Dijital çağ bireyi ‘Araf’ta bırakıyor
Fide Lale Durak, tül katmanlarıyla modern insanın arada kalmışlığını görünür kılıyor. Dijital çağın yaşam koşullarının bireyi “Araf”a sürüklemesini sorguluyor
Melisa Vardal – Fide Lale Durak, insanın varoluşsal sıkışmışlığını merkeze alan yeni sergisi “Araf”ta izleyiciyi kendi arada kalmışlıklarıyla yüzleşmeye davet ediyor. 6 Aralık’ta İzmir’deki Monk.Uniq Art Gallery’de açılacak sergi, sanatçının tül katmanlarıyla kurduğu portreler ve insan boyutlu figürler üzerinden ‘modern insanın’, “ne tam burada ne tam orada” hâlini görünür kılıyor. Dante’nin “İlahi Komedya”sındaki “Araf” tasvirlerinden ilham alan Durak, bugünün “Araf”ının arınmayı bekleyen ruhlardan değil; gerçeklikle imge arasında sıkışmış, ekonomik ve psikolojik yükler altında savrulan bedenlerden oluştuğunu hatırlatıyor.
Mesele değişememek
Sanatçı, günümüz insanını bu askıda kalma hâline sürükleyen kırılmayı şöyle tarif ediyor: “İnsanlar gerçeklikle sanal arasında bir çizgide asılı. Teknoloji hayatı kolaylaştırıyor ama ona bağımlı iletişim kurmanın deforme edici yanları da var. Sosyal medyada gösterilen hayatlar gerçeği kırarak yansıtıyor, çoğu zaman gösterilen o fotoğrafta gerçek an ıskalanıyor.” Durak’a göre mesele yalnızca dijital çağın yarattığı kırılma değil: Artan ekonomik baskılar, ağır çalışma koşulları ve yoksulluk da bu ruh hâlini besliyor. Burada bir yüzleşme ihtiyacının olduğunu söyleyen sanatçı “Bizi mutsuz eden şeylerin kök sebeplerinin farkındayız ama o gerçekle yüzleşip mücadele etmek, değiştirmek istemiyoruz. Bu da çok arada bırakan bir hâl bana kalırsa. Asılı kalmak gibi hayatta ya da fazla kıpırdamadan yaşamak gibi…” söyleriyle portrelerde de bu ruh hâlini, çelişkileri ve arada kalmışlığı göstermeye çalıştığını vurguluyor.
Durak’ın portreleri, gündelik hayatta rastladığı insanlardan yola çıkıyor. Sanatçı, toplu taşımadan sokaklara uzanan gözlemlerini fotoğraflayarak üretime dahil ediyor. Böylece figürler, hem bireysel hikâyelerin hem de kolektif bir ruh hâlinin izdüşümü olarak sergide yer buluyor. Tül ise bu anlatının hem malzemesi hem de metaforu. Bir perde gibi hem gösterip hem örten, hem alan açıp hem sınır koyan yapısıyla, “Araf”ın geçiş hâlini mekânın tamamına yayıyor.

‘Arınmayı bekleyemeyiz’
Durak, serginin temel çıkış noktasını şöyle özetliyor: “Benim modern ‘Araf’ım, bireyin toplumsal ve psikolojik olarak arada kalmışlığını, sürekli bir arayış ve dönüşüm hâlinde olmasını ifade ediyor. Bir arınma yok ve yüzleşilmesi gereken şey bugün. Cennetin de cehennemin de bu dünyada yaşandığını ve Dante’nin ‘Araf’ında gibi arınmayı bekleyemeyeceğimizi söylüyorum. Ancak her iki ‘Araf’ta da ortak tema, nihai bir sonuca ulaşmadan önce yaşanması gereken içsel mücadeleler ve belirsizlik duygusu.”
Kaynak: Milliyet