Tuncer Bakırhan’dan, Yılmaz Tunç’a kameralar önünde tepki: ‘Nerede durduğunu bir zahmet netleştirmesi gerekiyor’
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, “Umut hakkı gündemimizde yok” açıklamalarına tepki gösteren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Sormak lazım Adalet Bakanı bu sürecin neresinde? Kimin nerede durduğunu bir zahmet netleştirmesi lazım” diye konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.
Bakırhan, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve fesih çağrısına ilişkin, “Ankara doğru okumalıdır, iyi okumalıdır. Bu çağrıya verilen destekleri de iyi anlamalıdır. Çünkü bu çağrıya milyonların vermiş olduğu destek aynı zaman bu ülkenin demokratikleşmesini, özgürleşmesini inşallah bu Ramazan ayında beraberinde getirecektir” ifadelerini kullandı.
“DEMORATİK TOPLUM ÇAĞRISI TÜM KAMUOYUNA GÖSTERİLECEK”
Nevruzu kutlayan, “Barış ve özgürlük” temennisinde bulunan Bakırhan, “Önümüzdeki günlerde de Van’dan Amed’e, İzmir’den İstanbul’a kadar her yerde yine özgürlük Newroz’unu büyük bir coşku ve şevkle kutlamaya devam edeceğiz. Çünkü bu Newroz, milyonlarca Kürdün aslında dünya âleme ‘Em li vir in’ deme Newrozu’dur. Milyonlarca Kürt, barış ve demokratik toplum çağrısının yapıldığı bu süreçte nasıl durduğunu sadece Türkiye kamuoyuna değil, dünya kamuoyuna da göstereceği bir Newroz’dur” dedi.
Konuşmasını başında yaşamını yitiren barış annesi Sakine Arat’ı anan Bakırhan, “Newroz aslında Sakine Arat demektir. Yaşadığı tüm acılara rağmen barıştan vazgeçmedi. Az değil. İnkara karşı verilen mücadelede sakine ana 4 tane çocuğunu kaybetti. 4 canını yitirmesine rağmen rağmen onurlu bir barış mücadelesinden asla vazgeçmedi” dedi.
‘SURİYE’ MESAJI
Suriye’de SDG-HTŞ arasındaki 8 maddelik anlaşmasıyı değerlendiren Bakırhan, “Halkların statülerinin tanındığını demokratik, eşit, adil Suriye için büyük bir fırsat ortaya çıktı. Suriye’deki anlaşmaya ve türkiyede barış sürecine demokratik toplum çağrısı damgasını vurmuştur. Fakat bu mutabakata atılan imza henüz kurumadan Suriye’de halkların ve inançları görmezden gelen bir geçiş anayasası yürürlüğe girdi. Suriye geçici anayasası hazırladılar, bu Suriye’yi yeni bir karanlığa sürükleme girişimidir. 15 günde kurduğu geçicii komisyon bir taslak açıkladılar. Kürtlerle, Alevilerle, Süryanilerle, Dürzilerle görüşülmemiş… Bu anayasa kapsayıcı olabilir mi??” dedi.
“SIRA İKTİDARDA, DEVLETTEDİR”
Yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, “Bu süreci barışla taçlandırmak için pedal çevirmeye devam etmeliyiz. İlk pedalı sayın Öcalan büyük bir cesaretle, büyük bir sorumlulukla yerine getirdi. Şimdi pedal çevirme sırası iktidarda, devlettedir” dedi.
Bakırhan, şunları söyledi:
“Hadi buyurun, çevrilen pedalı devam ettirerek bu ülkeyi barışa, özgürlüğe, huzura kavuşturalım diyoruz. Sayın Öcalan’ın çağrısı üzerine 24 saat bile geçmeden PKK kendini feshetme kararı aldı. Fesih kongresi yapılması ve sürecin en kritik eşiğinin aşılması için güvenli bir ortam lazım. Bu güvenli ortamı sağlayın. Sayın Öcalan’ın kendi partisini kuracağı kongreyi yöneteceği, katılacağı mekanizmayı bir zahmet oluşturun. Bu da pedalı çevirmenin en önemli aşamalarından birisidir.”
İMRALI BAŞVURUSU YAPILDI
Meclis Grup Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakırhan, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşmek için heyetin başvuruyu yaptığını belirtti.
Bakırhan, Öcalan’ın Nevruz’da çağrı yapıp yapmayacağına ilişkin soru üzerine, “(İmralı’ya) Gidilmesi ve oradan bir mesaj getirilmesinin kimseye bir zararı yok. Sürece katkı sunar. Bunu umuyoruz, bekliyoruz” cevabını verdi.
ADALET BAKANI TUNÇ’A SERT TEPKİ
Bakırhan, ayrıca Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “umut hakkı” ve “tecrit” açıklamalarına tepki gösterdi.
Bakırhan, “Sormak lazım Adalet Bakanı bu sürecin neresinde? Kimin nerede durduğunu bir zahmet netleştirmesi lazım” diye konuştu.
Tuncer Bakırhan’ın Tunç’a yönelik tepkisi şöyle:
“Bu konuda uluslararası mahkemelerin vermiş olduğu kararlar var. AİHM kararları var. Sanırım bu mesele Sayın Adalet Bakanı’nı aşan bir meseledir. Uluslararası evrensel hukuku uygulayacaksa, umut hakkı diye bir şey de var. Bu bizim icat ettiğimiz bir mesele değil. Çözüm, barış olacaksa, yeni demokratik bir zemin oluşturulacaksa umut hakkı da tabii ki gözden geçirilmelidir. Adalet Bakanı’na sormak lazım. Gerçekten Adalet Bakanı bu sürecin neresindedir? Bu cevap, bu sürece ne katkı sunuyor? Tecrit yokmuş… Biz inandık mı buna? 4 yıldır Sayın Öcalan avukatlarıyla, ailesiyle mi görüşüyor? Ayıptır. Kimin nerede durduğunu bir zahmet biraz netleştirmesi gerekiyor.
Bizim cephemizden, derli toplu, net, somut, bu sürece nasıl yaklaştığımızı siz basın emekçileri biliyorsunuz. Saklamadan sakınmadan her şeye yanıt olmaya çalışıyoruz. Bizim muhatabımız şimdi kim? Her gün bir AK Partili yetkiliye, Bakana cevap vermek zorunda kalmayalım. Umut hakkı vardır. Umut hakkı bir haktır. AİHM’in karar verdiği evrensel bir haktır. Ne yapacak, insanlar sonsuza kadar cezaevinde mi kalacaklar?”