Bloomberg: Türkiye’nin kredi notu Erdoğan’a bağlı
Kredi derecelendirme şirketleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi politikasında daha ortodoks bir yaklaşım benimsemesi nedeniyle önemli bir dönemeçle karşı karşıya. S&P ve Scope, kredi riskleri devam etse de olumlu hamlelerden bahsederken lirada istikrarsızlık uyarısı da yapılıyor
Para yöneticileri ve analistler Türkiye’nin ekonomi yönetiminin başına iki eski Wall Street bankacısının getirilmesini (Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan) memnuniyetle karşıladı. Şimdi, bu atamaların ülkenin genel kredi tablosunu değiştirmeye yetip yetmeyeceğini değerlendirmek kredi derecelendirme şirketlerine düşüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden seçilmesinin ardından yatırımcılara güven vermek amacıyla Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası Başkanı ve Mehmet Şimşek’in Maliye Bakanı olarak atanmasını da içeren bir dizi önlem aldı.
JPMorgan Chase & Co. verilerine göre, o zamandan bu yana yatırımcıların ülkenin devlet tahvillerini karşılaştırılabilir ABD Hazine tahvillerine kıyasla tutmak için talep ettikleri ekstra getiri, Covid-19’un 2020’nin başlarında ülkeyi alt üst etmesinden bu yana en düşük seviye olan 367 baz puana düştü.
“DEĞİŞİKLİKLER ‘CESARET VERİCİ”
S&P’den Gill’e göre, her ne kadar ekonominin rotası hakkında hala belirsizlik olsa da yatırımcı duyarlılığındaki artış ve liderlikteki değişiklikler “cesaret verici”. Şirket geçen yıl Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu B’ye düşürmüştü.
Bu risk Fitch Ratings tarafından geçen ay yayınlanan bir raporda da yinelendi. Derecelendirme şirketi Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyenin beş kademe altında, B olarak belirledi.
Fitch analistleri Erich Arispe ve Paul Gamble bir notta, “Türkiye’nin erken politika gevşemesi konusundaki sicili ve merkez bankası liderliğinde tekrarlanan değişiklikler, politika değişikliğinin dayanıklılığı ve etkinliği konusundaki belirsizliğin kalıcı olarak azaltılmasının zaman alacağı anlamına geliyor” diye yazdı.
“EN BÜYÜK ZORLUKLARDAN BİRİ POLİTİKA TEDBİRLERİNİ GEVŞETMEK”
Scope Ratings’in Türkiye baş analisti Thomas Gillet konuyla ilgili “Yeni ekonomi yönetiminin önündeki en büyük zorluklardan biri önceki politika tedbirlerini gevşetmektir” dedi. Gillet’e göre bu zorluklardan bir diğeri ise finansal istikrar üzerindeki potansiyel etkileri hafifletirken, yüksek enflasyonu etkili bir şekilde kontrol altına almak ve piyasa kredibilitesini yeniden kazanmak için parasal sıkılaştırmayı tutarlı bir şekilde sürdürmeye çalışmak.
Merkez Bankası, Erdoğan’ın yeniden seçilerek iktidarını uzatmasının ardından başlattığı revizyonun merkezinde yer aldı. Türk politika yapıcıları, iki yıl üst üste iki toplantıda faiz oranlarını toplam 900 baz puan artırarak ülkenin iki yıldan uzun bir süredir ilk parasal sıkılaştırma döngüsüne başladı.
Moody’s Investors Service’e göre, parasal sıkılaştırmanın çok kademeli olması, liranın istikrarı ve ülkenin cari hesap dengesi için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Moody’s geçen yıl döviz rezervlerinin azalması nedeniyle Türkiye’nin notunu B3’e düşürmüştü.
kaynak : pd