Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 22°C
Az Bulutlu
Denizli
22°C
Az Bulutlu
Paz 24°C
Pts 24°C
Sal 25°C
Çar 26°C

Okunamayan mezar taşlarında geçmişin izleri aranıyor

Denizli’de kültürel mirasın tespiti, korunması ve yayınlara konu olması noktasında şehrin her karışında önemli çalışmalara imza atan Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa …

Okunamayan mezar taşlarında geçmişin izleri aranıyor

Denizli’de kültürel mirasın tespiti, korunması ve yayınlara konu olması noktasında şehrin her karışında önemli çalışmalara imza atan Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ve ekibi, il genelindeki mezarlıklarda bulunan Osmanlı dönemine ait mezar taşlarını hem kayıt altına alıyor hem de üzerindeki yazıları günümüz alfabesine çevirip yöre halkının geçmiş nesilleriyle bağını güçlendirmeye çalışıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile Denizli’de Osmanlı dönemine ait mezar taşlarının bulunduğu ilçe ve mahallelerde çalışma yapan Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ve ekibi, tarihi, dini, edebi, kültürel ve sosyolojik açıdan belge niteliği taşıyan mezarları ve mezar taşlarını tek tek tespit ediyor. Bu çalışmanın amacının Osmanlı dönemine ait mezar taşlarını belirlenmesi, okumalarının yapılması ve üretildikleri dönemin dini, kültürel, sosyal, edebi ve sanatsal yönlerinin ortaya konulması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Beyazıt mezar taşlarının yöreye ait bir tapu belgesi olduklarını ifade etti.

“Mezar taşları önemli bir kültürel miras öğesidir”

Prof. Dr. Mustafa Beyazıt, “Denizli’deki tüm ilçe ve mahalleler dahil olmak üzere Osmanlı dönemi mezar taşlarının çalışmasını yürütüyoruz. Kültürel miras değeri taşıyan taşların envanterleme çalışmasını yapıyoruz. Osmanlıca yazıları ve kitabeleri okuyoruz, çok güzel boy ile damga işaretleriyle karşılaşıyoruz. Yazısız, kitabesiz olsa da şekil ve form açısından incelediğimiz taşlar da oluyor” dedi ve mezar taşlarının bir tarihi belge ve çok önemli bir kültürel miras öğesi olduğunu belirtti.

Nesiller Buluşturuluyor

Çalışma yürütülen alanlarda vatandaşların bizzat kendilerine yakınlarının mezar taşlarının tespiti konusunda yardım istediklerini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Beyazıt, “Alan çalışmaları sırasında bizim en çok dikkatimizi çeken unsur, bölge halkının çalışmalara çok büyük bir ilgi duymasıdır. Bizi en mutlu eden unsur bu durum oldu. İnsanlar kendi atalarına ait defin yerini biliyor ama hangi mezarın onlara ait olduğundan emin değiller. Bizden rica ettikleri zaman talep edilen taşları okuyoruz. Bu durum neticesinde çok seviniyorlar ve bize dua ediyorlar. Bizzat yerinde nesilleri birbiri ile kavuşturmuş oluyoruz. O taşların birer kültürel miras olduğunu yöre halkına özellikle öğretmeye çalışıyoruz. Halkımızı yaşanan hırsızlık ve kaçak kazılara karşı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Mezar taşları tahrip ediliyor ve sergi amaçlı çalındıklarını da duyuyoruz. Yaptığımız çalışmaların bu durumun engellenmesine etki edeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Bu sülale lakapları soyadı kanunu ile soyadı haline gelmiş”

20. yüzyıldan bu yana bazı isimlerin kullanımında azalma olduğunu tespit ettiklerini ve yazılarda alfabe değişliği nedeniyle yazım hatalarının çoğaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Beyazıt, “İnsanlar o taşlarla temas ettiklerinde, onların kendi dedelerine ait olduklarını öğrendiklerinde kültürel mirasımıza sahip çıkıyorlar ve onların bekçiliğini yapmaya başlıyorlar. Mezar taşlarından insanların hangi işler ile uğraştığını öğreniyoruz, meslekleri tespit ediyoruz. Taşlara baktığımızda en çok dönemin insanları sülale lakaplarına ilgi duyuyor. Bu sülale lakapları soyadı kanunu ile soyadı haline gelmiş. İsimlere baktığımız zaman ’Ahmet, Ali, Mehmet, Mustafa, Ayşe, Emine’ gibi isimlerin günümüze doğru gitgide azaldığını, bunların da bir değişim geçirdiğini üzülerek görüyoruz. 1928 sonrası Latin Alfabesinin nasıl kullanıldığına yönelik de tespitlerimiz var. Hece bölmesi ve kelimelerin yanlış yazımına yönelik de bir yüksek lisans çalışması yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Belediyelerimize teşekkür ediyoruz”

Çalışmalarına katkı sağlayanlara teşekkür ederek sözlerine son veren Prof. Dr. Mustafa Beyazıt, “Çalışmalar Beyağaç, Çal, Çameli, Çivril ve Kale ilçelerinde gerçekleştirilmiştir. Gelecek yıllarda çalışmalar devam edecek, bunlarla ilgili yayın faaliyetlerimiz devam edecek. Çalışmalarımı ilçe belediyelerimizin destekleriyle sürdürebiliyoruz. Bu çalışmalara hamilik yapan halkımıza ve belediyelerimize canı gönülden teşekkür ediyoruz.”

Şehrin nabzını tutan, en son gelişmeleri anında sizlere ulaştıran sesimiz olmaya devam ediyoruz. Denizli’nin sesi olan Denizlim Haber ile şehre dair herşeyi keşfedin. Takipte kalın en yeni haberlerle güncel kalın.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.