce kişinin yaşadığı Yarmuk Mahallesi’nde yıkım öyle büyük ki tarif etmek zor. Şam’ın dışındaki onlarca mahalle gibi Yarmuk da kronik sorunlarla boğuşuyor. Filistin’den 1973’te sürülen bir aileye rastlıyorum. Kadınlar anlatıyor: “Burada hayat halen çok zor, elektriksiz, susuz, toz içinde yaşıyoruz. Her şeye rağmen özgürüz ve mutluyuz.”

KAPISIZ, SIRASIZ OKULLARDA EĞiTiM

Suriye devriminin kilit noktalarından biri İdlib. Yıllarca muhaliflflerin kalesi olarak kaldı. Esad’ın saldırılarından kaçan milyonlarca sivile ev sahipliği yaptı. Türkiye sınırına sıkışan siviller yıllar boyu çadır kamplarda, derme çatma barakalarda evlerine dönecekleri günün hayalini kurdu. Esad’ın devrilmesinin ardından bu hayalleri mümkün hale geldi. Uçsuz bucaksız çadır kamplar bir bir boşalmaya başladı.

İdlib’de iç savaş sırasında 8 bine yakın okul kısmen ya da tamamen yıkıldı. Savaş sırasında doğan çocuklar ya hiç okul yüzü görmedi ya da eğitimini yarım bırakmak zorunda kaldı. Bölgedeki okulların mevcut durumu ülkedeki eğitim krizinin boyutunu gözler önüne seriyor. Öğrenciler sıraları, kapı ve pencereleri olmayan, duvarlarında mermi izleri bulunan okullarda, yerde ders yapıyor. İdlib Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ömer Kenju, yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: “Öğrenci sayımız yaklaşık 550 bin. Birçok öğrenci, kapısız, camsız ve masasız okullarda eğitim almak zorunda kalıyor. Soğuk nedeniyle çocuklar büyük sıkıntı yaşıyor. En büyük sorunlardan biri de tuvaletlerin olmaması.”

Her şeye rağmen…

Güney İdlib’deki Telmanes köyünde ikinci sınıf öğretmen Beyan İbrahim’in anlattıkları da farklı değil: “Bu çocuklar savaş gördü, hiçbiri düzgün bir eğitim almadı. Bazılarının giyecek ikinci bir kıyafeti yok. Soğuktan, tuvalet eksikliğinden hasta oluyorlar. Biz her şeye rağmen çocuklarımızın yanında olmak, onları yetiştirmek istiyoruz ama çok zorlanıyoruz.” Öğrencilerden Meryem Hüseyin’in şu sözleri ise yürekleri parçalıyor: “Okula evden battaniye getiriyorum. Ben ve arkadaşlarım battaniyenin üzerine oturuyoruz. Gürültü ve rüzgar yüzünden öğretmenimizi bile duyamıyoruz, dersleri anlamakta güçlük çekiyoruz.”

ÇÖLÜN İNCİSİ PALMİRA

Palmira Antik Kenti, görkemli sütunları, tapınakları, tiyatrosu ile çölün ortasında parlıyor. Antik kente yaklaştıkça iç savaşın yol açtığı yıkım yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Patlamalarla devrilmiş tarihi kemerler, DAEŞ’liler tarafından moloz yığınına çevrilmiş tapınaklar, antik kenti görmeye gelen birkaç ziyaretçinin içini acıtıyor. Kenti dolaşan birkaç yabancı turist arasında yer alan Çinli Li Chen, ““Palmira dünyanın en önemli antik kentlerinden biri, görmek istedik. Burası dünyanın ortak hazinesi” dedi.

M.S. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun hâkim olduğu bu bölge İpek Yolu üzerinde önemli bir duraktı. Yunan, Roma ve Pers mimarisini yansıtan yapıları burayı benzersiz kılıyordu. İç savaş başladıktan sonra stratejik konumu Palmira’yı bir savaş alanına dönüştürdü. 2015’te Palmira’yı ele geçiren DAEŞ, şehirdeki birçok önemli yapıyı yerle bir etti. 2016’da Rusya desteğindeki Rejim güçleri şehri geri aldı. Birkaç ay sonra DAEŞ şehri yeniden ele geçirip Tetrapylon’u havaya uçurdu. Rejim, 2017’de şehri yeniden aldı.

Şehrin içinde izinsiz kazılarda ortaya çıkartılan mezardan heykeller çalınıp yurt dışına çıkarıldı. Tedmurlu Aktivist Saggar Eltelli, “Savaş öncesinde her ay 150 bin kişi burayı ziyarete geliyordu. Bir zamanlar Palmira bölgesinde 40’a yakın otel, yüzlerce restoran vardı. Şimdi tek bir yer bile yok. Gelen üç beş kişi sadece bakıp sessizce gidiyor” diyor.

FIRAT’IN iKi YAKASI

Suriye’nin en güney ucundan, Irak sınırından yolculuğuma devam ediyorum. Fırat Nehri sağımda binlerce yıldır Suriye ovalarını sulamaya devam ediyor. Nehrin diğer tarafı YPG işgali altında. Nehir üzerindeki onlarca köprü iç savaş sırasında rejim güçleri tarafından yok edilmiş. İnsanlar nehri canlarını hiçe sayarak ilkel sal ve kayıklarla geçiyor. Hemen hemen her bölgede yüzlerce geçiş noktası bulunuyor. Bu noktalardan bazılarını devlet güçleri, bazılarını ise kaçakçılar yönetiyor. Fırat’ın iki yakasına insanlar, motorlar, arabalar, mallar taşınıyor. Fırat’ın batısında yeni hükümet polisleri, doğusunda ise YPG’li teröristler teknelerden inen herkesi tekrar tekrar arıyor.

Mayaden’deki bir geçiş noktası kaçakçıların elinde. Un, şeker taşıyan kamyonetler ilkel sallara yerleştirilip karşıya geçiriliyor. Giden malın değeri ve miktarına göre araç başı 100-500 dolar arasında para alınıyor. YPG’li militanlar da diğer tarafta araç başına para alıyor. Mayeden’deki diğer geçiş noktasında Suriye polisleri görev yapıyor. Tekneden battaniyeye sarılı bir hasta getiriliyor. YPG işgalindeki bölgede hastane olmadığı için hasta Musa Ahmed yakınları tarafından Mayaden’deki hastaneye taşınıyor. İnsanlar alışveriş, akrabalarını görmek ya da resmi işlemlerini halletmek için sürekli iki yaka arasında mekik dokuyor.

YARIN: MASAL ŞEHRİ HALEP ESKİ GÜNLERİNİ ARIYOR

Kaynak: Milliyet

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.