Üst üste 4 tsunami kurbanı! İskeleti Çeşme’de bulundu: ‘Santorini adamı’nın gizemi Denizlim Haber
Santorini’de M.Ö. 1600’de meydana gelenler, daha önce hiçbir yerde yaşanmamıştı. Olabilecek tüm doğal olaylar neredeyse bir anda yaşanmış, Ege’ye kıyısı olan Batı Anadolu toprakları da kül ve tsunami etkisinde kalmıştı. Bir uygarlığın çöküşüne zemin hazırlayan ve 2017’de gün yüzüne çıkmak üzere genç bir adamı küle boğan felaketin temelinde ise bugün de deprem fırtınasıyla gündeme gelen Santorini Adası ve Thera yanardağı vardı! Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu İzmir Çeşme’de bulunan ‘Santorini adamı’nı Milliyet.com.tr’ye anlattı.
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Daha kötüsü olmadan, en kötüsünün ne olduğunu bilemezsiniz. Santorini’yi 3 bin 600 yıl önce vuran felaket de yaşanacakların küçük bir kısmıydı. Dev dalgalar Girit kıyılarında kurulu Minos Uygarlığı’na ulaştığında ise diğer her yerden daha kötü felaketlere sahne olacak saatler başlamak üzereydi. Üstelik milattan önce 1600’de yaşananlar en büyüğü müydü bilinmez ama kesinlikle çok büyüktü. Hatta geçmişi kazıyıp, Santorini ya da diğer adıyla Thera Yanardağı’nın uluslararası bir sondaj projesinden gelen yeni verileri, yaşanmış tüm patlamaların en büyüğünün 500 bin yıl önceki olduğunu işaret etmişti. Thera ile ilgili bilinen en önemli şeylerden biri de benzer büyüklükteki patlamalarının son 360 bin yılda en az 12 kez tekrarlanması olmuştu. Patlamalar yanında yöresinde ne varsa yok etmiş, hatta ‘dolunay’ şeklinde olan adanın o şekli kaybederek ‘hilal’ olarak bugüne gelmesine bile neden olmuştu. Geride kalan bir tek şey vardı, yalnız başına Santorini’nin kurbanı olan bir adam! Ankara Üniversitesi Mustafa V. Koç Deniz Arkeolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu 3 bin 600 yıl önce Girit’te Minos’u çöküşe götüren afeti ve ‘Santorini Adamı’nı Milliyet.com.tr’ye anlattı.
227 KİLOMETRE UZAKTA ÇEŞME’Yİ VURDU!
M.Ö. 1600 yılında Santorini büyük bir volkanik patlama, deprem ve tsunamiyle yüzleşmişti. Ancak yaşananlar adanın çok daha uzaklarına kadar etki edecek ve bugün Türk toprakları olan Batı Anadolu’da bir afete sebep olacaktı. Üstelik volkandan yükselen kül Çeşme’ye, dev tsunami dalgaları ise Minos Uygarlığı’na kadar ulaştı. Minos’a ulaşan dalgalarla ilgili çarpıcı gerçekler ise günümüzde ortaya çıktı. Minos üst üste tam 4 tsunamiye maruz kalmıştı. Bu daha önce yaşanmış bir şey de değildi. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu 3 bin 600 yıl önce Ege sularında yaşanan büyük felaketi şöyle anlattı:
“Bağlararası’nda bu patlama sonucunda meydana gelen tsunamiler de çok önemli. Hiçbir yerde hiçbir yazıda ve kayıtta tsunami kalıntıları tespit edilmemişti. Arka arkaya 4 tsunami geldiğini keşfettik. Bu da daha önce başka bir yerde görmediğimiz bir durum ve son derece ilginç. Bütün Türkiye’nin Batı Anadolu kıyılarının araştırılması gerekiyor. Günümüzden 500 yıl önce de terk edilmiş kıyı yerleşimleri var bölgede. Bunlar da büyük ihtimalle tsunami nedeniyle terk edilmiş.”
1 BUÇUK METRE DERİNDE ‘SANTORİNİ ADAMI’
İzmir’de, Çeşme-Bağlararası’nda süren arkeolojik çalışmalar büyük emeklerin sonunda, dünyada ilk ve tek olma özelliğine sahip bir keşfi gün yüzüne çıkarmak üzereydi. Asılardır yerin 1 buçuk metre derininde saklı duran insan kemikleri, yaklaşık 3 bin 600 yıl önce yaşanan büyük bir afetin izlerini taşıyordu. Üstelik sırlarla dolu koskoca kazı alanında tek başınaydı! Belki bir felaketten kaçmaya çalışırken başarısız olmuş bir adamın kalıntıları, Santorini’deki süper volkanın, ‘süper’ afetinden izler taşıyordu. Volkandan püsküren lav Çeşme’ye kadar ulaşmamış da olsa gizemli bir ‘el’ külü ve dumanı 227 kilometre doğudaki Çeşme’ye itmişti. “Bugüne kadar aslında bu olay insanlık tarihinde meydana gelen bir doğa olayı sayılıyordu ve bütün Ege kıyılarını etkileyince binlerce kişinin ölümü gündeme geldi. Ancak arkeolojik olarak buna ait hiçbir kalıntı bulunmamış durumdaydı. Yani bir bilimsel bir arkeolojik kazıda hiçbir kalıntı bulunmamıştı. Sadece 1800’lü yıllarda Thera Adası’nda bulunan kalıntılar içinde bir insan iskeletine dair bulgu var ama Çeşme’deki gibi değil” diyen Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu, Santorini’deki Thera’nın küllerini Çeşme’ye taşıyan gücü ve ‘Santorini adam’ının gizemini şöyle anlattı:
“Çeşme, Bağlar Mahallesi aslında olaydan 227 km daha kuzeyde, uzakta yer alıyor. Ve bugüne kadar bu patlamanın bu kadar büyük bir uzak coğrafyalarda bu kadar büyük etkiler yaratmış olabileceği bilinmiyordu. Çeşme-Bağlarıarası’nda açığa çıkardığımız kalıntılar bize bütün yerleşimin yerle bir olduğunu gösterdi. Dolayısıyla eğer bu kadar uzaklıktaki bir kıyı yerleşimi de tamamen yerle bir oluyorsa, demek ki bütün Batı Anadolu kıyılarımızdaki yerleşim yerleri bu dönem için kuzey kıyıları, işte Yunanistan buradaki yerleşimlerin yok olması demek. Bu da büyük bir doğal afete dönüşüyor. Burada tabii bu volkanik külleri de açığa çıkarmış Bağlararası’nda. Yani demek ki Santorini volkanı patladığında rüzgâr daha çok doğuya esiyordu. Türkiye’deki Batı Anadolu kıyıları daha da içlerinde bu küllerin izleri var. Dolayısıyla bütün Türkiye’deki Batı Anadolu kıyılarının daha da içlerine gitmiştir küller. Bağlararası’nda Santorini adamını ilk kez arkeolojik kalıntılar içerisinde tabakaya bağlı olarak bulmuş olmamız önemli. Bu kurbanı ve yanındaki köpeği 2017 yılındaki kazılarımızda, yüzeye yakın, 1 buçuk metrede bulduk. Çünkü 1 buçuk metredeki kalıntılar, volkanın patladığı dönemde bölgenin yüzeyiydi.”
‘EN GÜÇLÜ DÖNEMİNDE ÇÖKÜŞÜ HAZIRLADI’
Girit adası milattan önce güçlü bir uygarlığın gelişim merkezi olmuş, kraliyet sarayları adadaki uygarlık yıkılsa da kalıntılarıyla ayakta kalmayı başarmıştı. Üstelik Girit onca felakete sahne olmuşken ayakta kalmak Minos Uygarlığı için çok zor olmuştu. Yaşanan afetler uygarlığın yıkılışına zemin hazırlamış ve ada bugüne dek pek başka devletin ve uygarlığın yönetimine geçmişti. Girit’te hem doğayla hem de insanla mücadele hep sürmüştü. Üstelik adı ‘La Serenissima’ diye konan Bizans mücadeleleri, Türk akınları, Ceneviz ve Venedik arasındaki rekabetler, asırlar sonra 1997’de dünyaca ünlü Kanadalı şarkı yazarı Loreena Mckennit’in eserlerine yansımıştı. Mücadeleler 1579 yılında ada Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanana kadar sürdü. Ancak 3 bin 600 yıl önce adanın çöküşüne zemin hazırlayansa insan ve devletlerin birbiriyle mücadelesi değildi. Minos için kötü günlerin başlangıç noktası, tam 125 kilometre ötedeki Santorini’den püsküren ve külleri Çeşme kıyılarına kadar ulaşan Thera Yanardağı’nın alevleri oldu. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu, Girit’teki Minos Uygarlığının çöküşüne zemin hazırlayan volkanik patlamaları ve beraberinde gelen tsunaminin izlerini de anlatarak sözlerini noktaladı.
“Tam volkanik patlamanın meydana geldiği zamanda aslında Minos uygarlığının en güçlü olduğu dönemler. Doğu Akdeniz’de Ege de hâkim olduğu bir dönem. Volkanik patlama ve tsunami meydana gelince deniz hâkimiyeti olan güç büyük bir darbe alıyor. Bu olay uygarlığı yıkmasa da yıkılmasına zemin hazırlıyor. Sonuçta bu sistem deniz aşırı ekonomik faaliyetleri üzerine kurulu. Sadece Girit etkilenmedi, tüm batı Anadolu kıyıları etkilenince oralardan Girit’e gidecek olan madenler, tekstil ürünleri artık gidemiyor. O dolayısıyla zincirleme bir çöküş dönemine giriliyor. Belli bir noktadan sonra Minos uygarlığının da sonu geliyor.” – Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu
Kaynak: Milliyet