Nezle ve gribe karşı doğal güç: çorbalar ecza deposu gibi olmalı! İşte şifa formülü
Kış mevsimine girerken soğuk hava ve kapalı ortamlarda geçirilen sürenin de artmasıyla, nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi mevsimsel hastalıklar da yaygınlaşıyor. “Böyle dönemlerde en çok aranan bir kase sıcak çorba oluyor” diyen Diyetisyen Berna Arslan, çorba ve çorbanın faydaları hakkında bilgi verdi.

“Hemen hemen pek çok kişi, sonbahar kış dönemlerinde solunum yolu hastalıklarından muzdarip olurken, ilaçlarla en çok çorbaya yönelebiliyor. Plasebo etkisinden mi yoksa iyileştirici gücünden mi bilinmez, genelde hastalıkla savaşanların sofrasında en fazla aranan besin mutlaka çorba oluyor” diyen Diyetisyen Berna Arslan, hastalık dönemlerinde sıcak bir kase çorbanın kişilere iyi gelebileceğini söyledi.

SIVI VE ELEKTROLİTLERİ GERİ KAZANMAYA YARDIMCI
Diyetisten Arslan, “Bu sadece psikolojik bir rahatlama değil, aynı zamanda fizyolojik faydaları da olan bir durumdur. Özellikle ateş ve terleme ile sıvı kaybının arttığı durumlarda çorbalar, vücudun ihtiyaç duyduğu sıvı ve elektrolitleri (tuzlar ve mineraller) geri kazanmaya yardımcı olur. Bu, dehidrasyonu önlemek için kritik öneme sahiptir” dedi.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DESTEKLİYOR
Sıcak ama yakıcı olmayan çorbanın iltihaplı ve tahriş olmuş boğazı yatıştırabileceğine değinen Arslan, “Hastalık sırasında iştahsızlık yaygın olduğu için, besin değeri yüksek, kolay yutulur bir gıda almak önemlidir. Ayrıca çorbanın buharı, burun ve boğazdaki mukusu inceltmeye yardımcı olarak tıkanıklığı geçici olarak hafifletir.

Sıcak sıvıların bu etkisi, özellikle grip ve nezlede nefes almayı kolaylaştırır ve burun akıntısını azaltmaya yardımcı olur. Hastalık azaltmada da faydalı bir besindir ancak içeriği önemlidir. Çorba, bağışıklık sistemini destekleyen makro ve mikro besinlerin kolayca alınmasını sağlayan mükemmel bir araçtır” şeklinde görüş verdi.

ÇORBALAR ECZA DOLABI GİBİ OLMALI
Hastalık döneminde ve korunma amaçlı hazırlanan çorbaların içeriğinin, bir ecza dolabı gibi olması gerektiğini kaydeden Arslan, “Kemik suyuna veya et suyuna dayanan çorbalar, içerdikleri kolajen, jelatin, amino asitler (glisin, prolin) ve mineraller (kalsiyum, magnezyum) sayesinde bağırsak sağlığını destekler. Bağışıklık hücrelerinin büyük bir kısmı bağırsakta bulunduğundan, sağlıklı bir bağırsak dolaylı yoldan bağışıklığı güçlendirir. Çorbaya eklenen sebzeler vücudun savunma mekanizması için hayati önem taşır” diye konuştu.

SEBZELERLE ŞİFALI ÇORBALAR YAPILABİLİR
Sebzelerin içeriklerine de dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisten Berna Arslan şöyle devam etti: “Havuç, balkabağı, tatlı patates gibi turuncu sebzeler, vücutta A vitaminine dönüşen beta-karoten içerir. A vitamini, mukozal zarların bütünlüğünü koruyarak virüslerin vücuda girişini zorlaştırır. Kırmızı biber, maydanoz, brokoli ve ıspanak gibi sebzelerle zenginleştirilmiş çorbalar, yüksek C vitamini sağlar. C vitamini, bağışıklık hücrelerinin fonksiyonunu destekler. Sarımsak ve soğan gibi sebzeler, anti-enflamatuar ve doğal antiviral özelliklere sahip bileşikler içerir. Sarımsak özellikle allisin içeriği sayesinde güçlü bir bağışıklık destekçisidir. Bu ürünlerle hazırlanan çorbalar şifa kaynağıdır denilebilir.”
Kaynak: Milliyet